Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a getirilecek olan yeni düzenlemelere ilişkin Yönetmelik 29 Mart 2020 tarihinde sessiz sedasız Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Yönetmelik avukat-müvekkil görüşmesinin izlenmesi, kayda alınması, kısıtlanması; avukatın belge ve notlarına el konulmasını düzenliyor.
Yönetmeliğe göre Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan ceza alan hükümlülerin avukatları ile ilişkisinde avukatın savunmaya ilişkin olduğunu beyan ettiği belge ve dosyalar fiziki olarak aranabilecek, avukatların hükümlü ile kurumda yapmış olduğu görüşme sırasında konuşmaları yansıtan ve bizzat avukat tarafından elle tutulan notlara da el konulabilecek.
OHAL döneminde de benzer bir düzenleme tartışmalı bir şekilde getirilmiş, ancak sınırlama Anayasaya aykırı bulunularak iptal edilmişti. Buna göre maddenin; “Teknik cihazla sesli veya görüntülü olarak kaydedilebilir, hükümlü ile avukatın yaptığı görüşmeleri izlemek amacıyla görevli görüşmede hazır bulundurulabilir, hükümlünün avukatına veya avukatın hükümlüye verdiği belge veya belge örnekleri, dosyalar ve aralarındaki konuşmalara ilişkin tuttukları kayıtlara el konulabilir” bölümünü iptal edilmişti. Ancak hiçbir fırsatı kaçırmayan siyasi iktidar bu düzenlemeyi yönetmelik ile geçirmeye çalışsa da; yönetmelik Anayasaya aykırı olduğu gibi İnfaz Kanunu’na da açıkça aykırıdır. Kanunun 59. maddesinin 4. fıkrasında, “Görüşme sırasında; hükümlünün avukatına veya avukatın hükümlüye verdiği belge veya belge örnekleri, dosyalar ve aralarındaki konuşmaya ilişkin olarak kendilerinin tuttukları kayıtlar incelenemez; hükümlünün avukatı ile yaptığı görüşme dinlenemez ve kayda alınamaz” denilmiştir. Söz konusu düzenleme tümü ile Anayasa m.36 ile güvence altına alınan savunma hakkının ihlali anlamına da gelmektedir.
Ayrıca bu görüşmelerde, toplumun ve ceza infaz kurumunun güvenliğinin tehlikeye düşürüldüğüne, terör örgütü veya diğer suç örgütlerinin yönlendirildiğine, bu örgütlere emir ve talimat verildiğine veya yorumları ile gizli, açık ya da şifreli mesajlar iletildiğine ilişkin bilgi, bulgu veya belge elde edilmesi halinde, Cumhuriyet başsavcılığının istemi ve infaz hakiminin kararıyla, üç ay süreyle; görüşmeler teknik cihazla sesli veya görüntülü olarak kaydedilebilecek, görüşmelerde görevli hazır bulundurulabilecek, hükümlünün avukatına veya avukatın hükümlüye verdiği belge veya belge örnekleri, dosyalar ve aralarındaki konuşmalara ilişkin tuttukları kayıtlara elkonulabilecek veya görüşmelerin gün ve saatleri sınırlandırılabilecek.
İnfaz hâkimliği bu üç aylık süreyi müteaddit defa uzatabileceği gibi kısaltılmasına veya sonlandırılmasına da karar verebilecek.
Hükümlünün yaptığı görüşmenin, yukarıda belirtilen amaçlarla yapıldığının anlaşılması halinde, görüşmeye derhal son verilerek, bu husus gerekçesiyle birlikte tutanağa bağlanacak. Hükümlü hakkında, beşinci fıkra uyarınca tutanak tutulması halinde, Cumhuriyet başsavcılığının istemiyle hükümlünün avukatlarıyla görüşmesi infaz hakimince altı ay süreyle yasaklanabilecek.
Yönetmelikte cezaevinden görüntülü görüşmeye ilişkin de düzenleme yapıldı. Ayrıca haftalık ziyaret hakkını kullanmayan hükümlülerin telefonla görüşme süresine 30 dakika ilave edilecek. Bu çerçevedeki görüşmeler ise aynı hafta içerisinde toplam üç görüşmeyi aşmamak üzere uygulanacak. İlave edilen 30 dakika için 3 görüşme hakkı verilecek, bu görüşme görüntülü veya sesli gerçekleştirilebilecek. Ancak, “örgüt üyeliği”den yargılananlar bu haklardan İdare ve Gözlem Kurulu tarafından yapılacak değerlendirme sonucuna göre yararlanabilecek.