Makale Dizini

 

Bu yazıyı yazmaya yaşım gereği haddim var mı ya da bu hakkım zaten doğuştan mı geliyor henüz bilmiyorum. Eğer üzerinde çok kalırsam da hata yapacakmışım hissine kapılıyorum.  Ne yapayım, 120 yaşına kadar yaşamayı hiç düşünmedim ki ben!

Tek istedikleri elden ayaktan düşmeden ölmek olan insanlar tanıdım hep, bu sözlerini söylediklerinde de henüz 60’lı yaşlarını yaşıyorlardı oysa. Uzun yaşarsa elden ayaktan düşecek, bakıma muhtaç olacak. Çünkü aynı anda hem uzun yaşamak, hem de sağlıklı olmak mümkün değil diye düşünmeme sebep oldu onların bu temennileri. 

Küba’da tanık olduklarım ise durumu tamamen değiştirdi. Satır aralarında gizlenmesine müsaade etmeden bu yazıyı okuyacak yaşı benden büyük herkesten şimdiden özür dilerim, belki henüz o olgunlukta olmadığım için yanlış ya da eksik yorumlayabilirim yaşamı. Küba’da tanık olduklarım diyordum en son, her şeyi değiştirdi. Yaşamı farklı algılayan başka 60’lı yaşlarında insanlar vardı orda. Küba Eğitim Bakanlığı’nın en güzel çalışmalarından biri olan altmış yaş ve üzeri üniversitesi öğrencileri… (La Universidad del Adulto Mayor- Büyük Yetişkin Üniversitesi) ikinci kez üniversitelerine kayıt yaptıran, bundan sonraki yıllarında kullanmak için bilgilerini tazeleyen, güncelleyen insanlar. Hiçbiri ölüme yakın olduklarından ve nasıl ölmek istediklerinden bahseden ya da yaşayacağımız kadar yaşadık bundan sonra neyime benim üniversite diyen insanlar değillerdi. Daha fazla bu dünya ve kendim için ne yapabilirim diye düşünüyorlardı. Bir de öyle uzaklara asık suratlarıyla dalan insanlar gibi değil de her anın kıymetini bilerek, yiyecekleri her yemeği özenle hazırlayan, her çiçeğe gülümseyerek bakan, harala gürele konuşmaktansa sakin sakin birbirini dinleyen, konuşanın dinleyene düşünmesi için zaman veren insanlardı. 

Bilginin yaygınlığı, sürekli kullanılır olması nasıl da farklı bir dünya yaratmış. Ben böyle hayran hayran bakarken açıkçası daha da şaşıracağım şeyler görmek değildi aklımdan geçen. O da ne? Hadi çıkıyoruz kulüpte etkinlik var diyor arkadaşımın babaannesi ve dedesi. Ne kulübü diye sorunca da 120 Yaş Kulübü demezler mi? 100 diyor, 20 diyor, 120 diyor, yaş diyor, kulüp diyor?! Kafamda hiçbir şey canlandıramadığım halimi siz kafanızda canlandırabiliyor musunuz bilmiyorum, ama o babaanne anlamış olacak ki “Unutma Küba’dasın!” dedi.

Dede ve babaanne ile yolda yürürken başladılar anlatmaya 120 Yaş Kulübü’nü. Eugenio Selman-Housein Abdo kurmuş bu kulübü, kendisi aynı zamanda Kumandan Fidel’in yakın dostu ve doktoru olmuş uzun yıllar boyunca. Abdo’nun kendilerinin de yakın dostu olduğundan bahsediyorlar. “O hep dünyadaki adaletsizlikten mutsuz oldu, insanların uzun ve sağlıklı yaşamasına adadı kendini. Kapitalizmin sadece emek düşmanı değil tüm yaşamın düşmanı olduğunun bilincinde oldu hep. Devrimini yapmış, halkına ücretsiz sağlık hizmeti veren bir ülkede bu kulübü açmak istemesine kimse şaşırmadı zaten. İnsanların ileriki yaşlarda fiziksel ve zihinsel sorunlarından korunması için nerdeyse tüm toplumu bilinçlendirdi. Önleyici sağlık ilkesine bağlı bu düzen hepimiz için çok verimli oldu. Bu sayede yaşayabiliyoruz ve hayatın tadını her yaşta çıkarıyoruz. Bu kulüp Küba’da 85 yaş üstü tüm bireyleri bir araya getirdi. Bu sayede hem sonuç alabileceğimiz işler yapıyoruz hem de birlikte hayat boyu eğitimin eğlencesinden yararlanıyoruz. Her mahallede gün doğarken yaşıtlarımızla parklarda toplanıp egzersizlerimizi yapıyoruz. Güne erken saatte merhaba diyoruz hep birlikte. Ardından evlerimize dönüp duşlarımızı alıp kahvaltılarımızı yapıp mahallelerimizdeki Casa de Abuelos’a (Büyükanne ve büyükbabalar evi) gidiyoruz. Bu evler bizim okullarımız gibi. İçimizde yeni bir dil öğrenen de var, müzik yapan da, fizikle uğraşan da. Akşam 4’e kadar buradayız. Sonrasında yine evlerimize dağılıp akşam planımız için hazırlanıyoruz. Kimi zaman bir tiyatro ya da sinemaya, kimi zaman bir beysbol maçına, kimi zaman baleye kimi zaman fiestaya gidiyoruz; yahut arkadaşlarımızın da eserlerinin olduğu galerilere. Bazen parlamentoda oluyoruz, bazen plajda bazen uluslararası bir konferansta.”

