TKEP/Leninist Merkez Komitesi Türkiye ve Kürdistan halklarına “İşgale Karşı Mücadeleyi Yükseltelim” diyerek çağrı yaptı.
leninist.net sitesinde yapılan açıklama şöyle:
“Türkiye’nin Rojava topraklarını işgal ve ilhak etmesi için ABD’den beklediği “yeşil ışık” nihayet geldi. ABD emperyalizmi, askerlerini Rojava’nın belli bölgelerinden çekerek, Türkiye’ye işgal, ilhak yolunu; Kürt halını katletme, göçettirme, malına, mülküne el koyma yolunu açtı.
Böylece, Türkiye’nin iki-üç yıldır sözünü edip durduğu işgal tehdidi, şimdi yakın, elle tutulur, somut bir tehlike haline gelmiş bulunuyor.
İşçiler, Emekçiler;
Eli kulağında olan bu savaş, sizin savaşınız değildir. Dinci faşist iktidar ve faşist devlet, sizin oğullarınızı, gençlerinizi sizin olmayan bir savaş için ölüme götürüyor. Bu savaş, zenginler, sömürücüler daha çok semirsin, daha çok kazansın, servetlerine servet katsın diye yapılan bir savaştır.
Dinci faşist iktidar ve faşist devlet, Rojava’yı işgal için başlatacağı savaşı, Türkiye’nin güvenliği için yaptığını iddia ediyor; yalan söylüyor, sizi kandırıyor, aldatıyor. Bu savaşın Türkiye’nin güvenliği ile hiç bir alakası yoktur. Türkiye’nin güvenliğine yönelik Rojava’dan gelen hiç bir tehdit ya da tehlike yoktur. Aksine, Rojava halklarını her gün savaşla, ölümle, yoketmeyle tehdit eden dinci faşist iktidar ve faşist devletin bizzat kendisidir. Buna karşı olduğunuzu, sokaklarda, alanlarda mücadelenizi yükselterek gösterin.
İşçiler, Emekçiler;
Türkiye’nin Rojava’ya yönelik girişeceği işgal harekatı ve onun yol açacağı savaş, sizin yaşam koşullarınızı iyileştirmeyecek, aksine ağırlaştıracak ve katlanılmaz hale getirecektir. Savaş, ölüm ve gözyaşının yanı sıra, vergi demektir, zam demektir, yokluk ve yoksulluk demektir. Elbette savaşın bu sonuçları zenginler, sömürücüler için değil, sizin için söz konusu olacaktır.
Nitekim bu yöndeki gelişmeler, henüz savaş en sıcak biçimiyle başlamadan, ortaya çıkmaya başladı bile. Elektrikten ulaşıma, oradan vergilere kadar her şeye zam gelmeye başladı. Savaş, masraf demektir ve dinci faşist iktidar, girişeceği savaşın tüm masraflarını bu yollarla sizin sırtınızdan çıkaracaktır. Buna izin vermeyin; alanlara çıkın ve dinci faşist iktidara karşı, sömürü düzenine karşı mücadelenizi yükseltin.
İşçiler, Emekçiler;
Binlerce emekçiyi KHK ile bir gecede sokağa atan, grevleri yasaklayan, hakkını aramak için yollara düşen madencileri coplatan, “benim zamanımda hiç grev oldu mu?” diye övünen, yoksul insanlara “ananı da al git” diyen bu iktidar zenginlerin, burjuvaların, büyük sermayenin iktidarı olduğunu milyon kere gösterip kanıtlamıştır.
İşte bu iktidar, Rojava Kürt halkını ve diğer halklarını katlederek kazanacağı zaferle moral bulmaya çalışıyor. Ancak, bu iktidarın ve devletin bulacağı moral sizin boynunuzdaki kölelik zincirini hafifletmeyecek; aksine, daha da ağırlaştıracaktır. Şayet zafer kazanırlarsa işçi sınıfına, emekçilere, gençliğe, ezilen halklara yönelik baskı ve şiddetinde daha pervasız davranma cüretini kendinde bulacaktır. Kardeş Kürt halkına ve diğer ezilen halklar üzerindeki bir zafer, boynunuzdaki kölelik zincirine eklenen yeni ve ağır bir halka olacaktır. Savaşa ve işgale izin vermeyin; önlemek için alanlara çıkın.
Türkiye ve Kürdistan’ın Ezilen Halkları;
Dinci faşist iktidar ve faşist devlet, bu savaş ve işgal planında yalnız değil. Başta ABD olmak üzere, Fransa, Almanya, İngiltere gibi belli başlı emperyalist devletlerin hükümetleri bu planın arkasında duruyorlar. ABD’nin bu işgal ve savaş planına “yeşil ışık” yaktığını biliyoruz. Ama diğer emperyalistler de gerçekte işgale karşı değiller. Hepsi de “üzgünüz, kaygılıyız, endişeliyiz” diyor ama hiç biri para musluklarını kesmeye, silah ambargosu uygulamaya, ticareti durdurmaya, yatırımlarını çekmeye yanaşmıyor; bunların sözünü dahi etmiyorlar. Oysa dinci faşist iktidarı durduracak olan yol budur. Onlar, “üzüntü, kaygı, endişe” bildirmekle gerçekte dinci faşist iktidara “yola devam et” mesajını veriyorlar. Dinci faşist iktidar, bu mesajı gayet iyi anlıyor ve değerlendiriyor. Bu, dünya burjuvazisinin emekçi sınıflara karşı her zamanki “kardeşleşmesidir.”
Burjuvaların bu “kardeşleşmesine” karşılık, halkların mücadele birliğini sağlamanın ve bu temel üzerinde emperyalistlere, gericiliğe, İsrail siyonizmine karşı mücadeleyi yükseltmenin zamanıdır.
Türkiye’nin girişeceği savaş, Türkiye’nin ekonomik ve politik krizini derinleştirecektir. Emperyalistler ve tekelci sermaye sınıfı dinci faşist iktidarı ve faşist devleti moral ve güç kazanmak, toprak elde etmek için savaşa sürseler de savaşın emekçi sınıflar üzerinde ağır sonuçları olacaktır. Bu sonuçlar, mevcut bunalımı derinleştirecek, dinci faşist iktidarın ve faşist devletin ayak bastığı zemini yakıcı hale getirecektir.
Savaşın gerçeğe dönüşmesi halinde, ortaya çıkacak bu koşullardan dinci faşist iktidarı, faşist devleti ve onun dayandığı tekelci sermaye düzenini yıkmak için yararlanmaya hazırlanın.
Devrimimiz sadece Türkiye ve Kürdistan halklarını değil, bütün Ortadoğu halklarını, hatta dünya halklarını büyük bir beladan kurtaracaktır.
Rojava’yı İşgal Savaşına Karşı Ayağa Kalk!
Yaşasın Halkların Mücadele Birliği!”