Sınıflar savaşımında her yeni dönem yeni imkanlarla gelir. Hiçbir gelişme “salt kötü” ya da “salt iyi” değildir. 24 Haziran’la ivmelenen yeni dönem açısından da yapılmalı bu tespit.
Seçim döneminde sermaye cephesinin hedeflerine ulaştığını tespit etmeliyiz. Bütün bir sosyal reformist ve oportünist sosyalizmin de yardımlarıyla, geniş emekçi kesimler sermayenin iki seçeneği etrafında saflaştı. Estirilen “İnce rüzgarı” ile milyonlarca emekçi “son şans” olarak propaganda edilen, “köprüden önce son çıkış” denilen sandığa yöneldi; dinci faşist iktidardan kurtuluruz umuduyla CHP’ye oy verdi. CHP’ye yedeklenmiş olan oportünist sosyalizm, bu açıdan muradına erdi!
Sosyal reformistler ve oportünist hareketler emekçiler arasında anayasal hayaller ve “parlamenter budalalık” umutlarını yaymak için ellerinden geleni yaptılar. Ancak, dinci faşist iktidarın ve onun başındaki adamın seçim sonuçlarını istedikleri gibi, oyları saymaya bile gerek görmeden, ilan etmeleri onların tüm hayallerini yıktı; derin bir düş kırıklığına uğradılar. Sandık ve seçimlerin beş paralık bir değerinin olmadığı geniş kitlelerce görüldü ve bu olgu sosyal reformistlerle oportünistlere indirilen bir başka darbe oldu.
Tespit bu şekilde yapıldığında, eleştiri ve teşhir oklarının ilk hedefinin, bugün açısından, parlamenter ahmaklık ve anayasal hayaller olması kaçınılmaz bir durum haline geliyor.
İkinci olarak, bizzat yaşamın kendisi, tüm bu ham hayalleri ve sermayenin dönemsel başarılarını çok kısa sürede yerle bir ediyor. Örneğin, “İnce rüzgarı”, 24 Haziran akşamı “CHP’ye öfke fırtınası” halini alıverdi. Uğranılan büyük düş kırıklığı, estirilen rüzgarı hızla karşıtına çevirdi. Milyonlar arasında aldatılmışlık duygusu, öfke, umutsuzluk, sandığa son inan kırıntısının yitimi ve isyan hisleri yaygınlaştı. Ve bu, saatler içerisinde bu hale geldi!
Görülüyor ki, sermayenin başarıları artık anlıktır. Şartlar devrimci. Yanılsamalar, yaşamın denek taşında çok kısa sürede parçalanıyor.
Aynı gelişme eğilimi, sosyal reformist sosyalizmin parlamenter budalalığı açısından da gözlemleniyor. Kurtuluş olarak lanse edilen araçların hiçbir kıymet-i harbiyesinin olmadığı her gün yayımlanan kararnamelerle, yargı kararlarıyla, polisin ve tüm yürütme birimlerinin uygulamalarıyla cümle alem tarafından görülüyor. Meclis kendi güçsüzlük ve hiçsizliğinin içinde yitip giderken, emekçi yığınlar, işçi sınıfı pratik kavga adımlarına ağırlık veriyor.
Yaşam devrimci. Yaratılan yanılsamalar uzun boylu devam etmiyor artık. Devrimci komünistler, emekçiler arasında yoğunlaştıracağı teşhir ve eleştiri faaliyetleriyle sürecin bilinç öğesini güçlendirmeli, süreci hızlandırmalı.
24 Haziran, bunların yanında emek cephesinin tüm düşmanlarını tek bir merkezde topladı, topluyor. Sermayenin iktidar aygıtı, saldırı aracı aynı şekilde, tek merkezde yoğunlaşıyor. Çelişkiler yoğunlaşıyor ve sadeleşiyor.
Geçmişte genel olarak işçi ve emekçilere saldırı ile Kürt halkına saldırı, aynı anda olmazdı. Bu yeni dönemde her iki kesime de yoğun saldırı aynı dönemde gündemde. Halihazırda başlamış olan ve önümüzdeki günlerde hızlanacak olan ekonomik kriz, her iki cephede yoğun saldırı ve çatışmaları doğuracak.
Tüm bu gelişme ve dinamikler, sistemli bir çalışmayla, Leninistlerin güçleneceği, kitlelerle geniş, sıkı ve sağlam bağlar kurabileceleri koşulları olgunlaştırdı. Oportünist sosyalizmin çizdiği kara tablonun bir diğer yüzü de, işte bu imkanlarla yüklü. Nereye bakarsanız onu görürsünüz. Devrime dönükse yüzünüz, bu imkanları görürsünüz.
Sinan Kaleli