Ben sizin az önce o kafanızda canlandıramadığınız yüz ifademle dinlerken “sizin büyükleriniz neler yapıyor ülkenizde” diye sordu babaanne. Elden ayaktan düşmeden ölmek için dua edenler geldi aklıma. Hepsi de babaanneden en az yirmi yaş küçüktü. “Senin yaşında olanlar çok yok benim çevremde” diyebildim sadece. Olanlar da hastalıkları nedeniyle yataktan kalkamayacak durumda. Sonra düşündüm, tanıdığım en uzun yaşayan kişiydi babaanneyle aynı yaşta olan o da ne yazık ki üç sene önce ayrılmıştı aramızdan. Fakir hissettirdi bu soru kendimi. Hepimiz çok yoksulmuşuz gibi… Onlardan daha iyi olduğumuzu söylemek isterdim oysa hatta daha da ileri gideyim kibirli kibirli bakıp gözlerimi devirmeyi, ah yoksa sizde yok mu bunlar diye bilmiş bilmiş anlatmayı çok isterdim.

Gittiğimiz yer kocaman palmiyelerin ve mango ağaçlarının olduğu bir bahçeydi, tüm bahçeden görülecek şekilde kurulmuş sahnede de oldukça ileri yaşta insanlar oldukça hareketli parçalar çalıyordu. Gördüğüm manzara karşısında kalakaldım. E hadi siz müzik yapıyorsunuz sizi anladım da, bu yaşı 85 üstü olup da salsa yapanlara ne demeli? Nasıl benden bile daha hareketliler, nasıl bu yaşa gelmişler, nasıl mutlu ve sağlıklılar? Dişleri var, hem de kendi dişleri!

Şaşkınlık, hayranlık, kıskançlık, imreniş… Birinden çıkıp diğerine girdim tüm akşam boyunca. Dedelerimi düşündüm, biri ben doğmadan yıllar önce diğeri ben 8 yaşındayken veda etmişlerdi hayata. Babaannemde 11 yaşındaydım, son on senesini hareketsiz geçiren anneannemde ise 17. Neden aynı yaşta olduğum Kübalı arkadaşımla hiçbir şeyimiz benzemiyor bu konuda? Bu yaşımda, dedemle ben de güzel zaman geçirebilmeliydim. Annem ve babam da hayatta ve sağlıklı olmalıydı hala! Ben bu şaşkınlık ve kıskançlıkla seyrettiğim manzarayı doğduğumdan beri görüyor olmalıydım oysa büyüdüğüm yerde. Hayatımızın doğal akışında olmalıydı bu anlar öyle ki ne ben bu yazıyı yazmaya ihtiyaç duymalıydım ne de siz okumalıydınız. Zor değildi ki bu isteğimin gerçekleşmesi. Sağlıksız beslenme ve çalışma sonucu kanser olan yakınlarımızın tedavisi için oradan buradan para denkleştirip de göndereceğimiz ülke olmamalıydı Küba. Dedemizle, annemizle, babamızla, sevdiklerimizle gezmeye gideceğimiz topraklar olmalıydı bizim için. 

Burada daha önce kendisiyle röportaj yaptığımız Mariela Castro’nun sosyal medyada paylaştığı bir haberi de okuyacaksınız birazdan. Sevgili Pınar Bahtiyaroğlu İspanyolca’dan çevirdi.

