Ölümsüz Arjantin-Küba komutanı Ernesto Che Guevara'nın kızı Aleida Guevara, 29 Mayıs Pazartesi günü Lübnan'da Filistin halkının davasına daha fazla destek çağrısı yaptı.

Filistin Halkının Dönüş Hakkı İçin Küresel Kampanya tarafından düzenlenen etkinliğe Şili, Avustralya, Fransa, Endonezya, Ürdün, İsviçre, Suriye, Venezuela, İran, Pakistan, İskoçya, Kuveyt, Arjantin ve Irak’tan konuklar katıldı.

Enternasyonalist doktor, Filistin büyükelçilerinin dönüş etkinliğine katılarak, Filistin halkına karşı işlenen insanlık suçları karşısında dünyanın sessizliğini sorguladı.

Sabah oturumundaki konuşmasında, Filistinlilerin onurunu ve bütünlüğünü savunmak için mümkün olduğunca çok insana ulaşmak için, tüm enlemlerde ve farklı alanlarda birliği sağlama ve eylemleri koordine etme ihtiyacı üzerinde ısrar etti.

Aleida Guevara, yetmiş yılı aşkın İsrail işgalinde Filistinlilerin kararlılığı ve mücadelesinden söz etti; çocuklarının huzur ve mutluluk içinde büyüdüğü, özgür ve egemen bir halk olarak bütün bir Filistin'i savundu.

Kahraman gerilla Che Guevara'nın kızı, Bahreyn, İspanya, Güney Afrika, Tunus, Hindistan, Cezayir ve Lübnan'dan diğer kişilerle birlikte Filistin davasının savunmasını güçlendirmek amacıyla Beyrut'ta Filistin davasının Elçileri unvanını alacak.

Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta düzenlenen Filistin davasıyla dayanışma eyleminde Aleida Guevara'nın yaptığı konuşma şöyle:


Sevgili yoldaşlar,

Erkek kardeşler ve kız kardeşler,

Benim için sakin bir şekilde Filistin hakkında konuşmak çok zor, gerçek şu ki hayatın bu aşamasında Filistin'in kalkınmasından, yeni Filistin'den bahsetmemiz gerekirken, Filistinlilerin dönüşünden bahsetmek, beni rahatsız ediyor. Kendi ulusal topraklarında ev yapma projelerinden, topraklarını daha verimli hale getirmek için zenginleştirme planlarından, Filistin halkının beslenme planlarından, kısacası Filistin'in ortasında konuşmalıyız.

Onca yıl süren çatışmalar, onca yıl süren ıstıraplar, tek suçları topraklarının bir kısmını yeryüzünden neredeyse tamamen silinmiş başka bir halkla paylaşmaya zorlanmak olan bir halka karşı, kaç tane insanlık suçu işlendi? Zenginliklerini ve uluslararası nüfuzlarını yavaş yavaş onları yerinden etmek için kullandılar.

Yahudi oldukları için kendilerine karşı işlenen suçları tamamen unutan ve bugün bunları komşularına tamamen uygulayan bir halkın hafızasını kaybetmesine çok üzülüyorum.

Neden bugün hala Filistin'in dönüşünden bahsediyoruz? Neden bu kardeş insanlara daha fazla sahip çıkamadık? Neden dünya böyle bir suça sağır ve kör görünüyor? Ne eksiğimiz var? Gücümüz yok ve bu gerekli güce ulaşmak için birliğe ihtiyacımız var, tüm enlemlerde, tüm olası alanlarda eylemleri koordine etmek, mümkün olan en fazla sayıda insana ulaşmak, onların duygularına dokunmak; Bunu başaramazsak, bir milletin neşesini, haysiyetini, bütünlüğünü her geçen gün tükettiği gerçeğini değiştiremeyeceğiz.

Perulu şair César Vallejo, ölmekte olan bir beden olduğunu, insanların onun etrafında birleştiğini ancak bedenin tüm insanlık yanına gelene kadar ölmeye devam ettiğini ve ancak o zaman bedenin tepki verip yürümeye başladığını ve Filistin'in ihtiyacı olan şey, hepimizin onun yanında olmamız ve Che'nin bizden istediği dayanışma bu, Roma sirkinde bir gladyatöre teklif edilen gibi değil, o insanlarla günlük gerçekliklerini ve yan yana yaşamak.

En büyük dileğim, bir insan bloğu olarak Filistin halkının egemenliği, istikrarı ve kalkınması gibi ortak bir amaç için çalışmamızdır.

Bu halktan bahsederken kaç görüntü geçiyor vicdanımızdan, kaç zulüm, kaç adaletsizlik, ne kadar acizlik? Fiziksel olarak orada olmayanlar için, haksız yere hapsedilen yoldaşlar için, sevdiklerinin yasını tutan ama mücadeleden vazgeçmeyenler için kendimi adıyorum.

Özgür ve egemen bir halk olarak tam bağımsız bir Filistin için, çocuklarının huzur ve neşe içinde büyüdüğü bir Filistin için, topraklarının ve sınırlarının sahibi Filistin için, o Filistin için zafere kadar savaşacağız, savaşacağız. Kazanacağız...

 

Struggle-La Lucha’dan özetlenerek çevrilmiştir