Hatay’ın Samandağ ilçesinde yapılan 6 Şubat anmasında yüzlerce kişi yürüyüş yaparak devlete öfkesini dile getirdi. Hatay’ı Samandağ’ı sermayedarlara bırakmayacaklarını haykırdı.
6 Şubat Maraş merkezli depremlerin birinci yılında birçok şehirde anma etkinlikleri gerçekleştirildi. Binlerce kişi anma etkinliklerini devlete ve kapitalist sisteme öfkelerini dile getirdi. Anma etkinliklerinin depremin yaşandığı 04.17 saatinde başladığı Hatay’ın birçok ilçesinde halk sokaklarda kaybettikleri yakınlarını andı. Mezar ziyaretlerinde bulundu.
Hatay’ın Samandağ ilçesinde anma etkinlikleri sabah saatlerinde mezarlıklara ziyaretlerle başladı.
Samandağ’da aralarında Mücadele Birliği Platformu’nun da bulunduğu 6 Şubat Samandağ Deprem Koordinasyonu’nun çağrısıyla yürüyüş ve anma programı gerçekleştirildi.
Sabah 11.00’de PTT önünde ellerinde depremde kaybettikleri yakınlarının fotoğrafları, rehyan dalları, çiçekler ve yasta olduklarını simgeleyen bahhur ve rihanilerle bir araya gelen kitle “Unutma Hesap Sor”, “6 Şubat’ı Unutma, Unutturma!”, “Deprem Değil Devlet Öldürür”, “Katillerden Hesabı Halk Soracak” yazılı dövizler taşıdı.
Toplanma alanına gelen depremzedeler “Enkaz altında bırakıldık, günlerce kurtarmaya gelmedi. İnsanlarımızı kendi ellerimizle enkazdan çıkarmaya çalıştık. Hala bulunamayan yakınlarımız, evlatlarımız var” diyerek öfkelerini dile getirdi.
11.30’da PTT önünde başlayan yürüyüş boyunca sık sık “Ma Rıhna Nıhna Hon”, “Katil Devlet Hesap Verecek”, “Deprem Değil Bu Bir Katliam”, “Gün Gelecek, Devran Dönecek, AKP Halka Hesap Verecek”, “6 Şubatı Unutma Unutturma”, “Bu Kenti Yeniden İnşa Edeceğiz”, “Unutmak Yok, Affetmek Yok, Helalleşmek Yok”, “Katillerden Hesabı Halk Soracak”, “Katil Devlet Samandağ’dan Defol sloganları atıldı. Yürüyüş güzergahı boyunca halk eyleme katılmaya devam etti. Kitle devlete olan öfkesini konuşmalar ve sloganlarla haykırdı. Devletin Hatay halkını bilinçli bir şekilde enkaz altında bıraktığını, yardımları engellediğini, zeytinliklerine, tarlalarına, evlerine ‘acele kamulaştırma’ adı altında el konulduğunu belirterek “Bizi enkaz altında da bıraksanız, aç susuz da bıraksanız, biz bu kenti terk etmeyeceğiz. Biz kendi yaralarımızı saracağız ve bu kenti yeniden kuracağız” dedi.
Yürüyüş sonunda Yeni Pazar Alanı’nda anma programı gerçekleştirildi.
6 Şubat Samandağ Deprem Koordinasyonu adına yapılan konuşmada
“Depremde bizi enkaz altında bırakanlar, sesimize kulak tıkayanlar karşımıza ‘kader’ diye çıktılar. Bu bir kader değil katliamdır! Unutmayacağız affetmeyeceğiz!” denildi.
Depremin hemen ardından devletin rant peşine düştüğü, insanların zeytinliklerini, tarlalarını, evlerini istimlak ederek inşaat şirketlerine paylaştırdı vurgulanan açıklamada insanların hala çadırlarda, konteynerlerde sağlıksız koşullarda yaşamaya çalıştığı belirtilerek “Katliam devam etmektedir” denildi.
Depremden sonra halkın hiçbir ihtiyacının karşılanmadığı belirtilen açıklamada halkın, kadınların, çocukların, gençlerin acil ihtiyaçları hatırlatılarak taleplerini dile getiren konuşmalar yapıldı.