 


100 Yaşındaki İnsanlar: Küba En Yüksek Yaşlı Nüfusa Sahip

100 yaş ve üstü Kübalı sayısı oldukça yüksektir. 2017 yılında Küba'da 3.153 kişi 100 yaş ve üstüyken, bunlardan en az %13'ünün 113 ila115 yaş arasında olduğu belirtiliyor. 100 yaş ve üzeri kişilerin eğilimleri üzerine ilginç bilgiler

Juventud Rebelde gazetesinin 2017 yılı verilerine göre; Havana hariç olmak üzere; Küba'da yüzlü yaşlardaki kişilerin 1.200'den fazlası kadındır ve uzun yaşam ülkenin doğu bölgelerinde yoğunlaşmaktadır.

Havana'da yüzlü yaşlarda 303 kişi bulunurken Küba'nın diğer bölgelerinden Granma'da 249 kişi, Santiago de Cuba'da 245 kişi ve Holguín'de 190 kişinin yüzlü yaşlarda olduğunu görüyoruz.

Küba Kamu Sağlığı Bakanlığı (Minsap) verilerine göre, Bu bölgeleri aşağıdakiler takip ediyor:

  • Villa Clara (183),
  • Las Tunas (180),
  • Camagüey (126),
  • Guantánamo (138),
  • Pinar del Río (179),
  • Sancti Spíritus (157)
  • Matanzas (192),
  • Isla de la Juventud (182),
  • Artemisa (199),
  • Mayabeque (159),
  • Ciego de Ávila (180),
  • Cienfuegos (184).

Mart 2016'da ada medyasında yer alan bilgiye göre, 116 yaşındaki Kübalı Maria Emilia Queseda Blanco uluslararası kayıtlarda yer almamasına rağmen ülkenin ve dünya ortalamasının en uzun ömürlü kadınıdır.

Küba Minsap Yaşlılar, Sosyal Yardım ve Akıl Sağlığı Departmanı başkanı Doktor Alberto Fernández'in verdiği bilgiye göre, Küba, Amerika kıtasında yer alan ülkeler içinde en büyük yaşlanan nüfusa sahip ülkedir.

60 yaş üstü 2,2 milyon kişi, nüfusun yaklaşık %20'sini oluşturuyor Kübalıların %90’ı 60 yıldan fazla yaşamaktadır.

Fernández'e göre,

  • “Bu başarılı bir nüfus yaşlanması örneğidir. Çünkü bu insanlar kurban değil, sağ kalanlardır ve çoğunluğu insan ömrünün uç noktasına erişmelerini sağlayan mekanizmalar geliştirmişlerdir."
  • "Yapılan çalışmalar göstermektedir ki bu insanların %95’inde bunama, engellilik veya tamamen başkasına bağımlılık gözlenmemektedir."

 

Yaşam süresi neden uzun?

Sağlık sistemine erişim garantisi ve kapsamlı sosyal güvenlik programlarının yanında, doğurganlık ve ölüm oranlarında aynı anda yaşanan düşüşe bağlı olarak Küba'da yaşam süreleri uzamaktadır.

Fernández ayrıca, son derece hassas bir grup olan 100'lü yaşlardaki kişilere üç ayda bir tıbbi takip, daha kritik durumlarda ise aylık takip yapıldığını belirtti. Ayrıca tek kullanımlık bezler, ayarlanabilir yataklar ve tekerlekli sandalyeler, yüzlü yaşlardaki Kübalılar tarafından en çok talep edilen eşyalar arasında. Bunlara işitme cihazı ve yaşlı nüfusun ihtiyaç duyacağı diğer protezler ekleniyor.

Yaşam süresinin uzunluğunu etkileyen kişilik özellikleri:

  • Dışa dönük ve neşeli olmak
  • Tolerans göstermek
  • Başkalarına yardım eden faaliyetlerde bulunmak
  • İyimser olmak

Amerikan Albert Einstein Tıp Fakültesi tarafından yürütülen Uzun Yaşam Genleri Projesi'nin bir parçası olan Aging Dergisi ve yayınlanan diğer ilgili çalışmalara göre uzun yaşam, karakterle yakından ilgili. Karakter doğrudan genetik mekanizmaları etkiliyor ve bu genetik faktörler sağlığı etkileyebiliyor. Dolayısıyla karakterin uzun yaşamı doğrudan etkilediği sonucuna varabiliyoruz.

