Ukrayna'nın Harkov şehrinde yaşadıkları evde öldürülen iki üniversite öğrencisinden Buket Yıldız'ın cenazesi, 11 Ocak günü memleketi Antakya’da defnedildi.
Mustafa Kemal Üniversitesi'nde 2 ay önce, artan ekonomik kriz ve öğrenci sorunlarına karşı ayaklanan gençlik, eylemlerine devam ediyor.
Faşist devletin en yetkili ağızlarından, medyasına, kalemşörlerinden, sivil-faşist destekçilerine kadar tüm karşı-devrim güçleri, son birkaç haftadır Rojava’ya yönelik kapsamlı bir saldırıdan söz ediyor.
Türk tekelci sermaye sınıfı ve faşist devleti, tüm gücüyle içerde oluşan dağınıklığı, güvensizliği, belirsizliği giderebilmek ve ekonomik-siyasal krizin yoğun yaşandığı bugünlerde güçlü görünebilmek için uzun bir süredir açık tarafı olduğu Suriye savaşında, Rojava topraklarının diğer kantonlarına, sınır hattına kapsamlı bir saldırının hazırlıkları içinde. Bu bir saldırı için psikolojik ortam yaratmakla birlikte zırhlı ordu birlikleri, komandolar, piyade güçleri, dinci-faşist paramiliter çete olan ÖSO’cular Rojava sınır hattına yığılıyor.
Son dönemlerde gün geçmiyor ki bir intihar vakasıyla karşılaşmayalım. Bir baba çocuğuna pantolon alamadığı için intihar etti. Yine bir anne üç çocuğunu öldürdü ve intihar etti. Ölmek üzereyken yoğun bakıma, ardından da gözaltına alındı. İfadesinde “mutlu bir günüm geçmedi hayatımda. İntihar etmeyi zaten düşünüyordum. Ama çocuklarım arkamda kalacaktı ve benim kaderimi paylaşacaklardı. O yüzden önce onları öldürdüm, sonra intihar ettim ama ölemedim” dedi. Bir genç borçlarını ödeyemediği için babasıyla tartıştı ve önce babasını, sonra kendisini öldürdü. Bunlar sadece aklımızda yer eden intihar olayları. Aklımızda kalmayanlar olduğu gibi, basına yansımayanlar da var mutlaka.
Haftalardır süren eylemsellikler ve ayaklanmalar sonucu gündemi epeyce meşgul eden, bir süredir kapitalistler ve karşı devrimciler tarafından korkulu gözlerle izlenen bir Avrupa ülkesi, Fransa... Dışardan bir gözle bakınca refah seviyesi yüksek, yaşanılabilecek bir ülke gibi görünen ancak ekonomik ve sosyal yapısını incelediğimizde toplumun büyük bir kesimi için hiç de öyle olmayan bir ülkenin en yoksullarının, ezilenlerinin, emekçilerinin başlattığı bir ayaklanmadan bahsedeceğiz.