Cumartesi Anneleri / İnsanları 1024. Hafta eyleminde 28 yıldır akıbetleri karanlıkta bırakılan, failleri cezasızlıkla korunan Mehmet Şirin Bayram ve Ramazan Tekin için Galatasaray Meydanı'ndaydı.
Cumartesi Anneleri/ İnsanları 1024. Hafta eyleminde 28 yıl önce gözaltına alınan ve bir daha haber alınamayan Mehmet Şirin Bayram ve Ramazan Tekin için Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi.
Bu hafta basın açıklamasını gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un kızı Avukat Jiyan Tosun okudu. 1024 haftadır, kayıp yakınlarının taleplerinin karşılık bulması için Türkiye’nin demokratikleşmesine ihtiyacımız var diyerek buluştuklarını ancak demokratik bir ortamda, çatışmanın, çözümsüzlüğün değil, barışın, çözümün hedeflendiği koşullarda taleplerinin bulabileceğini söyleyen Tosun fakat her güne ülkeyi çözümden, barıştan uzaklaştıran yeni sorunlarla uyanıldığını belirterek "Bu sorunlardan biri de yurttaşlık statümüzü ve anayasal haklarımızı hedef alan kayyum atamaları oldu" dedi.
"Kayyum Uygulamasına Son Verilsin"
Belediyelere kayyum atanmasının seçme ve seçilme hakkına yönelik ağır bir saldırı olduğunu kayyumlar yoluyla bu hakkın sözünün etkisiz hale getirilmesi, seçmen iradesinin yönetime yansımasının engellemesi olduğunu ifade eden Tosun "Hukukun üstünlüğü ilkesini, insan hakları ve demokrasi değerlerini tümüyle ayaklar altına alan bu engelleme kabul edilemez.
Barışı, insan hakları ve demokrasi değerlerini korumak için, yurttaş sorumluluğumuzun gereği olarak; kayyum uygulamasına son verilsin. Halkın oyuyla seçilmiş belediye başkanları derhal göreve iade edilsin" dedi.
Jiyan Tosun, 28 yıldır akıbetleri karanlıkta bırakılan, failleri cezasızlıkla korunan Mehmet Şirin Bayram ve Ramazan Tekin’i unutmadık diyerek kayıpların dosyasını paylaştı.
Köylüler Korucu Olmayı Reddeince Köy Yakıldı
Bayram Ailesi, Kulp Demirli köyüne bağlı Bira Zeyna mezrasında yaşıyordu. Korucu olmaya zorlanan köylüler ağır baskı görüyordu. Tüm baskılara rağmen köylüler korucu olmayı kabul etmeyince 1994 yılında köy yakıldı ve insanlar zorla yerinden edildi.
Bayram Ailesi de Diyarbakır’a göç etmek zorunda kaldı. Mustafa Bayram, oğlu Şirin ile birlikte inşaatta çalışmak için Kocaeli’ne gitti. 18 yaşında olan Şirin, ailesine sevdiği bir kız olduğunu söyledi. Aileler görüştü ve söz kesildi. Şirin nişan için Kocaeli’nden eve geldi. 2 Kasım 1996 tarihinde köyde yaşayan amcasını ziyaret etmek için yola çıktı. Hava kararınca, devam eden operasyonlar nedeniyle tehlikeli olur diye yola devam etmedi. Geceyi geçirip sabah yola devam etmek üzere akrabaları olan Ramazan Tekin’in Kulp’un Demirci köyündeki evine gitti.
Jandarma Gözaltına Aldıklarını İnkar Etti
2 Kasım 1996 gecesi 65 yaşındaki Ramazan Tekin’in evi askerler ve korucular tarafından basıldı. 65 yaşındaki Ramazan Tekin ile evde misafir olan Mehmet Şirin Bayram gözaltına alındı.
Gözaltına alınanların Kulp İlçe Jandarma Karakolu’na götürüldüğü ve beş gün karakolda tutulduğu bilgisi ailelerine ulaşsa da, başvurdukları karakol’dan “Biz almadık, bizde yok” cevabı verildi.
Bayram Ve Tekin'in Gözaltında Olduğunu Söyleyen Korucu Darp Edildi
Aile, tanıdığı koruculardan bilgi istedi. Ertesi gün M.B isimli korucu Mehmet Şirin Bayram’ı gözleri bağlı biçimde Kulp Jandarma İlçe Karakolunda gördüğünü ve kendisiyle konuştuğunu söyledi. Ancak karakola çağrılan korucu, şiddet görüp tehdit edilince tanıklığını geri çekti.
Kayıplarını Arayan Aileler “Askeriyeyi Şikayet Ediyorsunuz” Denilerek Tehdit Edildi
Aileler savcılığa başvurdu. Hazal Tekin, evlerine yapılan baskında eşini ve misafirleri Mehmet Şirin’i gözaltına alanların içinde iki korucuyu tanıdığını, isimlerinin Fettah ve Cumali olduğunu söyledi.
