Üniversiteler ve gençlik üzerinde baskı, saldırı ve yasak terörü estiriliyor. Devrimci, ilerici öğrencileri susturmak, teslim almak için her yol denenirken, son saldırı haberleri ODTÜ ve Hacettepe’den geldi.

ODTÜ’de yapılması planlanan 3 etkinlik ardı ardına yasaklanırken, rektörlük seçimlere kadar her tür etkinlik ve panelin yasaklandığını duyurdu.

19 Aralık günü yapılması planlanan 3 etkinlik, ODTÜ Sosyalist Fikir Kulübü'nün "Neoliberalizmin Çıkmazı: Endüstri 4.0, Sarı Yelekliler" paneli; "Hayata Dönüş" Operasyonu'nun tartışılacağı SGDF’nin düzenleyeceği "İçeri ve Dışarı Ne Kadar Farklı" başlıklı paneli; Emek Gençliği'nin "Ekonomik Kriz" başlıklı panelleri Ankara Valiliği tarafından yasaklandı.

Yasaklamalara gelen tepkilerin ardından ODTÜ Rektörlüğü 20 Aralık günü tüm öğrencilere yolladığı bir e-posta ile her tür etkinliğin yasak olduğunu duyurdu: “Ülkemizin içinde bulunduğu seçim süreci boyunca Üniversitemiz dışından siyasi parti, topluluk, kurum ve kuruluşlar ile Üniversitemiz bünyesinde resmi topluluk olmayan gruplar tarafından yapılmak istenen panel ve/veya toplantılara izin verilmeyecektir. Üniversitemiz resmi topluluklarından gelen toplantı taleplerinde ise mevcut uygulama devam edecektir. Üniversitemizin eğitim ve araştırma ortamına zarar vermemek için mensup ve öğrencilerimizin bu konularda gerekli duyarlılığı göstereceğine inanıyoruz.”

ODTÜ Rektörlüğü ayrıca mezuniyet töreni sırasındaki protesto yürüyüşünü ve artan panel, etkinlik yasaklamalarını haber yapan Medya Topluluğu’nu da kapattı.

 

Dün, Hacettepe Üniversitesi Kitap Kulübü’nün çağrısı üzerine kampüse gelen Şair Ahmet Telli, katıldığı "Cumhuriyet Döneminde Edebiyat" konulu sunum sırasında faşist bir güruhun saldırısıyla karşılaştı.

"Toplumsal vicdan nedir" sorusuna "toplumların vicdanı yoktur linç kültürleri vardır. Vicdan bireyseldir” yanıtı veren Ahmet Telli’ye 35 kişilik bir grup "size bu ülkeyi mezar edeceğiz. Devlet biziz" diye sloganlar atarak Ahmet Telli ve söyleşiyi dinlemek için gelen öğrencileri hakaretleriyle taciz ederek, etkinliği engellediler. Ahmet Telli bu saldırının ardından "saldırganların tavrı sözümün kanıtıydı, linç etmeye gelmişlerdi. Yeniden çağırsalar yine giderim" dedi. Öğrenciler ise saldırganların okul öğrencisi olmadıklarını, dışarıdan geldiklerini söylediler.

Kendinden olmayan herkese saldıran, susturmak isteyen egemen sınıf, öncelikle toplumun en dinamik ve enerjik kesimi olan öğrencilere saldırıyor. Gerek tepeden inme yetkililer ve yasaklar eliyle, gerekse sivil faşistlerini fiilen saldırtarak.

Ne baskılar ve saldırılar gençliği yıldıracaktır, ne de şiirlerini, türkülerini korkusuzca haykıranlar korkup susacaktır. Baskılar Bizi Yıldıramaz. Ahmet Telli Yalnız Değilsin!