Dağlık Karabağ bir kez daha savaşın eşiğinde. Azerbaycan yönetimi, bu sabah Dağlık Karabağ'da sözüm ona “anayasal düzeni tesis etmek üzere antiterörist operasyonlar” başlattığını duyurdu.
DİSK Genel Başkanı koltuğunda oturan Arzu Çerkezoğlu'nun, yanında yardımcısı Remzi Çalışkan’ın da olduğu bir heyetle faşist İYİP Genel Başkanı Meral Akşener'i gidip makamında ziyaret etmesi ortalığı ayağa kaldırdı.
Bu topraklarda kitleler, yarım yüzyıldan fazla bir zamandır, burjuvaziyle savaş halinde. Bu, basit bir mücadele değil, ciddi bir savaştır. Savaşın bu denli uzun süredir devam etmesinin bir nedeni, diğer şeyler bir yana, bu toprakların devrimci bir kavga için verimli olmasıdır. Buralar devrim için verimli olmasaydı, dünyanın en ağır baskılarının yaşandığı bir yerde, tüm bu şartlara rağmen, devrimci savaş bu kadar uzun süremezdi. Bunun diğer bir nedeni, yüksek bir devrimci bilince sahip mücadeleci kitlelerin ve bunların en ileri kesimi olan örgütlü devrimci güçlerin, devrimci komünistlerin varlığıdır.
Dünya yangın, sel, deprem gibi felaketlerle sarsılıyor. Türkiye ve Kürdistan'da meydana gelen ve on binlerce insanımızın ölümüne yol açan depremden bugüne kadar geçen yedi-sekiz aylık süre içinde, dünyada, binlerce kişinin öldüğü “felaket”ler meydana geldi.
Gabon ya da Gabun. Batı Afrika'nın Güney Atlantik kıyısında, iki milyonu biraz geçen nüfusuyla bu küçük ülkenin bir sabah askeri darbeyle uyanacağını kim tahmin edebilirdi? Hiç kimse!