Cumartesi Anneleri / İnsanları 988. Hafta eyleminde gözaltında kaybedilen Cüneyt Aydınlar için Galatasaray Meydanı'ndaydı.
Cumartesi Anneleri / İnsanları gözaltında kaybedilen yakınlarının bulunması ve sorumlularının yargılanıp cezalandırılması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı'nda yaptıkları eylemin 988. Haftasında 30 yıldır haber alınamayan Cüneyt Aydınlar'ın akıbetini sordu.
"Hak Ve Özgürlükler Siyasi Baskı Ve Tacizden Uzak Olarak Kullanılabilmelidir"
Basın açıklamasını okuyan Sebla Arcan, özgürlük alanının, hakların kullanımıyla genişlediğini, hak talebiyle özgürlük alanlarını genişletmek isteyenlerin, yasaklarla, yaptırımlarla karşı karşıya kalıyorsa, hak ve özgürlüklerin kullanımından söz edilemeyeceğini belirtenrek "Bu nedenle hak ve özgürlükler siyasi baskı ve tacizden uzak olarak kullanılabilmelidir. Devlet buna uygun zemini yaratmakla yükümlüdür" dedi.
"Galatasaray’da Bir Araya Gelerek Dayanılmaz Yaralarımızla Baş Etmeye Çalışıyoruz"
Gözaltında kaybetmenin insanlığa karşı işlenmiş en ağır suçların başında geldiğini, bu eylemin yalnız kaybedilen kişiyi değil, ailesini ve sevenlerini de derinden etkilediğine dikkat çeken Arcan, hakikati bilmeye dair hakları ellerinden alınan, tüm başvuruları sonuçsuz bırakılan ailelerin, maruz kaldıkları bu ağır travmaları ancak bir arada durarak aşabileceklerini ifade ederek "Biz, Galatasaray’da bir araya gelerek, aynı zamanda dayanılmaz yaralarımızla baş etmeye çalışıyoruz. Bizim bir araya gelmemizi sınırlamak, yaramıza tuz basmak anlamına gelir" diye konuştu. Arcan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya "Galatasaray yasağına yönelik attığınız olumlu adımın devamını getirin; Galatasaray’daki sınırlamaları kaldırın. Anayasa Mahkemesi kararının tam olarak uygulanmasını sağlama görevinizi yerine getirin" diye seslendi.
"Oğluma, Gözbebeğime Ne Oldu?”
30 yıl önce gözaltında kaybedilen Cüneyt Aydınlar'ın annesi Menekşe Aydınlar’ın “30 yıl oldu. Bilmeye hakkım var; oğluma, gözbebeğime ne oldu?” sorusunu devleti yönetenlere ve adli makamlara birlikte hep birlikte sormak için bir araya geldiklerini söyleyen Arcan, Cüneyt Aydınlar'ın dosyasını paylaştı.
"Gözaltı Kaydı Yedi Gün Sonra Yapıldı Mahkemeye Çıkanlar Arasında Yoktu"
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğrencisi olan Cüneyt Aydınlar, 20 Şubat 1994 tarihinde Bakırköy’deki Ömür durağında polisler tarafından gözaltına alındı. Gayrettepe Siyasi Şube’ye götürüldü. Burada 7 gün kayıt dışı gözaltında tutulduktan sonra, 27 Şubat 1994 tarihinde gözaltı kaydı yapıldı. Ancak aynı operasyon kapsamında gözaltına alınan 14 kişi mahkemeye sevk edildiklerinde aralarında Cüneyt yoktu. Bu kişiler 17 Mart 1994 tarihinde avukatları aracılığıyla kamuoyuna bir açıklama yaparak, 2 Mart 1994 tarihine kadar Cüneyt Aydınlar ile birlikte gözaltında tutulduklarını söylediler.
"Ayakta Duramayan Aydınlar'ın 30 Polisin Elinden Kaçtığı İddia Edildi"
İstanbul Emniyeti, Cüneyt’i soran ailesine ve İnsan Hakları Derneği avukatlarına “28 Şubat 1994 tarihinde yer göstermeye götürdük, elimizden kaçıp kayıplara karıştı” cevabını verdi. Cüneyt’ten bir daha haber alınamadı. Ailenin başvurduğu tüm yetkili merciler, elleri kelepçeli, ayakkabıları bağcıksız, görgü tanıklarının beyanına göre desteksiz ayakta duramayan birinin 30 kadar polisin elinden nasıl kaçabileceğini sorgulamadan polisin firar senaryosunu esas aldı.
"Polisler Beraat Etti Dava Zamanaşımı Gerekçesiyle Kapatıldı"
Savcılar olayı soruşturmak yerine, Cüneyt hakkında firar ettiği iddiasıyla yakalama kararı çıkardı. Hakimler Cüneyt’i kaybeden polislerin ifadelerini esas alarak haklarında beraat kararı verdi. Cüneyt Aydınlar dosyası evrensel hukuka aykırı olarak, zamanaşımı gerekçe gösterilerek kapatıldı.
"Cüneyt Aydınlar’ın Yaşamından Devletin Sorumlu"
Gözaltına alınan kişilery devletin koruması altında olduğunu ve yetkililerin bu kişileri korumakla sorumlu olduğunu hatırlatan Arcan Gözaltına alındıktan sonra akıbeti belli olmayan, aradan geçen 30 yıla rağmen kendisinden haber alınamayan Cüneyt Aydınlar’ın yaşamından devletin sorumlu olduğunu vurguladı.
"Failler Ağır Suçla Orantılı Olarak Cezalandırılmalı"
Gözaltında kaybedilişinin 30. yılında, Cüneyt Aydınlar dosyasında maddi gerçeği açığa çıkartacak etkinlikte bir soruşturma-kovuşturma yapılması ve faillerin işledikleri ağır suçla orantılı olarak cezalandırması gerektiğini söyleyen Arcan "Kaç yıl geçerse geçsin Cüneyt Aydınlar için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz" diyerek Galatasaray Meydanı'nda gözaltında kaybedilen yakınlarını sormaya devam edeceklerini belirtti.
Videoyu İzlemek İçin Tıklayınız.