25 Mart Perşembe günü saat 15.00 sularında Kuzey Kampüsü önünde 4 Boğaziçi öğrencisinin gözaltına alınmasının ardından eylemler yeniden başlamıştı. 25 Mart Perşembe günü önce okul önünde ve daha sonrasında akşam saatlerinde Bebek Kapısı önüne desteğe giden 24 kişi gözaltına alınırken, Boğaziçi Dayanışması gözaltı ve saldırılara karşı 26 Mart Cuma günü saat 14.00’e çağrı yapmıştı.
Perşembe gözaltına alınan, aralarında birçok BGM üyesi 24 kişi de adliyeye getirilmiş, dışarıda destek için toplanan ve başın açıklaması yapmak isteyen Boğaziçililere polis saldırmıştı. Saldırıda 50’yi aşkın öğrenci gözaltına alınırken, Perşembe günü gözaltına alınan öğrencilerin hepsi akşam saatlerinde adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Çağlayan Adliyesi önünde gözaltına alınanların 47’si Cumartesi sabaha karşı serbest bırakılırken, 6 kişi hakkında savcılık gözaltı kararı vermişti. 27 Mart Cumartesi günü savcılığa çıkarılan 6 kişinin 4’ü tutuklama 2’si adlı kontrol şartı ile mahkemeye sevk edilirken, 6 arkadaşımız da haftada bir imza ve yurtdışı çıkış yasağı şartı ile serbest bırakıldı.
Yine Cumartesi günü Boğaziçililer ve dostları toplamda 76 kişinin gözaltına alındığı 3 günlük sürece dair "Yılmadık, Korkmadık, Vazgeçmiyoruz, Biz kazanacağız" demek için Kadıköy’de bir araya geldiler.
Açıklamadan önce, son süreçte gözaltına alınıp serbest bırakılan öğrencilere söz verildi. Sözü alan öğrencilerin coşkusunun kitleyle karşılıklı etkileşimi içerisinde gözaltında uygulanan işkencelere, başta LGBTİ+’lar ve Kürt halkı olmak üzere toplumun tüm ezilenlerine dair vurgu yapıldı. İşçilerin, emekçilerin, gençlerin ve kadınların diğer ezilen unsurlarla birlikte sürdürdüğü mücadeleyi sahiplendiklerini ve kendi mücadelelerinin de bu mücadelenin bir parçası olduğunu allem etmeden kallem etmeden, net bir biçimde ifade eden Boğaziçi öğrencilerinin açıklamalarında, bunların yanında haklılık ve meşruluk vurgusu da bariz bir şekilde yer aldı. Daha sonrasında ise basın açıklamasına geçildi.
Boğaziçi Dayanışması son süreçte okula ve arkadaşlarına, öğrenci dayanışmasını büyüten herkese yönelik baskı ve saldırı sürecini hatırlatarak başlayan açıklama “Sonrasında bu keyfi gözaltına karşı çıkan ve arkadaşlarımızı serbest bırakın diyen onlarca arkadaşımız daha işkenceyle gözaltına alındı. Buradan bir kere daha haykırıyoruz: Biz 83 gündür yan yana gelmekten, haksızlığa ve ayrımcılığa karşı çıkmaktan vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Biz biliyoruz ki; kendi meşruiyet krizini örtmek isteyen muktedirler, demokratik taleplerimizi gerçekleştirmek şöyle dursun, iktidarda bir gün daha kalabilmek uğruna eylemlerimize bütün baskı ve zor aygıtlarıyla saldırmaya devam edecek. Ama özgürlüğü onlar bize vermeyecek, biz alacağız!
Keyfi bir şekilde gözaltına alınmadığımız, tacize, tecavüze uğramadığımız sokaklar istiyoruz. Vermeyecekler, alacağız!
LGBTİ+’ların, kadınların eşit ve özgürce yaşadıkları bir ülke istiyoruz. Vermeyecekler, alacağız!
Demokratik bir üniversite istiyoruz. Vermeyecekler, alacağız!” şeklinde devam etti.
Öğrenciler açıklamalarını “Hiçbir baskı ve zor aygıtı direnişimizi kırmaya yetmeyecek. Üniversitemize kayyum rektör atadınız, ilk günden itibaren gür bir sesle kayyumlarınızı tanımıyoruz, özgür ve demokratik üniversite istiyoruz dedik. Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ+ kulübünü kapattınız; biz bulunduğumuz her alana gökkuşağının yedi rengini taşımaya devam ettik. Direnişimizi keyfi disiplin soruşturmaları, gözaltılar ve tutuklamalarla durdurabileceğinizi sandınız, biz her geçen gün daha kararlı bir şekilde taleplerimizi haykırdık, haykırıyoruz.
Bizi sırf LGBTİ+ düşmanlarının, kadın düşmanlarının oylarını kaybetmemek uğruna verdiği sözlerden dönenlerle karıştırmayın. Biz her zaman sözümüzde durduk, GERİSİNİ ONLAR DÜŞÜNSÜN!” diyerek sürdürürlerken; somut taleplerini de:
-Boğaziçi Direnişi sırasında gözaltına alınan, tutuklanan bütün arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın.
-LGBTİ+lara ve diğer hedef gösterilen bütün gruplara yönelik itibarsızlaştırma kampanyaları sona ersin!
-BULGBTİ+ kulübü yeniden açılsın!
-Başta Melih Bulu olmak üzere tüm kayyumlar istifa etsin!
-Üniversitelerde üniversitenin bütün bileşenlerinin katıldığı demokratik rektörlük seçimleri yapılsın!
-Okulumuzun içerisinde ve dışarısında süren polis ablukasına derhal son verilsin diye sıralandı.
Eylemin coşkusu ve kitlenin ruhuyla da tutarlı olacak şekilde taleplerin okunmasının ardından “Bunları ve daha fazlasını söylemeye yüreğimiz yetiyor! DİRENİŞİMİZ KAZANACAK! BUNDAN SONRASI HEPİMİZDE!” diyen öğrenciler, kendilerinden sonra alanda yapılacak eylemler için eylemi sonlandırdılar.