İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Komisyonu, basın toplantısı düzenleyerek tutsaklara para göndermenin suç olmadığını, tutsaklar, tüm haklarını zindanlardaki yetkililer ve görevliler aracılığı ile kullanabildiklerini bu nedenle zindanlarda terör örgütü olduğu varsayımından yola çıkılarak para yatıranlara karşı örgüt üyesi suçlamasının kabul edileme olduğunu vurguladı.
İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, son dönemlerde zindanlardaki tutsak yakınlarına para gönderdikleri gerekçesiyle ailelere ve tutsakların görüşçülerine yapılan yargı baskılarına ilişkin Beyoğlu’nda bulunan dernek binalarında basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısında, “Mapusların hesabına para yatırmak suç değildir. Yargı baskısına son verilsin"yazılı pankart asıldı. Basın metnini İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Meral Nergis Şahin okudu.
Şahin, “Terörün Finansmanı Yasası” kapsamında uzun süredir zindanlardaki tutsaklara para yatıran ailelere, vasilere, avukatlara ve yakınlarına yapılan yargısal baskıların uygulanmakta olduğunu belirtti. Şahin, “Kişiler gözaltına alınmakta, haklarında davalar açılıp, cezalar verilmekte, 'Teröre Finansman Sağlamak' suçlamasıyla tutuklamalar devam etmektedir" dedi.
Oysa tutsakların hesabına para yatırmanın 'Hükümlü Ve Tutukluların Emanete Alınan Kişisel Paralarının Kullanımına Dair Yönetmelik' çerçevesinde yapılmakta olduğuna dikkat çeken Şahin, Yönetmeliğin 5. Maddesi'nde; "Banka ve posta aracılığıyla gelen veya ziyaretçiler tarafından hükümlü ve tutukluların nam ve hesabına yatırılan paralar, idarece görevlendirilecek bir personel tarafından alınarak kaydedilir. Müdürü bulunan kurumlarda, hükümlü ve tutuklular hiçbir şekilde yanlarında nakit para bulunduramaz" denildiğini hatırlatan Şahin, tutsakların hesaplarına yatırılan paranın nasıl harcanacağının da aynı yönetmelikle düzenlendiğini belirtti.
Mahpusun hesabına yatırılan paranın nasıl harcanacağı da aynı yönetmeliğe göre düzenlenmiştir” dedi.
"Tutsakların Hesaplarındaki Paralardan Faiz Geliri Elde Ediliyor"
Tutsaklara gönderilen para yönetmeliği hakkında şu bilgileri aktardı:
“Yönetmelik Madde 8’e göre; 'Müdürü bulunan kurumlarda kalmakta olan hükümlü ve tutukluların yapacakları harcamalar, nakit hareketi olmaksızın tutulan kayıtlar üzerinden gerçekleştirilir. Hükümlü ve tutuklular, Bakanlıkça belirlenen haftalık limit dahilinde, nakit hareketi olmaksızın, elektronik para ödeme sistemi bulunan kurumlarda bu sistem aracılığıyla, diğer kurumlarda doğrudan emanet para hesabından kantin hesabına aktarılan para üzerinden harcama yaparlar. Emanet para hesabında para bulunmaması ya da mevcut paradan daha fazla tutarda alışveriş yapılmak istenmesi veya Bakanlıkça belirlenen haftalık limitin aşılması durumunda ihtiyaç istem formu işleme konulmayarak kendisine bilgi verilir."
" Yönetmeliğin 12. maddesine göre;' 'Hükümlü ve tutuklular emanet para hesabında biriken faiz gelirleri ile ilgili olarak ceza infaz kurumları lehine açık feragatte veya hibede bulunabilir. Bu paralar hükümlü ve tutukluların eğitim ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanması ile iyileştirilmeye yönelik faaliyetlerde eğitim kurulu kararı ile kullanılır. Faiz gelirlerinden yapılan harcamalar, belge ve faturalara dayandırılır ve bir dosyada korunarak denetimlerde ibraz edilir. Faiz gelirleri, birinci fıkrada belirtilen amaçlar dışında kesinlikle kullanılamaz."
Bu maddeye göre de tutsakların hesaplarındaki paralardan faiz geliri elde edilmekte olduğunu, fakat tutsakların paraları üzerinde bir tasarruf edinebilme haklarının bulunmadığına dikkat çekerek bu şartlarda olarak da tutsakların para hesaplarının normal bir banka hesabı gibi düşünülemeyeceğini vurguladı.
"Yargı Baskıları Kabul Edilemez"
Şahin, kullanımı yönetmelikçe belirlenmiş olan tutsaklara yatırılan paranın 'Terör Örgütünün Finansmanı' olarak değerlendirilemeyeceğini tutsakların, tüm haklarını zindan yetkilileri ve görevlileri aracılığı ile kullanabildiklerinden dolayı terör örgütü olduğu varsayımından yola çıkılarak para yatıranlara karşı yargı baskılarının da kabul edilemez olduğunu ifade ederek, zindanlardaki tutsakların yaşamsal ihtiyaçları bulunduğuna ve bu ihtiyaçlarını da yakınları tarafından gönderilen parayla karşılamak durumunda olduğuna dikkat çekti.