< İsrail Zindanlarından Manzaralar

İsrail zindanlarında yaşananlar, yıllar boyu dünya kamuoyunun bilgisinde. Ve yıllardır Filistinli tutsaklar, İsrail zindanlarında yapılan işkencelere karşı, “idari tutukluluk”a karşı eylemler yapıyor, ayaklanıyor ve açlık grevlerine giriyor. Geçtiğimiz günlerde, bir ses daha yükseldi İsrail zindanlarından.

Defalarca kez “idari tutuklu” (İsrail yasalarına göre “suç işleme ihtimali olan” Filistinliler, herhangi bir yargılama, ceza olmadan zindana atılıp, keyfi olarak belirsiz süreler hapsedilebiliyor) olarak zindanlara atılan FHKC’li Halide Cerrar, avukatları aracılığı ile yaşadığı koşulları anlattı.

Filistinli Tutsaklarla İlişkiler Komisyonu ve Filistinli Tutsaklar Kulübü, Halide yoldaşın sesini dünyaya duyurarak, Onun 16 gündür “Neve Tirza” Hapishanesinde çok sert ve zor koşullar altında tek kişilik bir hücrede tecrit etmeye devam ettiğini açıkladı.

Aralık ayından bu yana tutsak olan ve Damon zindanından kısa süre önce Neve Tirza’ya sürülen Halide yoldaş, “Her gün ölüyorum. Hücre hava girmeyen küçük kapalı bir kutu gibi. Hücrede sadece üzerinde küçük bir pencere bulunan bir tuvalet var, o da naklimden sadece bir gün sonra mühürlendi. Bana nefes alacak alan bırakmadılar ve hücre kapısındaki 'aşnav' (gözetleme deliği) denilen şey bile mühürlendi. Nefes almak için çoğu zaman oturduğum yerde sadece küçük bir açıklık var. Hücremde boğuluyorum, saatlerin geçmesini bekliyorum, nefes almak ve hayatta kalmak için biraz oksijen parçacığı bulmayı umuyorum.” diye haykırıyordu.

“Tecritte yaşadığım sefaleti daha da kötüleştiren şey yüksek sıcaklıklar. Kısacası, en yüksek ayarda bir fırının içindeyim. Aşırı sıcak nedeniyle uyuyamıyorum ve beni bu koşullarda tecrit etmekle kalmadılar, hücredeki suyu da kasıtlı olarak kestiler. İçmek için su şişesi istediğimde bile en az dört saat sonra getiriyorlar. Cezaevi avlusuna çıkmama ise sekiz günlük tecritten sonra sadece bir kez izin verildi ve kalitesiz yemeklerin verilmesini kasıtlı olarak saatlerce geciktiriyorlar.”

Halide yoldaşın yaşadıkları, İsrail zindanlarında tutulan on binlerce Filistinli tutsağınkinden farksız. Neden tutsak edildiklerini, neden tecrite atıldıklarını, ne kadar süreceğini bilmeyen Filistinliler, yaşadıkları rahatsızlıklarda da en ufak bir tedavi hakkından, ilaç ve hijyen malzemelerinden mahrum hayatta kalmaya çalışıyorlar.

İsrail zindanlarında bu yaşananlar, İsrail’in dışarıda Filistin halkına karşı yürüttüğü soykırım katliamlarının bir parçası durumunda. Ellerinde tuttukları tutsaklara “rehine” muamelesi yapan siyonist devlet, dışarıda yaşanan her olayın intikamını, içeride tutsaklardan alıyor. Geçtiğimiz aylarda Filistinli örgütlerle yapılan esir takasları sonucu, yahut serbest bırakmaya karar verdiği idari tutukluların kameralara yansıyan görüntüleri dahi, Filistinlilerin yaşadıklarını gözler önüne seriyor. Kendilerine verilen sağlıksız besinlerden dolayı hastalanan, tedavi edilmeyen, basit rahatsızlıkları dahi kronik hastalıklara dönüşen tutsaklar, hastalanmalarına neden olan bozuk yemekleri yemektense aç kalmayı tercih eder noktaya geliyorlar.

Sosyal medya hesapları, serbest bırakılan tutsakların aileleri ve yoldaşları ile kavuşma sahnelerini paylaşırken, özgürleşen tutsakların önceki ve sonraki hallerini de paylaşmayı ihmal etmiyorlar. Bu sayfada göreceğiniz 3 kare bile, tutsakların durumlarını açıklıyor.

Bir kez daha: Zindanlar Yıkılsın Tutsaklara Özgürlük!