Cumartesi Anneleri/ İnsanları 1019. hafta eyleminde 29 yıl önce gözaltında kaybedilen Düzgün Tekin'i için Galatasaray Meydanı'ndaydı.
Cumartesi Anneleri / İnsanları 1019. haftasında gözaltında kaybedilen yakınlarının fotoğrafları ve karanfillerle geldikleri Galatasaray Meydanı'nda 29 yıl önce gözaltında kaybedilen Düzgün Tekin'in dosyasını paylaştı.
Basın açıklamasını okuyan İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, 950. hafta eyleminde gözaltına alınan Cumartesi İnsanlarına açılan davanın 3. “Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması” nedeniyle beraat kararı verildiğind değinerek "Bir kez daha Galatasaray’daki barışçıl buluşmalarımızın suç teşkil etmediği yargı mercileri tarafından teyid edilmiş oldu" dedi.
Yoleri, ayrıca, İstanbul 14.İdare Mahkemesi, Beyoğlu Kaymakamlığı’nın Galatasaray’daki 948 ve 949. buluşmaları yasaklayan kararını hukuka aykırı bularak oy birliğiyle iptal ettiğini hatırlattı.
Yoleri 1019. haftada mahkeme kararlarına rağmen yine Galatasaray Meydanı'nın polis bariyerleriyle çevrili olduğunu belirterek Düzgün Tekin'in dosyasını paylaştı.
21 yaşındaki Düzgün Tekin, tekstil işçisiydi. Sendikal mücadelenin içerisinde yer alan Düzgün, DİSK Tekstil –İş Sendikası 2 No’lu Şube delegesiydi.
Ailesine bir haftadır polis tarafından takip edildiğini söyleyerek, kendisini takip eden araçlardan birinin plakasının 34 F 6676 olduğunu kağıda yazarak eve bıraktı. Evdekiler de içinde sivil giyimli şahısların bulunduğu bir otomobilin günlerdir evlerinin önünde beklediğini görmüştü.
Düzgün Tekin, 21 Ekim 1995 tarihinde, İstanbul Güneşli Evren Mahallesindeki ağabeyinin evinden Bayrampaşa’daki işyerine gitmek üzere ayrıldıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamadı. O günden sonra evin önünde bekleyen otomobil de bir daha gelmedi.
Düzgün Tekin'in Ailesi, avukatlarıyla birlikte tüm resmi kurumlara başvurdu. Halkın Hukuk Bürosu ve İnsan Hakları Derneği yasal girişimlerde bulundu, Af Örgütü de bir kampanya düzenledi. Ancak, Düzgün Tekin'i günlerce takip eden güvenlik birimleri onun nerede olduğunu bilmediğini söyledi.
Elif ve Veli Tekin oğullarını aramak için Dersim’deki köylerinden ellerinde Düzgün’ün fotoğrafıyla Galatasaray’a geldiler. Elif Tekin buradan ilk kez “Oğlum Düzgün neredesin? Seni bulmak için Cumartesi Anneleri’ne katıldım. Cevapsızım, yönsüzüm!” diye seslendi.
Olaydan 18 ay kadar sonra, JİTEM’le bağlantılı itirafçı Kasım Açık, Düzgün Tekin’in JİTEM birimi tarafından sorgulanarak öldürüldüğünü ve bedeninin Edirne yakınlarındaki bir askeri alanda bulunan Çadırkent çöplüğüne gömüldüğünü açıkladı. Düzgün’ün eşkâl bilgilerini ve üzerindeki giysilerini tarif eden Kasım Açık, olay yeri ile ilgili de bir kroki çizdi.
Bu gelişme üzerine, 27 Mayıs 1997 tarihinde, arama faaliyetinde bulunmak için Düzgün’ün ailesi, arkadaşları ve insan hakları savunucuları Çadırkent’e gitti. Ailenin ve avukatların tüm ısrarlı taleplerini dikkate almayan yetkililer göstermelik bir arama çalışması yaptı ve sonuç alınamadı.
Kasım Açık’ın itirafları kendi el yazısı ve imzası ile savcılığa verilse de, etkin bir soruşturma yürütülmedi. Bugüne kadar yetkili makamlardan Düzgün Tekin’in akıbetine yönelik hiçbir açıklama yapılmadı ve dosya cezasızlık zincirinin bir halkasına dönüştürüldü.
Gözaltında kaybedilen ve 29 yıldır kendisinden haber alınamayan Düzgün Tekin'i unutmadıklarını belirten Gülseren Yoleri, "Kaç yıl geçerse geçsin; Düzgün Tekin için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz" dedi.
Cumartesi Anneleri/ İnsanları gözaltında kaybedilen yakınlarının anısına karanfiller bırakarak Galatasaray Meydanı'ndan ayrıldı.