Uzun bekleyişlerin ardındna yüzyüze eğitime açıldı okullar. İlkokuldan liseye, üniversitelere. Yüzyüze eğitimin yapılamadığı 1,5 sene içinde değişen bir şey yok. Ne sınıf – okul yoğunluklarının pandemiye göre düzenlenmesi, ne temizlik-hijyen... Okullar açılır açılmaz tadilata giren okullar, covid pozitif vakalar nedeniyle daha ikinci haftadan kapanıp online eğitime geçen okullar...
En büyük sıkıntı üniversitelerdeydi ancak... Üniversite kayıtlarının başlayıp KYK yurtlarının açılmaması, açıldığında da kapasite yetersiz olduğu için öğrencilerin açıkta kalması... Milyonlarca öğrenci özel yurtlara ve ev tutmaya mahkum edildi. Ancak İstanbul başta olmak üzere, son yıllarda kiralardaki olağanüstü artış öğrencilerin eğitim öğretim hayatını başlamadan bitirmek üzere.
Öğrencilerin yaşadığı geçim sıkıntısı, bursların çok düşük rakamlarda olması, kredi alanların mezun olur olmaz çok ağır bir borç yükünün altında ezilmesi, çoğu öğrencinin çalışması, harçların ve kitap fiyatlarının yüksekliği öğrencilerin geleneksel sorunları. Ve son yıllarda ardı ardına gelen öğrenci intiharlarının da sebebi...
Bu dönem bunların üzerine “barınma-ma” sorunu da eklendi. Sosyal medya üzerinden çok sayıda öğrenci kalacak yer bulamadığı için üniversiteyi bırakacağını, kayıt donduracağını paylaşmaya başladı.
İktidar ise bildiğimiz gibi, “elinize, dilinize dursun” diyordu geçinemiyoruz-barınamıyoruz diyen öğrencilere... Kümes gibi evlere, pahalı özel yurtlara mahkum edilen öğrencilere “5 bin liraya 3-5 kişi ev kiralarsınız” deniliyordu 650 lira burs alan öğrenciye...
“Barınmak istiyoruz” diyen öğrenciler, KYK önüne yatak atıp yatma eylemine başladı önce, sonra 19 Eylül gecesi İstanbul'da parklarda yattı protesto için, banklarda sabahladı.
Polislerin gelmesi gecikmedi öğrencilerin bu eylemine. İstanbul sokaklarında sokaklarda yatan binlerce yoksul, göçmen insan yokmuşçasına, “izin veremeyiz” diyorlar.
Barınma hakkı bile tanınmayan, geleceksizliğe mahkum edilen gençlerimiz de sermayeye yaşama hakkı tanımayacak – tanımayacağız.