Ardı ardına işçi grev ve direnişleri sahne alıyor. Öte yandan Maltepe ve Kadıköy Belediye işçileri örneğinde olduğu gibi, sendikal ihanetlerle grevlerin önüne geçiliyor. Şartlar işçileri harekete geçmeye, sürekli daha ileri gitmeye zorlarken, sınıf içindeki burjuva işbirlikçiliği barikatları sürekli buna engel oluyor. Bu barikatlar aşılmalıdır!
Her tür sınıf örgütünde militan, dişe diş bir mücadele yürütülmeden, sınıf içindeki barikatları aşmak, parçalamak mümkün değil. Buna hiç kuşku yok. Sendikasından derneğine her tür tüzel örgütlenme dahil, zorlu bir mücadele yürütmek, işin olmazsa olmazı. Ama bu tür “geleneksel” tüzel örgütlere takılıp kalmak, sınıf hareketini bir tür “doğal sınırılar” içine hapsetmek demek. En militan halinde bile gidip gelip dayandığı sistem sınırlarını bir türlü aşamamak demek. En olumlu örneklerde bile bir türlü aşılamayan sınırlardan bahsediyoruz.
Altüst oluş dönemlerinde, devrimin güncel pratik mesele olduğu dönemlerde, işçi sınıfı, bizzat pratik ihtiyaçların zorlamasıyla kendi iradesini yansıtacak çeşitli örgütlülükler yaratıyor. Resmi tüzel kimliklerin ötesinde, fiilen yaratılıyor bu örgütlenmeler. Öyle gizli kapaklı da değil. Alenen ilan ediyor kendini.
Maddi koşulları olgunlaşmayan mücadele araç ve yöntemleri kararlı bir şekilde oluşmaz, oluşsa da varlıklarını sürdüremez. Uzun süredir ayaklanma ve devrimin hem kitle örgütlenmeleri, hem zor örgütlenmelerini ortaya çıkıyor ve yaygınlaşma eğilimi gösteriyor. Az çok kararlı ve istikrarlı bir özellik kazanıyor.
Sonuçta devrimin bu kitle örgütleri hemen her alanda, büyük oranda, kendiliğinden ortaya çıkıyor. Gittikçe daha kalıcı hale geliyor. Daha direngen bir hal alıyor. Mücadelenin hemen her yükseliş döneminde değişik adlarla çıktılar ortaya. Dayanışma, forum, meclis, konsey, komite...
İşçi sınıfının bu kitle örgütleri, kendi varoluşlarında düzen sınırlarını aşmayı barındırır. Aracın bizzat kendisine içkindir bu aşma eğilimi. Ve bu devrimci biçim, devrimci içerikle buluştuğu oranda bizzat birleşik devrimin güçlü kitle örgütlerinin doğuşunu getirir.
Mücadelenin her alanında birleşik devrimin odaklarını, birleşik odaklarını yaratmak gerekiyor. Birleşik Mücadele Güçleri, başlı başına bu görevi üstlenecek araçlardan biridir. Onun işi, bir dizi alanda birleşik kitle örgütlerinin yaratılması ve güçlendirilmesidir. Devrimin birleşik odakları ancak bu yolla yaratılabilir. Tıpkı gençlik faaliyetlerinde olduğu gibi, işçi sınıfının mücadelesinde de bu türden birleşik oluşumlara ihtiyaç var. Bu türden yapılar alabildiğine yaygınlaştırılmadan, güçlendirilmeden, önleri açılmadan, birleşik devrimin başarı şansı yoktur.
Koşulların böylesine devrimci olduğu dönemlerde sayısız örgüt kurması gerekiyor işçilerin. Her türden örgüt hem de. Hiçbir kesimi dışarıda bırakmayacak örgütler. İşçi sınıfının örgütlülük düzeyi yalnızca işçi sınıfının siyasal örgüt ve partilerinin nicel gücünü değil, tam da tabandaki bu geniş kitle örgütlerinin nitel ve nicel gücünü ifade eder. Gençlik, kadın, işçi... her alanda birleşik konsey/meclis örgütleri yaratılarak bu adımlar güçlendirilmeli.
Bu örgütlerin iradi olarak güçlendirilmesi demek, onu doğrudan siyasal oluşumların bir izdüşümüne dönüştürmek demek değildir. Kalıplar aşılmalıdır. Onları bir “siyasal örgütler koalisyonu” olarak düşünmek, bu örgütlerin ölümüdür. Tam tersine, tek tek siyasal oluşumların çok ötesinde, hatta onların toplamının da ötesinde, tamamen pratik, kitlelerin devrimci girişkenliklerine dayanan oluşumlardır. Asla gözden kaçırılmasın. Siyasal örgütler balık ise, bu türden kitle örgütleri denizin kendisidir. Bu ilişki gözden kaçırıldığı anda kendi köklerinden kopar bu yapılar; güçsüzleşir, kurur gider.
Birleşik Mücadele Güçleri’nin önünde böylesine pratik bir görev var. Her tür “dar grup refleksi”ni aşan, yoğun günlük pratik faaliyetle güçlendirilmesi gereken konsey/meclis türü örgütlere yönelmek zorunda.
Birleşik devrimci odak yaratma konusunda önemli bir adım idi BMG’nin kuruluşu. Şimdi bunu, değişik mücadele alanlarında, ama en başta işçi sınıfı saflarında, pratik olarak yaratma zamanı. Şimdi işçi konseylerini iradi olarak yaygınlaştırma ve güçlendirme zamanı. Birleşik komiteler, meclisler, konseyler, forumlar... BMG için günün acil pratik görevleri bunlardır.