Büyük krizler büyük yıkımları, büyük sefalet ve yoksunlukları, büyük acıları yaratır. Toplumsal hayatın büyük altüst oluşlarıdır krizler, bunalımlar. Kurulu düzenin amansız düşmanıdır. Bakın sermaye dünyasına! Hep bir ağızdan, tüm cephelerden aynı bıktırıcı şarkıyı yineleyip duruyorlar: Aman ha, aynı gemideyiz! Sermayenin büyükbaşları sıraya girmiş, Saray’ın şaşalı salon toplantılarında “birlik ve beraberlik” mesajları veriyorlar. Birkaç ay içerisinde tüm ücretleri sabun köpüğü gibi eriyen, alım gücü hızla düşen emekçilere fedakarlık çağrısı yapıyorlar! Bu büyükbaşlar için, onların şatafatlı yaşamları ve refahları için biz emekçiler fedakarlık yapmalıymışız! Aynı gemideymişiz, gemi batarsa hepimiz mahvolurmuşuz!
Bu yalanlara, bu gevezeliklere karnımız tok! Biz bu zenginler sınıfıyla, bu sömürücü çeteyle, kanımızı emen bu asalaklarla ne aynı ulustanız, ne aynı gemideyiz ne de aynı ülkedeniz! Hayır, milyon kere hayır! Bizim yokluğumuz onların zenginliği, bizim acılarımız onların sefahati, damla damla emilen alınterimiz onların servetleri... Hep bir ağızdan bahsettikleri bu gemi, yani bu devlet onların bizi zapturapt altına almalarına yarayan araçtan başka bir şey değil. Baskı, sopa, hapis, zulüm tepemizden eksik olmuyor. Şimdi egemenlikleri tehdit altında diye “aynı gemideyiz” teranesine sarılıyorlar.
Kaybedecek bir şeyimiz kalmadı artık. Bugüne kadar kredi kartlarıyla, kredilerle gırtlağımıza kadar borçlarla sürdürdüğümüz sefalet yüklü hayatımız, bu krizle birlikte iflas noktasına geldi. Artık sadece işletmeler, esnaflar değil iflas eden. Tümüyle borçlarla çevrilen emekçi hanelerin bütçeleri de iflasla yüz yüze! Yalnızca borç harç girilen kredili ev sahibi olma hayalleri değil, tüm varoluşumuz tehdit altında! Sadece şu son birkaç haftada dur durak bilmeyen zamlar bile bizi nasıl bir fırtınanın beklediğinin habercisi. Sermaye sınıfı bize cehennemi dayatıyor ve fedakarlık yapmamızı istiyor!
Sermaye sınıfının yalanlarına da çağrılarına da karnımız tok! Biz onlarla aynı gemide değiliz. Tam tersine bu yıkımdan kurtulmak için onların gemisini batırmaktan başka çıkar yolumuz yok! Kriz sadece yokluk ve acılar demek değil. Kriz aynı zamanda bize kurtuluşun kapılarını aralayan bir fırsat aralığı. Zenginlerin egemenliğini, iktidarını, kapitalist düzenini yıkmanın fırsatıdır!
Halkların devrimci iktidarını kuracak, burjuvaların tüm zenginliklerine, fabrikalara, sanayi işletmelerine, bankalara, büyük toprak mülkiyetine el koyacağız. Kurtuluşun başka yolu yok! Gelişkin devrimci kitleler yeni aşamada büyük halk yığınların önünde gidecek ve zafer onların olacaktır!