Anmaya elinde kızının fotoğrafıyla anmaya katılan bir anne "Benim kızım altı gün sonra enkazdan çıkarıldı. Günlerce bekledi çıkaran olmadı... Yazıklar olsun!" diyerek isyanını dile getirdi.
Özellikle kadınların öfkeli konuşmaları ve sık sık "Sesimizi Duyan Var mı?", “Ma Rıhna Nıhna Hon!" haykırışları yükseldi. Yine bir kadın "İstemiyoruz seni Erdoğan, istemiyoruz. Hatay'a gelmeyin, gelmeyin!" dedi.
Her ne yaşanırsa yaşansın depremden sonra nasıl hayatta kalmak için kararlarını kendileri verdilerse bundan sonra da geleceklerini kendilerinin belirleyeceği, direniş ve dayanışmayla yaşamı yeniden kendilerinin kuracağı vurgulandı.
6 Şubat anmasında deprenin ilk günlerinden itibaren dayanışmada bulunan devrimciler, madenciler, inşaat işçileri, sağlık emekçileri, sanatçılar başta olmak üzere tüm emekçilerin dayanışmasıyla yaşamın yeniden kurulacağı vurgulandı. Depremin ilk günlerinden itibaren depremzedelerin yardımına koşan mesleklerden emekçilere söz verildi.
Madenciler adına Bağımsız Maden-İş Sendikası örgütlenme uzmanı Ayşe Büşra Yılmaz söz aldı.
"Elimizden gelseydi de daha çok insanı canlı çıkarabilseydik. "Maden patronları izin verseydi, daha çok kömür çıkarmak yerine daha çok canı enkazdan çıkarabilirseydik. Ama bizler yaşamın yeniden kurulacağından bu katliamın hesabının sorulacağından şüphe etmiyoruz" dedi.
Depremin ilk günlerinden itibaren dayanışmada bulunan SES Bakırköy Şubesi yönetiminden Çiğdem Yıldırım, "Yeniden burada olmak çok zor çünkü ilk geldiğim günlerin üzerinden bir yıl geçti ama değişen hiçbir şey yok!" dedi.
Depremin ilk günlerinde Hatay’a geldiğini başta Antakya olmak üzere bir çok mahalle ve köye gittiğini belirten Yıldırım, gelirken engellerle karşılaştıklarını, sonrasında ise “Çalışma izniniz yok” denilerek geri çağrıldıklarını belirtti. Maraş’a da gittiğini belirten Yıldırım “Çaresizce bir şeyler yapmaya çalışıyorduk. Geri çağrılınca deprem bölgesinde biraz daha kalabilmek için rapor almaya çalışıyorduk” dedi. Bir yıl sonra geldiğinde ise değişen hiçbir şey olmadığını, enkazların bile kaldırılmadığını, insanların çadırlarda, konteynerlerde susuz, hijyenden, sağlık koşullarından uzak şartlarda yaşamaya çalıştıklarını söyledi.
“Bir sağlıkçı olarak halkımızın sağlığını sermaye sahiplerinin insafına terk etmemek gerektiğini düşünüyorum ve bunun için de ilk günlerinden itibaren deprem bölgesine geldim” dedi.
Samandağ halkının kitlesel olarak katılmasının umut tohumları serpiştirdiğini belirten Yıldırım, “Burada anmaya gelenlere ve sabah Antakya’da anmaya katılanlara ve depremzedelerle dayanışmada bulunanlara teşekkür ediyorum. Dayanışmayla yaşamı yeniden kuracağız. Ma Rıhna Nıhna Hon” diyerek sözlerini tamamladı.
Konuşmaların ardından Geri Döneceğiz İnisiyatifi’nde yer alan Karaçay Şiir Topluluğu “Antakya ve Sen” adlı şiiriyle Antakya’yı, halkını, kültürünü anlatarak, depremde enkaz altında bırakıldıklarını ifade ederek “Biz çadır istedik, bize iki tır kefen gönderdiler Unutma!” diyerek halkın duygularını dile getirdiler.
Konuşmaların ardından Grup İsyan Ateşi, Grup Munzur, Praksis, Vardiya, Kaldırım Müzik Topluluğu, Emeğe Ezgi müzik grupları birlikte Arapça ezgiler ve devrimci marşlarla sahnedeydi. Anma etkinliği hep bir ağızdan söylenen “Çav Bella” parçasıyla son buldu.