"Sağlığı Tehlikede Olan Hasta Tutsak Fevzi Arslan Serbest Bırakılsın!"

İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu 654. F Oturması'nda başkalarının yardımı olmadan yaşamını idame ettiremeyen hasta tutsak Fevzi Arslan'ın serbest bırakılmasını istedi.

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu tarafından hasta tutsakların tedavilerinin sağlanması ve zindanda tedavisi mümkün olmayan tutsakların serbest bırakılması için gerçekleştirdiği F Oturması'nın 654. haftasında hasta tutsak Fevzi Arslan'ın sağlık durumunu paylaştı.

Basın açıklamasını okuyan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin Metris R Tipi Hapishanesi’nde tutulan ağır hasta mahpus Abdülkadir Kuday 2 Ekim günü yaşamını yitirdiğini hatırlatarak sözlerine başladı.

 

"Hasta Tutsak Kuday'ın Ölümü Cinayetten Farksızdır"

Yürüme, yeme ve konuşma yetilerini dahi kaybetmiş olan, yatağa bağlı halde hapiste tutulan Abdülkadir Kuday’ın, cinayetten farksız ölümünü durdurabilmek için, tedavi ve yaşam hakkının korunması adına defalarca açıklama yaptıklarını belirten Keskin, "İlgili bakanlıklara ve kurumlara yazılar yazarak tedavi ve sağlık hakkı korunsun, hapishanede bu sağlanamıyorsa tedavi maksadıyla infazı ertelensin ve serbest bırakılsın dedik. Avukatları ve ailesi tarafından Adalet Bakanlığına, İnfaz Savcılığına, Adli Tıp Kurumu’na dilekçeler verilerek önce tedavi için serbest bırakılması, artık iyileşme umudu kalmadığında ise yakınlarının yanında ölümü karşılaması, yakınlarıyla vedalaşabilmesi için serbest bırakılması istendi" diyerek Kuday için verilen mücadeleyi aktardı. Ancak verilen dilekçeler her defasında reddedildi ve Abdulkadir Kuday , veda hakkı dahi tanınmadan göz göre göre ölüme terk edildi.

 

"Tutsakların Tedavileri Sağlanamıyorsa Serbest Bırakılmalı"

Yasalar gereği, devletin tutsakların sağlık ve yaşam haklarını korumak için gerekli önlemleri almak zorunda olduklarını, önlenebilir her ölümün bir cinayet, sorumluluklarını yerine getirmeyen tüm yetkililerin de bu suçun faili olduğunu vurgulayan Keskin, zindanlarda tedavi ve sağlığa erişim sorunlarının acil çözümü, bu sağlanamıyorsa ayrımsız bütün hasta tutsakların tedavi maksadıyla serbest bırakılmalarının önündeki engellerin kaldırılması için yetkilileri göreve çağırdı.

Eren Keskin 654. F Oturması’nda; Adana Suluca Y Tipi Kapalı Zindanı'nda tutulan hasta tutsak Fevzi Arslan’ın sağlık durumunu paylaştı.

 

"Fevzi Arslan'ın Hayatı Tehlikeye Atılıyor"

56 yaşındaki Fevzi Arslan; Beyin hasarına bağlı olduğu söylenen şiddetli baş ağrısı, uykusuzluk, ailesini tanımayacak ve yemek yemeyi unutacak seviyede unutkanlık, sol ayak parmaklarında hissizlik ve hızla ilerleyen yürüme güçlüğü nedeniyle yaşamını sürdürebilmek için başkalarının yardımına ihtiyaç duyar hale gelmiş olmasına rağmen, yeterli tedavi ve bakım sağlanmayarak sağlığı ve yaşamı tehlikeye atılmaktadır. Oğlu açıklamasında;” Babamın sağlık sorunları tutuklandıktan sonra ortaya çıktı. Gözaltında iken ağır işkenceler yapılmış, öldü diye morga bile bırakmışlar. Ama hastane yerine hapishaneye götürmüşler. Sağlık sorunları artınca da tedavi edilmedi, şikayetleri “psikolojik” denilerek verilen ilaçlarla geçiştirildi. Babam unutkanlık nedeniyle görüşlerde zaman zaman bizi dahi tanımıyor. Acıktığında Yemek yemeyi, yıkanmayı unutuyor. Yürümekte zorlanıyor, tuvalete gidebilmek için bile bir yere ya da birine tutunması gerekiyor. Çekilen MR sonuçlarını özel doktora gösterdik. Beyin erimesi var, beyin küçülüyor, acil tedavi edilmesi gerekiyor dediler ama tedavisi yapılmıyor. Son 2 aydır ağız içi araması dayatıldığı için hastaneye götürülmüyor. Babam adeta ölüme terk edildi ve düzgün bir şekilde tedavi edilmezse ölümü an meselesi, çünkü beyin her geçen gün küçülüyor her geçen gün ölüme bir adım daha yaklaşıyor. Babamın tedavisi için destek bekliyoruz” demiştir.

Eren Keskin, hasta tutsak Fevzi Arslan Ve bütün ağır hasta tutsakların serbest bırakılarak, sağlık ve yaşam haklarının korunması için yetkilileri göreve, kamuoyunu duyarlılığa çağırdı.

Eylem "Hasta Mahpuslar Serbest Bırakılsın", "Fevzi Arslan Serbest Bırakılsın", "Tedavi Haktır Engellenemez", "Tecrit Öldürür Dayanışma Yaşatır" sloganlarıyla sona erdi.