< "Yaşamlarımızın Aile İçine Sıkıştırılmasına Karşı Mücadeleyi Büyütelim"

Kadınlar Birlikte Güçlü, "Hayatlarımız Ailenize Sığmaz" şiarıyla Kadıköy'de Süreyya Operası önünde kadın katliamları, çocuklara yönelik cinsel suçlar, LGBTİ+'lara yönelik saldırılarına ve kutsal aile dayatmalarına karşı basın açıklaması gerçekleştirdi.

Kadınlar Birlikte Güçlü "Hayatlarımız Ailenize Sığmaz" kampanyası kapsamında iktidarın kadınlara ve LGBTİ+'lara yönelik saldırılarına, kadınları eve hapseden kutsal aile dayatmalarına karşı Kadıköy'de Süreyya Operası önünde bir araya geldi.

"Hayatlarımız Ailelerinize Sığmaz" yazılı pankart açan kadınlar "Kutsal Aile Bir Yalan",Hayatlarımız Ailelerinize Sığmaz", "Boşanın, Boşanın, Boşanın", "Gericiliğe Hayır", "Genel Ahlak Çok Demode Canısı", "Binlerce Yıllık Patriyarkayı Bu Yüzyıl Yıkacağız" yazılı dövizler taşıdı.

 

"Topyekûn Saldırılara Karşı Ne Mücadelemizden Ne Birbirimizden Vazgeçiyoruz"

Kadınlar Birlikte Güçlü adına basın açıklamasını okuyan İrem Kayıkçı, iktidarın kadınların hayatını zindan etmeye çalıştığı aile politikalarına karşı, 5 yıl önce başladıkları mücadeleye “Hayatlarımız Ailenize Sığmaz” kampanyasıyla ettiklerini belirterek "Kadınlar olarak hayatlarımıza, haklarımıza, bedenlerimize açılmış topyekûn saldırının karşısında ne mücadelemizden ne birbirimizden vazgeçiyoruz" dedi.

 

"Hangi Aile Kutsal?"

Diyanet’ten Aile Bakanlığı’na, tarikatlardan aile reislerine hepsinin aileyi kutsamak için seferber olduğunu, özgürlüğü için mücadele eden kadınları ve LGBTİ+’ları kontrol edecekleri hapishaneler yaratmaya çalıştıklarını belirten Kayıkçı, "Hangi aile kutsal!? Çocuk bakımı, yaşlı bakımı, temizlik, herkesin hayatını düşünmek derken emeğimizin görünmezleştiği ve karşılıksız sömürüldüğü aile mi? Hangi aile kutsal!? 6 yaşından itibaren bir çocuğu istismar eden, istismarı gizleyen, “dinimiz” diyerek savunan aile mi? Hangi aile kutsal!? Bize çocukluğumuzdan itibaren nasıl davranmamız gerektiğini söyleyen, dayatan; arzularımızı, isteklerimizi, varoluşumuzu yok sayan aile mi? Yoksa kadınları öldüren, şiddet uygulayan erkeklerin reis olduğu aileler mi?" diye sordu.

 

"İçinde Sömürünün, İstismarın, Şiddetin Olduğu Hiçbir Aile Kutsal Değildir"

AKP'nin toplum nezdinde kaybettiği rızayı aile politikalarıyla, kadınların aile içinde erkekler tarafından baskı altına alınacağı vaadiyle kazanmaya çalıştığını ifade eden Kayıkçı, "Dinci baskılar, LGBTİ+ düşmanlığı, milliyetçilik aile üzerinden yeniden tanımlanıyor. İçinde sömürünün, istismarın, şiddetin olduğu hiçbir aile kutsal bu yeniden tanımlamalar da asla kadınların, çocukların, Lgbti+ların iyiliği için değildir" dedi.

 

"Makbul Kadın Ol, Çocuk Yap” Dayatmalarına Karşı Mücadeleye Devam

Kayıkçı boşanmanın önlenmesine, nafaka hakkımızın gasp edilmesine, “makbul kadın ol, çocuk yap” dayatmalarına karşı bugüne kadar direndiklerini, bundan sonra da mücadele etmeye devam edeceklerini vurguladı.

Kadın ve LGBTİ+ düşmanlığının yıllardır iktidarın en büyük propagandasına dönüştüğünü, 81 ilde düzenlenen büyük aile yürüyüşleri AKP ve yandaşları tarafından mahalle mahalle örgütlendiğini belirten Kayıkçı, bir süredir de medeni kanuna saldıran bir anayasa düzenlemesinin gündemde olduğuna dikkat çekti.

 

"Hiçbir Koşulda Bu İktidarın Anayasası Kabul Edilemez"

"Peki kimin anayasası bu?" diye soran Kayıkçı, bu anayasanın, hapishaneleri hayatlarını savunan kadınlarla, Kürt siyasetçilerle, hakikatı ortaya çıkaran gazetecilerle dolduran iktidarın anayasası olduğunu vurguladı.

