Lübnan Komünist Partisi Siyasi Büro, 30 Ekim günü bir açıklama yayınlayarak en geniş halk seferberliği ve uluslararası dayanışma çağrısı yaptı.
Gazze'de sekiz bin Filistinlinin şehit edilmesi ve iki bin kişinin kaybolması, on binlerce yaralının yanı sıra evleri yıkılan ve mülkleri zarar gören bir milyon vatandaş, Gazze Şeridi'ne karşı devam eden toplu temizlik savaşının trajik sonuçlarıdır. Bu iğrenç suç eylemi, Nazizm ve ABD'nin Hiroşima ve Nagazaki'ye nükleer bomba atmasıyla işlenen suçlara benzer bir soykırım anlamına gelmektedir.
Bu katliam karşısında 120 devlet BM Genel Konseyi'nde ayağa kalkarak İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırganlığını kınamış ve Filistin halkına yönelik soykırım savaşına son verilmesini talep etmiştir. Eş zamanlı olarak, uluslararası terörizmin baş destekçisi ABD'nin başını çektiği 14 ülke, Netanyahu hükümetine ve kan dökme kampanyasına koruma kalkanı sağlamak ve kuşatma altındaki Filistin halkına daha fazla acı çektirmek için ateşkes kararını reddetti.
ABD ve İngiltere liderliğindeki emperyalist ülkelerin hükümetleri, kendi halklarının ve yurtsever, komünist ve sol güçlerin isteklerinin tam tersine, Filistin halkına karşı yürütülen imha savaşına tereddütsüz destek vermektedir. Bu güçler saldırının başlangıcından bu yana dünyanın dört bir yanındaki kentlerde protesto gösterileri düzenlemektedir. Filistin ve halkı için mücadele devam edecektir. Birleşmiş Milletler kararı, Filistin halkının direncinin ve kahramanlığının yanı sıra, dünyada hala işgal ve baskı altında olan son ülkelerden biri olan Filistin için Arap halklarının ve dünyanın dört bir yanındaki özgür insanların dayanışmasının bir kanıtıdır.
Üzüntü verici ve kınanması gereken manzara ise, hiçbir Arap rejiminin Gazze'de yaşanan soykırım savaşını durdurmak için harekete geçmemiş olmasıdır. Hiçbiri ordusunu çatışmaya sokmaya cesaret edememiştir. Bunun yerine silah yığmakla ve olası iç çatışmalara hazırlanmakla ve silahlarını kendi halklarına karşı kullanmakla meşguller. Bazı ülkeler boş retoriklerle meşgul olurken, Filistin halkını yüzüstü bırakarak bu canice katliamla tek başlarına yüzleşmelerine neden oldular. Bu ülkeler, sınırları üzerinden insani yardım sağlama ya da büyükelçilerini sınır dışı ederek İsrail ile ilişkilerini kesme cesaretini dahi gösterememiştir.
Bugünün en önemli hedefi, devam eden katliamı ve halen tartışılmakta olan tartışmalı transfer projesini durdurmak için derhal ateşkes sağlanmasıdır. Bunu başarmak için bir yandan kahraman Filistin direnişinin direncini arttırmak, diğer yandan da başta İsrail devletini destekleyen ülkeler olmak üzere küresel çapta kamuoyu duyarlılığını ve siyasi baskıyı yoğunlaştırmak gerekmektedir.
Lübnan Komünist Partisi, Gazze sakinlerinin kararlılığı ve eylemleri ile aldıkları küresel desteğe dayanarak, komünistler, solcular, yurtseverler ve baskıya karşı duranlar da dahil olmak üzere Lübnan halkına çağrısını yineler. Onları, Lübnan'da ve ötesinde hem siyasi hem de örgütsel olarak daha geniş bir halk ve parti seferberliği bağlamında savunuculuklarını sürdürmeye çağırır. Bu hazırlık, İsrail'in Lübnan'a yönelik olası saldırılarını engellemeyi de kapsamalı ve başkent Beyrut'ta ve Lübnan genelinde dayanışma hareketlerini arttırmayı da içermelidir. Lübnan'ın öncelikli çıkarı, Filistin halkının geri dönme ve başkenti Kudüs olmak üzere tarihi Filistin topraklarının tamamında kendi devletini kurma hakkını desteklemekte yatmaktadır.
Aynı zamanda Lübnan Komünist Partisi, uluslararası dayanışmayı ve başta komünist ve işçi hareketleri ve kurumları olmak üzere özgürlüğü savunan herkesi, tereddütsüz destekleri ve artan eylem çağrıları için selamlar.
Zafer ezilenlerin yanındadır ve işgal eninde sonunda yok olacaktır.
Lübnan Komünist Partisi Siyasi Büro