Fabrikalarda köle düzenine, “toplama kampı düzenine” geçmişti Türk kapitalist düzeni. Korona pandemisi sağolsun! Emekçiler askeri düzende çalışmaya zorlanıyor. Fabrikalardan sonra sıra sağlık emekçilerine geldi.
Sağlık Bakanı Koca imzasıyla tüm valiliklere sağlık emekçileri hakkında genelge gönderildi. Genelgede pandemi sürecinde sağlık çalışanlarının istifa taleplerinin kabul edilmeyeceği bildirildi: “Kovid-19 salgını sürecinde her ne sebeple olursa olsun istifa talebinde bulunan personelin mezkur talebi kabul edilmeyecek.” İstifa yasak! Tek kelimeyle cepheye sürülen asker muamelesi yapılıyor sağlık emekçilerine.
Genelgeye göre yaş haddinden emekli olacaklar ile malulen emekli olacaklar dışındakilere yönelik emeklilik işlemi tesis edilmeyecek. Kamu sağlık hizmetinde ihtiyaç duyulan durumlarda zorunlu olarak iller arası geçici görevlendirilen personelin de derhal ayrılışı yapılarak görevlendirildiği yere gitmesi sağlanacak!
Ya istifa etmeye kalkarsa? Cepheden kaçanları kurşuna dizerler. Peki sağlık emekçileri?
Sağlık emekçileri uzun süredir “tükeniyoruz, ölüyoruz” diye haykırıyorlar. Her tür koruyucu önlemden yoksun, inanılmaz bir yük altında, son güçlerine kadar çalışıyorlar. Reklam kampanyalarında sağlık emekçilerin “alkışlıyoruz” diyenler, onları en ağır ve korumasız koşullarda çalışmaya zorladıkları yetmiyormuş gibi, şimdi bir de ateş hattına silah zoruyla sürüyorlar.
TTB genelgeye isyan ediyor: “Yöneticiler çözümü sağlık çalışanlarını daha çok çalıştırarak bulmaya çalıştığını, dün yayınladığı genelge ile duyurdu. Artan istifalar ve emeklilikler konusunda uyardığımız ancak hekimleri sürece dahil etmemekte ısrarcı olan Sağlık Bakanlığı çözümü izin, emeklilik ve istifa hakkımızı yasaklamakta buldu. Tükenmişlik sonrası ‘artık gücüm kalmadı mesleğimden vazgeçiyorum’ deyip çalışamaz hale gelen meslektaşlarımızın istifa, emeklilik hakları gasp edilmeye çalışılıyor. ... Koruyucu malzeme olmamasına rağmen çalıştık, izolasyon süremiz bitmemesine ve meslek hastalığı talebimiz karşılanmamasına rağmen hasta iken çalıştık, ailemizden uzak kalarak çalıştık, ek ödeme yapılmamasına rağmen çalıştık, bizler için bir aşı dahi temin edilmemesine rağmen çalıştık, hastalandık, tükendik, öldük.”
TTB’nin uyarılarını dikkate almak bir yana, ona savaş açan hükümet, sağlık emekçilerini korumak için en ufak bir adım atmadı. Boş ve bol nutuk, ama pratik hiçbir önlem yok! Sadece sağılık emekçilerini değil. Toplumun sağılığını korumak adına atılan bir adım da yok. İşin başından beri salgına karşı adı konulmamış “sürü bağışıklığı” uyguluyor hükümet. Ne önlem alıyor, ne sağlık alanını güçlendiriyor. Koruyucu sağlık hizmetine ayrılan tüm para epi topu 19 milyar TL.
Her gün salgına kurban veriyor sağlık emekçileri. Salgın korkunç bir hızla yayılıyor. Resmi rakamlar bile, itiraf edilmiş haliyle gerçeklerin gizlendiği bu rakamlar bile ağır bir tabloya işaret ediyor. İstanbul için alarm zilleri çalıyor resmi yetkililer. Hiçbir önlem almıyorlar, salgının önünü kesmek doğrultusunda hiçbir adım atmıyorlar. Bütün bir salgın döneminde fabrikalar, OSB’ler açık tutuldu. İşçiler arasında salgın hızla yayılıyor. Tüm bu ağır tabloda sağlık işçilerini koruyacak hemen hiçbir yatırım ve önlem yok. Sağlık işçileri tamamen tükendi. Fiziksel ve psikolojik olarak tükendi. Ve hükümet fiziksel koşulları düzeltmek yerine sağlık çalışanlarına askeri düzen getiriyor!
Ama pandemi ile fedakarca mücadele eden sağlık emekçileri, hükümetin bu zorbalığına karşı haykırıyor: “Pandemiyi yanlış yönettiniz. Pandemi hastanelere gerek kalmadan epidemiyolojinin gerekleri doğrultusunda enfeksiyon zinciri birinci basamakta kırılarak pekala kontrol altına alınabilirdi. Siz hastanelere yığılmalara, sağlık personelinin yorulmasına, tükenmişliğe sürüklenmesine sebep oldunuz. Şimdi yükümüz daha da arttı, sağlıkçıları dönüşümlü çalıştıracak şekilde gerektiğinde izin kullanmalarını teşvik edeceğinize, zorla çalıştırmaya kalkıyorsunuz. Yasaklamalar ile bizi daha fazla tüketiyorsunuz. Çalışma koşullarının acilen düzeltilmesi ve sağlık çalışanlarının korunması yetkililerinin sorumluluğu ve görevidir. Bizler izin, istifa, emeklilik haklarımızdan vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz! Bunun için Türk Tabipleri Birliği ve sağlık emek örgütleri ile birlikte sağlık çalışanlarının hakları için sonuna kadar mücadele edeceğiz.”