Kayıplarına ulaşmak için resmi makamlara başvuran aileler “Askeriyeyi şikayet ediyorsunuz” diye ağır baskı ve tehditle karşılaştı. Diğer gözaltında kaybetmelerde olduğu gibi etkin soruşturma yürütülmedi. Ramazan Tekin ve Mehmet Şirin Bayram’dan bir daha haber alınamadı; akıbetleri karanlıkta, failleri cezasız bırakıldı.
Bayram ve Tekin Aileleri 28 Yıldır Acıyla Yaşıyor
28 yıldır Bayram ve Tekin Aileleri sevdiklerinin akıbetini öğrenememenin acısıyla yaşıyor. 28 yıldır annesi, babası, kardeşleri Mehmet Şirin’i arıyor. 28 yıldır nişanlısı “Ölü ya da diri bir haber alıncaya kadar Şirin’i bekleyeceğim”diyor.
Av. Jiyan Tosun "Gözaltında kaybetme süresiz biçimde soruşturmaya açık bir suçtur, zaman aşımına tabi değildir. Hemen şimdi bu hukuksuzluğa son verecek, Mehmet Şirin Bayram ve Ramazan Tekin’in akıbetlerini açığa çıkartacak ve ceza adaletini sağlayacak etkinlikte bir soruşturma başlatılması için savcıları göreve çağırıyoruz" dedi.
"Kaç Yıl Geçerse Geçsin Vazgeçmeyecğiz"
Kaç yıl geçerse geçsin; Ramazan Tekin, Mehmet Şirin Bayram ve tüm kayıplarını aramaktan ve sorumluların cezalandırılmasını istemekten vazgeçmeyeceklerini belirten Tosun, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu vurguladı. Bayram ailesi adına Mehmet Şirin Bayram'ın kız kardeşi Halime Bayram da bir Cumartesi Annelerine mektup göndererek yaşadıkları acıyı ve düşüncelerini aktardı.Halime Bayram'ın mektubunu Av. Gülseren Yoleri okudu.
"28 Yıldır Aynı Acıyla Kararlılık Ve Özlemle Şirin'i Aramak..."
"28. Yılında da aynı inanç aynı kararlılık, aynı özlem ve aynı acıyla, Şirin’i aramak… Şirin’i aramak derken ; adalet aramak, bir insanın yaşam hakkını aramak ve onu hatırlatmak… yaşam hakkı elinden alınmış Şirin’in ve binlercesinin hesabını sormak. 28 yıldır her cumartesi Şirin’in sapasağlam, evden alınıp, bir daha geri dönmemesinin hesabını sormak, faillerinin bulunup en ağır şekilde yargılanmasını istemek. Sevdiklerimizin kemiklerini aramaya bizi mahkum edenlere hesap sormak.
"Bütün Sevdiklerimizin Akıbetini Sormaya Devam Edeceğiz"
Kaybedilen evlatlarının mezarını arayan annelere bu ağır acıyı yaşatanlara, gerçek yargı önünde bir gün hesap sorabilmek için, on yıllarını meydanlarda geçiren kayıp yakınlarının, hakikat ve adalet arayışı, elbette ki bir gün üstün gelecek. Bu adalet arayışının yerini bulacağına inanarak, Şirin’in şahsında, kaybedilen bütün sevdiklerimizin akıbetini sormaya devam edeceğiz.
"Bu Devletin Her Aileye Bir Can Borcu Var"
Bu devlet, bu coğrafyada her anneye bir evlat canı borçlu. Bu coğrafyada devletin her kardeşe bir kardeş can borcu var. Bu coğrafyada devletin her eve bir can borcu var. Devlet bu hakikatle yüzleşmek zorunda. Devleti yönetenler Cumartesi Annelerinin, Kayıp Yakınlarının sesini duymalı ve bir an önce, zaman kaybetmeden bütün yargı mekanizmalarını harekete geçirerek faillerin ve sorumluların yargılanarak cezalandırılmasını sağlamalıdır. Bu ülkede bir iç barış sağlanacaksa öncelikle Cumartesi Annelerinin adalet arayışı görülmelidir.
"Şirin Ve Arkadaşlarını Bulun Failleri Yargılayın"
Biz, Şirin’in gözaltında kaybedilişinin 28.yıldönümünde de hakikat ve adalet talebimizi yineliyoruz. Şirin'i ve arkadaşlarını bulun, faillerini yargılayın diyoruz."
Cumartesi Anneleri İnsanları 1020. hafta eylemini Mehmet Şirin Bayram ve Ramazan Tekin için Galatasaray Meydanı'nda karanfiller bırakarak sonlandırdı.
#CumartesiAnneleri1024Hafta
Videoyu İzlemek İçin Tıklayınız.