1 Mayıs yaklaşıyor. Dünyayı nasırlı elleriyle yaratan işçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü kutlu olsun.

1 Mayıs’ı zorlu günlerden geçerek karşılıyoruz. Bir tarafta dünyayı etkisi altına alan, yüzbinlerce insanın ölümüne sebep olan, 6 kıtaya yayılmış pandemik bir salgın... Diğer tarafta işini kaybeden, dükkanını kapatmak zorunda olan, işsizliğe mahkum kalmış milyonlarca emekçi....

İşsizlik, sefalet çığ gibi büyürken kapitalist sistemin çarkları dönsün diye tersanelerde, madenlerde, organize sanayilerde, marketlerde, depolarda, şantiyelerde milyonlarca işçi ise virüs tehdidiyle yetersiz önlemler altında çalışmak zorunda bıraktırılıyor. Evde kal çağrıları yapan sermaye sınıfı ve devleti kendilerini güvene alırken, işçiler hayatta kalabilmek, kirasını ödeyebilmek, aç kalmamak için ölümle burun buruna çalışmak zorunda. Ücretli izinden bahseden, koşullara itiraz eden işçiler işten çıkarılıyor, yüzbinlerce işçinin tazminatları, hakları gasp ediliyor. Dünyanın her yerinde ekonomi çarkları dönsün diye işçilerin yaşamını hiçe sayan, yoksulları maliyet unsurundan başka görmeyen, bütün sorunların düğümlendiği ve giderek derinleştiği kapitalist sistem temellerinden çatırdıyor.

İşte tam da böylesi bir süreçte işçilerin kendi yaşam hakkına sahip çıktığını yapılan eylemlerle, iş durdurmalarıyla görebiliyoruz. Bizi ezen, sömüren, ölüme iten bu asalak kapitalistlere karşı işçi sınıfının öncülüğünde gençlik olarak 1 Mayıs’ta harekete geçelim.

Salgının kapitalizmin temellerini kökten sarstığı bugünlerde gençliğin kapitalizme olan öfkesi çığ gibi büyüyor. Biz gençlik geleceksizlik sarmalında boğuşurken, bugünlerde yakıcı bir şekilde yaşadığımız tüm sorunları 1 Mayıs’ta Taksim’de ve kavga alanında haykıralım ve tüm yasaklamalara karşı sokakları, meydanları zapt edelim.

Milyonların öfkesi ve enerjisi bu kadar birikmişken, halk ayaklanması bu kadar yakınken sermaye sınıfı ve dinci-faşist iktidar iki defadır uyguladığı sokağa çıkma yasağını fırsata çevirerek eylemlerin, anmaların önünü almak için yasağı uygulayabilir. Ne kadar da bizleri düşünüyorlar! Milyonlarcamızın işsiz kaldığı, geriye kalanların ölümü bekleyerek çalışmak zorunda kaldığı bir ortamda bize düşen görev, en sıkı sağlık önlemlerini alarak başta Taksim olmak üzere her yeri eylem alanına çevirmek, greve çıkmak, sokakları kapitalizme dar etmektir.

Yaşasın 1 Mayıs!

Biji Yek Gulan!

Yaşasın Devrim, Yaşasın Sosyalizm!

DEVRİMCİ ÖĞRENCİ BİRLİĞİ (DÖB)