Buradaki sivil nüfusla nasıl etkileşim içinde oluyorsunuz?
Biz, Kirovsktaki sivil otoritelerle mükemmel bir uyum içerisinde yaşıyoruz. Ön cephedeki şehirler ile daha kıyıda olan şehirler arasındaki farklılık, çok belirgin. Hergün top ateşlerini duyan insanlar, askeri işleri çok iyi anlıyorlar. Ve biz, şehir yönetimi ile tam bir karşılıklı anlayışa sahibiz. Sürekli birbirimize yardım ediyoruz. Bazı malzemelerin dağıtımına ya da çöpün toplanmasına, az su olan köylere su götürmek için yardıma ihtiyaç duyuyorlar ve biz askerler olarak her zaman yardım ediyoruz.
Bundan dolayı, çeşitli kutlamaların organize edilmesinde onların tarafından yardımlar oluyor. Bizim için sürekli konserler düzenliyorlar. Askeri personelin çocukları, tatil gezilerine çıkıyorlar. Biz cephedeki güçlerimizin bir parçasını ansızın oradan çeksek, yarın onlara ne olabileceğini her gün duydukları cephe hattı şehrinin nüansıdır bu. Daha kıyılardaki şehirler hakkında bu kadar kolay konuşamam çünkü buralara nadiren gidiyorum. Cepheden fazla ayrılamıyorum. Alchevsk ve Lugansk'ta birçokları savaşın devam ettiğini çoktan unuttu bile. Onu duymuyor, görmüyorlar; pratik olarak onları ilgilendirmiyor. Ve biraz farklı bir ilişki var.
Hiç yoktan sivil otoritelerle bir sorunumuz yok, tamamıyla karşılıklı anlayış var. Buna ek olarak, benim askerlerimin yarısından fazlası, Kirovsk'un civarındaki köylerin yerlileri. Onlar için, burası onların anayurdu ve kend ulusal toprakları.
LPR'daki komünist örgütlerle herhangi bir etkileşiminiz var mı?
LPR'da yok gerçekten. İlk zamanlar, Lugansk'taki komünistlerle sıklıkla konuşuyorduk. Çok sıkça bize geliyorlardı ve ben de onları ziyarete gidiyordum. Fakat şimdiki özgün durum şu: Ben buradaki pozisyonumdan, Krovsk'tan güçlükle uazaklaşabiliyorum. Alchevsk'i nadiren ziyaret ediyorum ve Lugansk'ı da sadece komutanlık tarafından çağrıldığımda... Ve Lugansk'a istediğim zaman kendi başıma gitme fırsatına sahip değilim. 1,5-2 saat gidiş tutuyor, bir o kadar da dönmek. Hatta eğer bir saati de Lugansk'ta geçirecek olursan bir gün gidiyor. Ve burada dakikası dakikasına her saat sayılıyor.
Bir diğer mesele de, hatırladığım kadarıyla, Lugansklı komünistler partilerini resmi olarak kurmadılar, daha çok gönüllülük temelinde hareket ediyorlar. Bizim, Rusya Federasyonu Komünist Partisi ile çok iyi ve yakın ilişkilerimiz var. Kişisel olarak Gennady Andreyeviç (Zugyanov), bize defalarca ve anlamlı bir şekilde yardım etti; Kazbek Taysayev bize yardım etti; Rodin yardım etti. Bu anlamda iyi ve normal ilişkiler geliştirdik.
Cumhuriyetlerdeki siyasal alan oldukça kötü biçimde eziliyor. Buradaki gibi bir siyasi yaşam yok. Bir şekilde kendi başlarına varolan kamu kuruluşları var; ancak açık ki, hiç kimse onların gerçek güç pozisyonlarına yaklaşmalarına izin vermeyecektir. Cumhuriyetler büyük ölçüde elyordamıyla yaşamaktadır. Burada politika oyunu oynayabilirsin ama kimse bununla alakadar olmmayacaktır. Buna rağmen savaştaki komutanların çoğu, ben de dahil olmak üzere, kendimiz komünist olduğumuza göre, komünistlerle her zaman iyi ilişkiler içinde bulunduk.
LPR'de şimdi sınıf mücadelesi var mı? İnsanların sınıf bilincine birşeyler mi oldu ya da şu an olduğu kadar yüksek değil miydi?
