Bugün ortaya çıkan bir habere göre, İstanbul’da Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde bir nükleer sızıntı yaşandığı, fakat İl Sağlık Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı’nın üstünü örttüğü öğrenildi.
Bir sağlık çalışanının anlatımına göre, hastanede bu yıl yoğun bir nükleer sızıntı yaşandı. TBMM’ye bir dilekçe ile bu durumu bildiren çalışan, sızıntının halktan gizlendiğini, “Gizlenmesi için talimatın, İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli Alim B. tarafından verildi”ğini ve sızıntının, hastane başhekimliği tarafından da bilindiğini anlattı. Söz konusu nükleer sızıntı hakkında ihbar ve şikayet oluşturan personelin görev yeri değiştirildi.
İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu yaptığı açıklamada, olayı Atom Enerji Kurumu’nun takip ettiğini, ölçümlerde herhangi bir sızıntının gözükmediğini söyledi.
Çam ve Sakura Hastanesi yetkilileri de, söz konusu sızıntı iddialarının doğru olduğunu belirtirken gerekli önlemlerin alındığını söyledi. Olayın nükleer tıp tedavisi uygulanan hastaların atıklarının depolandığı 15 tanktan birinin geçişinde çıkan arıza nedeniyle yaşandığını aktaran yetkililer, sızıntının otopark bölümünde bir temizlik işçisinin dikkatiyle ortaya çıktığını söyledi.
Atom Enerji Kurumu, AFAD ve hastaneyi yöneten Rönesans Holding’in yetkilileri, hastaların yattığı bölümün sızıntı geçene kadar kapatılmasına karar verdi. İki gün süren sızıntı ekipler tarafından tamir edildiği, personellerin bu sürede koruyucu ekipmanla çalıştığı söylendi.
Çam ve Sakura Hastanesi de açıklama yaparak “Kamuoyunu Bilgilendirme: 25.01.2024 tarihinde meydana gelen teknik arıza ile ilgili duyuru” başlığıyla bir duyuru yayınladı. Hastane:
"İlgili tarihte Nükleer Tıp Kliniğinde Radyoaktif İyot tedavisi alan hastaların atıklarının toplandığı sıvı atık tanklarında bir teknik arıza meydana gelmiştir. Tankların bağlı olduğu ünitenin faaliyeti durdurulmuş ve bölgede güvenlik tedbirleri alınarak mahallin çevresi koruma altına alınmıştır.
İlgili birimlerdeki değerlendirmeler sonrası AFAD ekipleri ve Nükleer Denetleme Kurumu (NDK) davet edilmiştir. AFAD ekibi ve NDK denetlenmesi sonucunda olay sürecinde alınan tedbir ve uygulamalarda herhangi bir eksiklik tespit edilmemiş, gerekli önlemlerin alındığı tespit edilmiştir. Bu süreçte hasta veya hastane çalışanlarına herhangi bir radyasyon maruziyeti tespit edilmemiştir.
NDK denetimi sonrası hazırlanan ve sonrasında kurumumuza gönderilen resmi yazışma ve yapılan öneriler doğrultusunda, süreç ile ilgili talimatlar yerine getirilmiş olup NDK’nun önerdiği sürenin sonunda gereken tüm bakım ve onarım işleri tamamlanmıştır. Son denetimlerden ardından klinikte hasta alımı tekrar başlamıştır.
Hastanemize sağlık hizmeti kesintisiz ve güvenli bir şekilde sürdürülmektedir. Kamuoyuna saygıyla duyururuz."
Bir sağlık emekçisi de yaşananları bizlere şöyle anlatıyor:
“Sızıntının başladığı dönem F Blok’ta (Onkoloji Hastanesi) otoparktan kemotetapi önüne çıkan asansörler kapatılmış.
Teknik arıza var denmiş. Sonra orada çalışanlar sızıntıya dair bir şeyler duysalar da, ‘yok öyle bir şey’ denilmiş. Araçlarını kapatılan tarafa koyup, başka asansörlerle üst katlara çıkmış çalışanlar. Sonra Radyasyon Onkolojisi hekimlerinden biri, ‘Radyoaktif iyot tedavisi alan hastaların izole kaldıkları dönemde radyoaktivite içeren atıkları tanklarda radyoaktifliği sıfırlanana kadar bekletilir. Bir tanktan diğerine aktarma sırasında drenaj pompası arızalanınca, sanıyorum taşma olmuş. Ünitenin faaliyetine ara verilerek, radyoaktif atıkların radyoaktivitesinin sıfırlanması beklenildi. O sürede tanklara komşu otopark bölümleri, giriş çıkışları kapatıldı. Hatta oraya arabasını park edenler bilir, bayağı sıkı önlemler alındı. Medikal fizikçi arkadaşlar neredeyse her gün ölçüm aldılar. Radyoaktivitenin sıfırlandığı ölçüm cihazlarınca belirlenince, o bölge tekrar kullanıma açıldı.’ diyerek bilgilendirme yaptı.
Güvenlikler 1 hafta - 10 gün nöbet tuttu asansörlerin önünde kullanılmasın diye. Çalışanlar tarafından da inşaat sebepli diye düşünülmüş.”