8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Türkiye ve Kürdistan'da on binlerce kadının katıldığı dev bir eylem dalgasına dönüştü.
İstanbul'dan İzmir'e, Diyarbakır'dan Ankara’ya, oradan Adana, Hatay ve daha pek çok kente yayılan bir eylem dalgası oldu.
Kadınlar, isyan ediyor; başkaldırıyor, faşist devletin ve dinci faşist yönetimin her türlü baskı ve terörüne karşın itaat etmiyorlar.
İlk defa Fenerbahçe futbol kulübü taraftarlarının ortaya attığı “hükümet istifa” sloganı kulaktan kulağa, tribünden tribüne, meydandan meydana yayılıyor. Görünüşe göre, bir “taraftar” eylemiydi bu. Ama gerçekte emekçi, yoksul halkların ta kendisinin eylemiydi yapılan. “Taraftar” dediğimiz kitleler uzaydan gelen insanlar değil. Bu toplumun içinden, emekçi sınıflar arasından gelen insanlardır.
Emekçi kadınlar, ilk defa tribünlerde atılan bu sloganı alıp 8 Mart'ta meydanlara taşıdılar. İstanbul Taksim'den İzmir'e kadar her yerde bu sloganı meydanlarda haykırdılar. Bu bir isyan halidir, emekçi kadınların isyanı!..
Faşist Bahçeli'nin ağzından köpükler saça saça, bütün hiddetiyle tribünlere saldırması, futbol maçlarını seyircisiz oynatma girişimleri boşuna değil. O, on yılların tecrübesinin kendisinde yarattığı sezgi ile, tribünlerde olan bitenin basit bir protesto olmadığını; yayılma eğilimi gösterecek bir isyan havası, bir ayaklanma havası olduğunu anladı.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde emekçi, devrimci, demokrat, kapitalizme ve faşizme karşı olan kadınlar, bu faşistin yanılmadığını gösterdiler. “Hükümet istifa” sloganını meydanlara, sokaklara taşıdılar.
Burada şu çok önemli noktanın altını çizmek gerek: Devrimci, demokrat, emekçi kadınlar bu sloganı, mevcut dinci faşist yönetim yerine bir başka gerici-faşist karışımı burjuva hükümetin gelmesi amacıyla kullanıyor değiller.
Birincisi, ifade ediyor olmasalar bile, onların dilindeki bu slogan bir devrim isteğini; mevcut olanın bir ayaklanmayla, bir devrimle yıkılmasını amaçlıyorlar.
İkinci nokta, birincinin devamı olarak, hükümetin istifasını isterken, örneğin Akşener faşistinin ya da İmamoğlu adlı gericinin telkin ettiği gibi, bekleyip dinci faşist iktidarı seçimle göndermeyi amaçlamıyorlar.
Sadece Akşener faşisti ve İmamoğlu gericisi değil, sosyal reformist partiler ve uzlaşmacı küçük burjuva parti de, isyan duygularıyla yüklü kitlelere “bekleyin seçimle-sandıkla göndereceğiz bu iktidarı” mesajı veriyorlar.
Ama emekçi kadınlar, milyonlarca emekçi bu telkinlere kulak asmıyor. Çünkü onlar, tam ve kesin kurtuluş istiyorlar. Çünkü milyonlarca işçi, emekçi, demokrat, faşizme ve kapitalizme karşı olan kadın dinci faşist bir iktidar yerine bir başka gerici-faşist burjuva iktidarın gelmesini değil, kendi iktidarlarının, emeğin iktidarının kurulmasını istiyor.
Kadınların bu istemi, emeğin iktidarı istemini şimdilik meydanlarda dile getirmemiş olmalarının bir önemi yok. Seçimlere iki ay kala, seçimleri beklemeyip, dahası sosyal reformist partilerin ve uzlaşmacı küçük burjuva partinin telkinlerine kulak asmadan, hükümetin istifasını sokak eylemleriyle dile getirmeleri milyonlarca kadının devrim ve iktidarı amaçladığını gösterir.
Kadınlar tam ve kesin kurtuluş istiyorlar. Ezilmişlikten, baskıdan, çifte sömürüden, erkek şiddetinden, bütün bunların kaynağı olan toplumsal düzenden, kapitalizmden kurtulmak istiyorlar. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ndeki tüm gösterilerde, tüm eylemlerde kadınların bu kurtuluş isteğini, kurtuluş özlemini görmek mümkün.
Bu, kadınların devrim istediğinin, onları ancak bir devrimin kurtarabileceğini en azından sezgi düzeyinde kavradıklarının ifadesidir. İstifasını istedikleri hükümetin yerine ne konulacak? Milyonlarca insanın kendiliğinden bu soruyu yanıtlamasını bekleyemeyiz. Bu sorunun yanıtını kitlelere komünist, devrimci güçler vermeli. Komünist, devrimci güçler, yanıt bekleyen bu soruyu, kitlelerin karşısına “Geçici Devrim Hükümeti” alternatifiyle çıkarak yanıtlamalılar. Dinci faşist iktidarın istifasını isteyen kadınlara ve milyonlarca emekçiye bu sloganla gitmenin zamanı. Bu görev artık geciktirilemez.
Futbol stadlarında tutuşan bir kıvılcımın böyle dalga dalga yayılması, isyan ateşinin, isyan duygusunun tüm işçi ve emekçi sınıfları, yoksul kitleleri sardığının, toplumun kuru bir bozkıra dönüştüğünün kanıtıdır.
Türkiye ve Kürdistan büyük ayaklanmalara gebe. Son bir haftanın gelişmeleri; son olarak, düzene, düzenin iktidarına karşı dev gösterilere dönüşen 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü bize bu gerçeği bir kez daha göstermiş oldu.
Hazırlıklar buna göre yapılmalı.