Dinci-faşist AKP iktidarının sırtını sıvazlayarak okullara soktuğu faşist örgütlenmeler, öğrencilerin ve velilerinin sabrını sınıyor. Amed ve İstanbul'da yaptığı açık faaliyetlerle öğrencileri kendi 'sohbetlerine' ve etkinliklerine katılmaya, öğrencilerin özel bilgilerini isteyerek liselerdeki öğrencilerin üzerinde baskı kurmaya çalışan AGD (Anadolu Gençlik Derneği), okul idareleri ve MEB tarafından korunuyor.
İstanbul Kadıköy Anadolu Lisesi'nde yatsı sohbetleri ve etkinlikler düzenleyen gerici Anadolu Gençlik Derneği, öğrencileri tehdit ederek ve okulda bir korku iklimi yaratarak kendi faaliyetlerini genişletmek ve dinci-faşist propaganda için kanal açmaya çalışıyor. Dinci-gerici AGD'den şikayetçi olan veliler ise CHP Genel Başkan Yardımcısı'na bir yazı yolladı. Yazıda ''Hadis sohbetlerini organize eden yatılı bir öğrenci, Anadolu Gençlik Derneği tarafından düzenlenen yatsı sohbetlerine katılmak için okuldan çıkışın yasak olduğu saatlerde okuldan çıkmakta, üstelik de bu sohbetlere beraberinde alt sınıflardan öğrenci götürmek için teşvikte bulunmaktadır. Bu sohbetlere gitmek istemeyen öğrenciler üst sınıflardaki arkadaşlarına durumu haber verdiğinde, onlar da söz konusu öğrenciyle konuşarak bu tür faaliyetlerde bulunmaması konusunda kendisini uyarmışlardır. Ne var ki, bu öğrenci, kendisiyle konuşan öğrencileri idareye şikâyet etmiş ve okul müdürü de bu öğrenciden yana tavır takınarak diğer öğrencileri disiplin soruşturması açmak ve okuldan atmakla tehdit etmiştir. Öğrenci protestoları müdürün adil olmayan bu tavrı sonrasında başlamıştı'' denildi. Amed'de ise liselerdeki öğrencilerden özel bilgilerini isteyen ve AGD'nin faaliyetleri hakkında bilgi edinmek isteyip istemediklerine ilişkin sorular bulunan anket formları dağıtıldı. Eğitim-Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan ise konuya ilişkin ''Anket adı altında liselerde dağıtılan bu form ile öğrencilerimiz açıkça bu derneğin faaliyetleri içersinde yer almaya teşvik edilmekte, kişisel bilgileri de alınarak suç işlenmektedir” ifadelerini kullandı.
Açıkça görülmektedir ki, dinci-faşizmin çürüyen bir kolu hep eğitim alanının üzerinde bulunmaktadır. Bu çürüyen kol, okullardaki dinci-gerici derneklerin faaliyetlerini genişletmekte, onlara yeni kanallar açmaktadır; ilerici en ufak bir düşünceye sahip olanlara ise sürekli tasfiye pozisyonunda, saldırı halindedir. İlerici ve devrimci düşünceleri sahiplenen ve dinci-gericiliğe karşı daha aydın bir geleceğin olacağı inancıyla tavır alan herkes, okullarındaki dinci örgütlenmelerin önünü kesmeli ve başlarını ezmelidir.