Uzun Yaşam Genleri Projesi kapsamında 95 ve 100 yaş arasındaki 250 kişiyle yapılan çalışmalarda kişilik ile ilgili analizler aşağıdaki sonuçları ortaya çıkarmıştır:

  • Süjelerin hepsi iyimser ve pozitif kişilerdir
  • Şikayet eden veya kederli kişilik özellikleri bulunmamaktadır
  • Çoğunluğu dışa dönük, uyumlu ve iyimser kişilerdir
  • Kahkaha hayatlarının bir parçasıdır
  • Geniş bir sosyal ve arkadaşlık ağına sahiptirler

Görüldüğü gibi, bu kişilik özellikleri Kübalıların büyük çoğunluğunda bulunan özelliklerdir.

Yaklaşık 11,2 milyon vatandaşa sahip Küba'da 3.153 kişinin yüz yaşından yaşlı olduğu ve bunlardan %13’ünün 113 ila 115 yaş arasında olduğu belirtilmektedir.

Kaynak: cubahora.com

 


Adada 11.801 yatak kapasiteli 149 huzur evi hizmet vermektedir. Gündüz bakımı sağlayan 289 "yaşlı evi", 9.563 kişiye ev sahipliği yapabilmekte ve 305 sağlık profesyonelinin çalıştığı 50 geriyatri servisi ile hizmet vermektedir. Fernández'e göre;

  • “Ülkede yaşlı nüfus arttıkça sağlık hizmetlerinde görev alan geriyatri doktorlarının da sayısını artırmamız gerekiyor",
  • Ülkedeki 1.500'den fazla eczanede kurye kullanımı hayati önem taşıyor.

Küresel düzeyde 2050 yılında 100 yaş üstü nüfus için tahminler neler?

Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan istatistik ve tahminlere göre, 2050 yılında dünya üzerindeki yaşlı sayısının iki katına çıkacağı öngörülüyor.

2050 yılında yaşlı nüfusun,

  • Avrupa nüfusunun %35'ini
  • Kuzey Amerika nüfusunun %28'ini,
  • Latin Amerika ve Karayipler nüfusunun %25'ini
  • Asya nüfusunun %24'ünü
  • Avustralya nüfusunun %23'ünü ve
  • Afrika nüfusunun %9'unu oluşturacağı düşünülmektedir.

Bu veriler kapsamında, Küba yaşlı nüfusunun %25 ila %28 arasında bir oranda artmasını bekliyor.

Küresel düzeyde bu eğilime ayak uydurmak için ilginç bilgiler:

Küresel düzeyde önümüzdeki yıllarda yaşlılık yaşının artması kaçınılmaz olduğundan egzersiz yapmak, iyi beslenmek, pozitif ve neşeli bir tavra sahip olmak ve şimdiden önlem almak önem taşıyor. Ayrıca,

  • Alternatif egzersiz ve beslenme tarzlarını araştırarak daha genç yaşta kendine dikkat etmeye başlamak
  • Geleceği planlamak
  • Para biriktirmek
  • Sağlığını korumaya dikkat etmek gerekiyor.

Redacción – LB için, EFFE'den alınan bilgilerle yazılmıştır.

 

Ne ben bu yazıyı yazarken ne de Pınar o çeviriyi yaparken bilmiyorduk, son 2 gündür duyduğumuz medyada intihar diye geçen, ama aslında kapitalizmin katliamından başka bir şey olmayan o üzücü olayları. Bir tarafta 120 Yaş Kulübü’nü kurup hayatın her anında mutlu olmayı hedefleyen insanları varken, yanı başınızda hayatın hiçbir anında mutlu olamamış, emeğinin karşılığını asla bulamamış, kendisi ve ailesi için hayal ettiği geleceği ellerinden alınmış insanlar var. Abdo’nun, Granma’da yayınlanmış sözleri geliyor aklıma“Bu ülkede devletin hedefi mutluluktur, eğer bu devlet de kapitalist olsaydı dünyanın diğer ülkeleri gibi tek hedefleri kazanç olurdu. Sosyalizmde her hayat ve hayal değerlidir, kapitalizmde ise hayatlar ve hayaller yok olur”

Hayallerimizi kimsenin yok edemeyeceği o güzel günlerde yaşamak umuduyla… Küba halkına saygıyla…

Zeynep TÜRKMEN

08.11.2019