Kadınların enternasyonal mücadelesi açısından büyük önem taşıyan ve bu sefer Tunus’ta yapılan Uluslararası 3. Dünya konferansı büyük bir coşkuyla gerçekleşti. Konferansın ardından önce İstanbul’da daha sonra Adana’da kadın konferansıyla ilgili söyleşiler yapıldı. Adana’da 17 Ekim Pazartesi günü saat 17.30’da Mücadele Birliği bürosunda genç kadınlar, dost kurumların ve Uluslararası Kadın Konferansı Türkiye temsilcisi Songül Yücel’in katılımıyla verimli bir söyleşi gerçekleştirildi.
Söyleşiye başlamadan önce ”Emekçi Kadınlar” adına yapılan konuşmada; 21.yüzyılda kadın üzerindeki sömürünün, baskının ve köleliğin devam ettiği; özel mülkiyetin ortaya çıkmasıyla birlikte kadınların bulunduğu her alanda cinsel, sınıfsal ve ulusal sömürüye maruz kaldığı ve ikinci plana atıldığı söylendi. İktidarın kadın ve lgbti+ üzerindeki baskısını arttırdığı, kadınların gücünden ve örgütlülüğünden korktuğu söylendi.
“Önce Kadınları Vurun” zihniyetiyle Türkiye’de ve dünyanın her yerinde kadınların katledildiği, bu katliamlar karşısında mücadeleyi büyütmek gerektiğine değinildi. Afganistan’da Ferhunde Melikzade, Pakistan’da Malala, İran’da Mahsa Amini, Türkiye’de Özgecan Aslan, Gülistan Doku ve Nagihan Akarsel’in isyanının büyütüleceği söylendi. Bu saldırıların altında yatan faşizm ve erkek egemen sisteme karşı LGBTİ+lar, göçmenler, ezilen halklar ve Bartın’da maden ocağında katledilen işçi sınıfıyla birlikte omuz omuza mücadele etmek gerektiği; özgürlüğümüz ve geleceğimiz için sömürünün, sınıfların, sınırların, şiddetin olmadığı sosyalist sistem kurulana kadar mücadelenin devam edeceği söylendi. EKA adına konuşma yapıldıktan sonra 3.Dünya Konferansıyla ilgili olan sinevizyon gösterimi yapıldı.
Sinevizyon gösteriminden sonra Dünya Kadın Konferansına katılan Canser Dayanır, Tunus’a dünyanın her yerinden komünist kadınların geldiğini renkleriyle, farklılıklarıyla, cesaretleriyle, kadınların oldukça coşkulu olduğundan söz etti. Devrim meydanında yapılan yürüyüşe, Tunus’ta yapılan atölyelere, akşamları yapılan kültürel etkinliklere ve genel kurula değindi.
Daha sonra Dünya Kadın Konferansı Türkiye temsilcisi Songül Yücel aktarımlarını dile getirdi. “Maden işçileri güneşi görebilmek için karanlığı kazıyor, tutsaklar f tipi hücrelerde tecride karşı mücadele ediyor, kadınlar güneşi görebilmek için yüzyılların gerici değer yargılarıyla savaşıyor“ diyerek Bartın’da katledilen maden işçilerini anarak konuşmasına başladı. Kadınların uluslar arası alanda bir araya gelmesinin önemine, konferans boyunca kadınların çok çeşitli konularda görüş ürettikleri ve bu görüşler üzerinden gelecek üzerine planlar çıkardıklarına değindi. Kadınların özgürlüğü konusunda dünyaya aynı pencereden bakan yüzlerce kadının konferans boyunca yarattığı ortak duygunun heyecanını paylaştı. Gelecek üzerine alınan kararlar üzerine durdu ve bu kararlar doğrultusunda mücadele edeceklerini vurguladı.
Daha sonra katılımcıların yorumlarıyla söyleşi devam etti. Şair Ruhan Mavruk sözlerine bir şiiriyle başladı. Katledilen maden işçilerini andı ve kadınların mücadelesini selamladı. Her zaman mücadele eden emekçilerin, işçilerin, kadınların yanında yer alacağını söyledi. “Yaşasın gelecek” diyerek sözlerini bitirdi. Söyleşimiz soru-cevap kısmı ile sona erdi.
Emekçi Kadınlar Adana