Kayıkçı "Gün geçtikçe sermayedarları zengin ederken Türkiye halkalarını derin yoksulluğa sürükleyen iktidarın anayasası. Kadın katili erkeklere sakalını kesti diye iyi hal indirimi veren, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan iktidarın anayasası. Rojava’yı bombalayan, Suriye’de Kürtler’e karşı savaşmaları için cihatçılara destek veren iktidarın anayasası. Hiçbir koşulda bu iktidarın anayasası kabul edilemez. Aile politakalarınızla bizleri nasıl bir hayatın içine hapsetmeye çalıştığınızı biliyoruz. LGBTİ+ düşmanlığına hayır! Hayatlarımız ailenize sığmaz! Demeye devam ediyoruz ve edeceğiz" dedi.

 

"Varoluşumuzdan Vazgeçmedik; Sokakları, Hayatı Size Bırakmadık"

İktidarın evliliği yeniden tanımlayan anayasa değişikliğini LGBTİ+’ları hedef göstererek gerekçelendirdiğine dikkat çeken Kayıkçı, devletin en tepesindekilerin ağızlarını her açtığında nefret suçu işlediklerini belirterek "Bu yukarıdan aşağı örgütlenen bir nefret. LGBTI+’ları hedef alan kamu spotu RTÜK tarafından her yerde yayınlatılırken lubunyalar olarak ne sokakta ne işte ne de evlerimizde güvende değiliz. Sokaklarda LGBTİ+’ları hedef alan nefret yürüyüşleri devlet desteğiyle yapılıyor" dedi.

81 ilde AKP ve yandaşları büyük aile yürüyüşleri düzenlerken tüm ana akım medya kanallarının bu nefret yürüyüşlerinin reklamlarını yaptığını hatırlatan Kayıkçı "Dini fıtratlarla varoluşumuza açılmış bir savaş var adeta. İş bulmak, ev bulmak, toplu taşımaya binmek bile gün geçtikçe bizler için zorlaşıyor. Hayatın dışına itiliyoruz. Trans cinayetleri gün be gün artıyor. Kolluk kuvvetleriyle erkek şiddeti körükleniyor. Ancak bizler artan baskıya ve her şeye rağmen varoluşumuzdan vazgeçmedik; sokakları, hayatı size bırakmadık. LGBTI+ düşmanlığına hayır! Özgürce cinselliğimizi, hayatımızı yaşadığımız güne kadar bu nefret karşısında mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz" diye konuştu.

 

"Emeğimiz Ve Zamanımız Bize Ait Olana Kadar Mücadelemizden Vazgeçmiyoruz"

Neoliberal ekonomi politikaları ile gün geçtikçe daha çok yoksullaştırıldıklarını, ücretli, ücretsiz emeklerinin her şekilde sömürüldüğünü söyleyen Kayıkçı "İşsiz olanlarımız, işsizlik korkusuyla güvencesiz işlerde çalışanlarımız, çocuk doğurdu için işi bırakmak zorunda kalanlarımız… Yoksullaştıkça bizlerin sırtına daha çok iş yıkılıyor.Biz kadınlar evde ne pişecek diye düşünmekten, deterjan, ped indirimi kovalamaktan bıktık. Ev kiraları almış başını gitmiş; kadınsan, LGBTİ+’ysan ev bulmak daha da zor. Biz güneş görmeyen evlere mahkum edilirken, bankaların ve şirketlerin el koyduğu evler boş. Emeğimizin sömürüsüne hayır diyoruz! Emeğimiz ve zamanımız bize ait olana kadar mücadelemizden vazgeçmiyoruz" dedi.

 

"Nafaka Hakkımızın Gasp Edilmesine Karşı Mücadele Edeceğiz"

Yeniden Refah Partisi'nin nafaka süresinin sınırlandırılması için meclise yasa teklifi sunduğunu, aslında kadınlara nafaka da ödenmediğini, çocukların bakımı için belirlenen nafakanın da çoğu kez erkekler tarafından ödenmediğini vurgulayan Kayıkçı, "Erkeklerin mağdur olduğu yalanı üzerinden nafaka hakkımıza gasp ediliyor. 500 TL ile bu devirde çocukların hangi ihtiyacını karşılayacağız? Çocukların sadece bakım yükünü değil maddi yükünü de doğrudan kadınlara yüklemeye çalışıyorlar. Nafaka hakkı gaspına hayır! Biz bütün bu hakları mücadelemizle kazandık.Erkeklerin iktidarın hayatlarımız üzerinde böyle kararlar vermesini de mücadelemizle engelleyeceğiz" dedi.

 

"Yaşamlarımızı Aile Ve Ev İçine Sıkıştırılmasına Karşı Mücadeleyi Büyütelim"

"Hayatımızın da haklarımızın da tek güvencesi biziz" diyen Kayıkçı LGBTI+’ların ve kadınların özgürlüğüne yönelik körüklenen nefret ve şiddete karşı; yaşamlarının aile ve ev içine sıkıştırılmasına yönelik politikalara karşı hayatı savunan tüm kadınları mücadeleyi büyütmeye çağırdı.