Festivalin 4. gününde (18 Ekim) sabahın erken saatlerinde media centere gelerek takılarımızla, Che tişörtlerimizle, bayraklarımızla, pankartlarımızla standımızı açtık.
Önceki günler gibi standımıza yoğun ilgi gösterildi. Kullandığımız Che bereleri için onlarca insan gelip fazladan olup olmadığını sordu. Olmadığını öğrenince fotoğraf çektirmekle yetindiler.
Festivale katılan ülkelerin delegelerine standımızda olduğu gibi panellerde de söz alarak DÖB’ü ve Denizleri tanıtmaya devam ediyor ve bu anlamda olumlu tepkiler alıyoruz.
Festivalin 4. gününde Filistin’le Dayanışma Forumu, “Suriye Savaşı” ve “Öğrenci hareketinin nitelikli eğitim özgürlük mücadelesi” ve “gençliğin sağlık, eğitim ve kültür alanındaki evrensel mücadelesi” başlıklı oturumlara katıldık.
Filistin’le Dayanışma forumunda Nakba (Filistinliler açısından felaket olarak görülen İsrail Devleti'nin bağımsızlık ilanını ve ardından gelişen olayları nitelemek için kullanılır)’dan bu yana Filistinlilerin yaşadığı zorluklar ve bu zorluklara karşı mücadelelerine değinildi. İşgal bölgesinden gelen Filistinli konuşmacıların pasaportlarının İsrail pasaportu olması, katılımcı kartlarında da İsrail bayrağı bulunmasına neden olmuştu. Oturumda bu durum protesto edildi ve Filistinlilerin kartlarındaki İsrail bayraklarını kapattıkları görüldü.
Suriye savaşı ile ilgili oturumda konuşmacılardan birinin Vatan Partili faşist olması ve konuşmaların genelinde Beşar Esad propagandası yapılması sebebiyle salondan ayrıldık.
Öğrenci hareketinin nitelikli eğitim özgürlük mücadelesi ve gençliğin sağlık, eğitim ve kültür alanındaki evrensel mücadelesi başlıklı oturumda ise Devrimci Öğrenci Birliği olarak söz aldık ve öğrenci hareketine bakış açımızı anlattık. Deniz Gezmiş’ten bu yana mücadelenin nasıl geliştiği, öğrenci hareketinin okul sıralarıyla sınırlı kalmaması, işçi sınıfı hareketiyle buluşması gerekliliği üzerinde durduk.
Aksam saatlerinde festivale katılan devrimci demokrat örgütlerin bir toplantı yapacağını öğrendik ve katılmak için toplantının yapılacağı salona gittik. Salona girdiğimizde bu toplantının özel bir toplantı olduğu ve katılamayacağımız söylendi. Israrlarımız üzerine toplantı öncesinde tüm örgütlerin dolaşıldığı, bir liste oluşturulduğu, bu liste dışında kimsenin konuşma yapamayacağı belirtildi. Listeyi kimin hazırladığını sorduğumuzda bize TKP (KP) cevabı verildi. TKP ile görüşüp neden bize haber verilmediğini sorduğumuzda bizi tanımadıklarını söylediler. Biz de onlara kaç yıldır devrimcilik yaptıklarını, Türkiye ve Kürdistan devrim tarihini bilip bilmediklerini sorduk ve cevabını alamadık. Bu durumu orada daha önceden temasa geçtiğimiz örgütlerle birlikte teşhir ettik, salonda ve girişinde bildirilerimizi dağıtıp orada bulunan örgütlerle sohbet ettik. Ayrıca WFYD temsilcileriyle de görüştük, bu konuda temaslarımız devam edecek.
Boydan boya reformist bir anlayışın ürünü olan TKP’nin devrimcilerin önünü kesmesine izin vermeyeceğiz. Faşizmle mücadele ettiğimiz gibi reformizmle de her alanda ve her yerde mücadele etmeye devam edeceğiz.