Evet sanırım öyle... Samimi bir şekilde nasıl söyleyebilirim? Üç aşağı beş yukarı, Ukrayna'daki, Rusya'daki ve cumhuriyetlerdeki oligarklar aynı. Ve her zaman oligarkların kendi aralarında anlaşmaları işçilere, çalışan nüfusa bir takım imtiyazlar vermelerinden daha kolaydır. Önemli sayıda büyük endüstriyel firma savaş sırasında ya üretimi durdurdu ya da çöktü. İnsanlar çoğunlukla emekli maaşıyla, kimisi küçük ölçekli ticaretle, diğerleri de para kazanmak için Rusya'ya giderek hayatlarını devam ettiriyorlar. Güçlü bir işçi hareketi yok maalesef, bu hareketi organize edecek, liderlik edecek, bazı amaçları, görevleri belirleyecek ve bunları başaracak bir güç de yok. Burada insanlar sadece yaşıyorlar ve böyle bir durumda kural olarak parlak bir gelecekten sözetmek için zaman yoktur. Karanlık bir zamanda yaşıyorsanız göreviniz yarına kadar hayatta kalmak, çocuklarınızı beslemek için birşeyler bulmaktır. Onlar, yürüyüş ya da grev örgütlenecek kadar zamana sahip değillerdir. Korkarım ki, koşullar burada normale dönene kadar güçlü bir işçi hareketi yaratmak mümkün olmayacak.
Tekrar, Rusya'ya bakmakta fayda var: savaş yok gibi görünüyor; iyi koşullarda yaşıyoruz gibi görünüyor, fakat bütün Rusya eylemlerini doğru bir şekilde organize edebilecek mücadeleci bir sendika yok. VAZ'da, Ford fabrikalarında bazı genel grevler olduğunu biliyorum; fakat bunlar lokal eylemler. Genel bir tüm Rusya hareketi hala mevcut değil. Buna ek olarak, klasik prensiplere daha çok bağlı olan komünist partiler arasında sürekli bir hırgür var. Ve tabii, 1917 daima tüm parazitlerin bilinçaltlarındaki en kötü kabusları diriltiyor. Biz zaten bir defa bir devletin profesyonel rüşvetçi politikacılar, oligarklar, kapitalistler olmadan varolabileceğini ve bu devletin global işler başarabileceğini gösterdik. Açık ki, kimse bize ikinci bir şansı öylece vermeyecek. Biz bütün dünyaya "kötü" örneği gösterdik! Fakat bu söyleşinin ayrı bir başlığı; ve bu sadece cumhuriyetlerle değil fakat şu anda dünyanın her yanında olan biten herşeyle ilgilidir.
1990'larda kapitalizmin intikamı, tabii ki, herkesi derinden vurdu fakat bir şey var: tarih asla son bulmaz. Ve insanlar- siz insan olmayanlar diyebilirsiniz- Sovyetler Birliği yıkıldığı zaman oyuncakların üzerine atlayanlar, şimdi her şey sadece bizim istediğimiz gibi olacak diyenler, çok çok erken bir sevince tutuldular. Kapitalizm, krizsiz yaşayamaz: öncelikle, o krizlerini civar yerlere, üçüncü dünyaya itmeye çalışır; fazla parayı oralara aktarır; oralardan ucuz emek-gücü satın alır fakat sonunda Dünya küçük bir gezegene döner. Şimdi kapitalizm küreselleşti, çokuluslu bir şirketin Malezya'da ya da Washington'da bir ofisinin olmasının artık temel bir farkı kalmadı ve giderek problemleri üçüncü ülkelerin sırtına yüklemek daha da zor hale gelmektedir. Yakın ya da uzak bir gelecekte, kapitalizm kendi kendini yemeye başlayacak. Bu kaçınılmaz.
Ve kendi geleceği kurma planıyla, bu planı izleyebilecek insanlarla ve milyonların kabul edeceği düşüncelerle yüklü bazı örgütlü güçlerin olmasını çok isterim. Yüzyıl önce Bolşevikler bütün bunlara sahipti.
Belki de bir dahaki sefere daha şanslı oluruz, kimbilir. Her durumda eğer bir şey yapmazsanız, hiçbir şey çalışmayacaktır. En iyisini umalım ve hazırlanmak için yapabileceğimizin en iyisini yapalım.
Gücünüzü nereden alıyorsunuz?
Hiçbir yerden. Dürüstçe, inanılmaz bir şekilde uyumak istiyorum. Savaş bittiği zaman büyük bir olasılıkla birkaç hafta uyuyacağım. Pratik olarak hiç güç kalmadı; sadece bir tür saldırganlık, kararlılık ve öfke (...) Şu anda bizim anıt mezarlarımızda olan ve yaşamlarını vermiş çocuklarımızın hakkını hiçbir şekilde ödeyemem. En azından onların hatırına, bu savaşı kazanmalıyım. İstediğimden ya da sevdiğimden değil. Savaştan nefret ediyorum; ben bir pasifist ve humanistim. Savaş benim için barbarlık. Fakat bu savaşın alternatifi, daha da kötü. Bu nedenle doğru bir hümanist olarak, onbin insanın yaşamasına izin vermeyecek olan on insanı öldürmenin daha iyi olduğuna inanıyorum. Bu nedenle, bu savaşı mantiki sonucuna kadar görmem gerekiyor. Kiev'de yürüyeceğim; Khreshchatyk'a bakacağım, şehrin güzelliğine hayran olacağım ve Moskova'ya, evime gideceğim.
Not: Redstar Over Donbass sitesinin 31 Ağustos tarihli Greg Butterfield çevirisinden çevrilmiştir.