29 yıl önce Gazi Katliamında yaşamını yitirenler Gazi Mahallesi'nde yapılan yürüyüş ve basın açıklamasının ardından Gazi Mezarlığı'nda mezarları başında anıldı.
12 Mart 1995 yılında Alevilerin bulunduğu 4 kahvehanele bir pastane taksiden ateş açılarak taranmış biri Alevi dedesi olmak üzere 5 kişi yaşamını yitirmişti. Katliamın devlet eliyle yapıldığını öğrenen Gazi Mahallesi halkı karakola yürüyüş yaparak katliamı protesto etmişti. Gazi Mahallesi'nde yapılan katliamın ve polisin kitleye saldırması üzerine Ümraniye ilçesine bağlı 1 Mayıs Mahallesi'nde de halk katliama karşı sokaklara çıkmıştı. Ayaklanma 3 gün sürmüş ve devlet 22 kişiyi katletmiş yüzlerce kişi yaralanmıştı.
12 Mart Platformu’nun çağrısı ile Gazi Katliamı’nın 29’ncu yılında Gazi Eğitim ve Kültür Vakfı Cemevi önünde toplanıldı. Anma öncesinde Gazi Mahallesi'nde polis zırhlı araçlarla sokak giriş ve çıkışlarını kapattı.
12 Mart Platformu’nun çağrısı ile Gazi Mahallesi’nde bulunan Gazi Eğitim ve Kültür Vakfı Cemevi önünde Gazi ve Ümraniye katliamlarında hayatlarını kaybedenlerin yakınları, Gezi Şehit Aileleri, Gazi halkı, Alevi kurumları, Mücadele Birliği Platformu, Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Partizan, HALKEVLERİ, SEP, Kaldıraç, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Sosyalist Mücadele İnisiyatifi (SMİ), Proleter Devrimci Duruş (PDD) ve çok sayıda kişi katıldı.
Eylemde, “Gazi’de Düşene, Dövüşene Bin Selam Gazi Ve 1 Mayıs Şehitleri Onurumuzdur” yazılı pankart açılarak katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğrafları ve katliamı protesto eden dövizler taşındı.
Cemevi önünden başlayan yürüyüş boyunca “Gazi Şehitleri Ölümsüzdür”, “Gazi Katliamını Unutmayacağız”, “Gazi’de Düşene Dövüşene Bin Selam”, “Gazi’nin Faili Kontrgerilla Rejimi”, “Gaz'iyi Unutmadık unuttrumayacağız”, “Gazi ve Ümraniye Şehitleri ölümsüzdür”, "Katil Devlet Hesap Verecek", “Yaşasın Devrim Ve Sosyalizm”, “Devrim Şehitleri Ölümsüzdür”, “Yaşasın Gazi Ayaklanmamız” "sloganları atılarak eski karakol önüne yüründü.Ardından çok sayıda kişinin katledildiği Hüseyin Altın Parkı’na karanfil bıraktı.
"Katliamın Amacı Devrimcilere Ve Halka Gözdağı Vermekti"
Park önünde katledilen Dilek Şimşek’in kardeşi Erkan Şimşek, basın açıklamasınu okudu. Katliamın üzerinden 29 yıl geçmesine rağmen yüreklerindeki öfke ve acının hala taze olduğunu, katledilenlere vefa borcunu ödemek için burada bulunduklarını belirtti. Meydana gelen katliam sürecini anımsatan Şimşek, kimliği belirsiz kişilerce kıraathane ve pastanelerin tarandığını,, Gazi halkı için bu tür saldırıların ilk olmadığını vurguladı. Şimşek, “Gazi halkı provokasyonu yapanı da, yaptıranı da, nedenini de biliyordu. Amaç Gazi'de devrimci muhalefeti sindirmek ve tüm devrimci, demokrat halka gözdağı vermekti. Saldırı Alevi’si, Sünni’siyle tüm halkaydı. Katiller nasıl oldu da, Gazi gibi polis devriyelerinin her zaman çok yoğun olduğu bir yerde, ellerini kollarını sallayarak ortadan kayboldu. Bunun açıklamasını Gazi Halkı biliyordu. Bu nedenle öfkesi sel oldu ve Gazi Karakolu'na akmaya başladı” dedi.
"Katiller Belli 29 Yıldır Katiller Cezalandırılmadı"
Sonrasında polis tarafından halkın tarandığını ve devamında 18 kişinin katledildiği ve yüzlerce kişinin de yaralandığını hatırlatan Şimşek, “Günlerce ülkenin gündemine oturan direnişte basında çok net görüldüğü üzere vuranların kim olduğu belli olmasına rağmen, açılan göstermelik davada yargılanan katiller cezalandırılmadı. Sadece katil polislerden Adem Albayrak'a dört kişiyi öldürmekten üç buçuk yıl, Mehmet Gündoğdu'ya iki kişiyi öldürmekten bir yıl sekiz ay ceza verildi. Gazi'de yaşanan bu katliamdan dönemin Başbakanı Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Emniyet Genel Müdürü-istihbarat Daire Başkanı Hanife Avci, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Agar, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir ve bunların tetikçileri sorumludur ve cezalandırılmalıdır” dedi.
"Alevilere Yönelik Asimilasyon Ve İnkar Devam Ediyor"
Geçmiş dönemde farklı kentlerde yaşanan katliamlara da değinen Şimşek, gelinen aşamada toplumun yoğun bir tecrit altında olduğunu ifade etti. Şimşek, Alevilere yönelik asimilasyon ve inkar politikalarının da hala devam ettiğini hatırlatarak, “İnanç diktası ve asimilasyon cenderesinde zorunlu din dersleri, ÇEDES projesi adı altında her okula imam atanması Alevilere ve inanç kimliklerine zulüm uygulanmasıdır. Ayrıca Kültür Bakanlığı’na bağlı olarak kurulan Alevi- Bektaşi Cemevi Başkanlığını kabul etmiyoruz. Güncelde de cemevlerimiz hakkında yıkım kararı alınmakta, inancımız yargılanmak istenmektedir” dedi.
Yaşamını Yitirenlerin Vurulduğu Yerlere Karanfiller Bırakıldı
Açıklamanın ardından kitle, Gazi Mezarlığına doğru yürüyüşe geçildi. Katliam anlatılarak yol üzerinde katledilenlerin vurulduğu noktalara ve silahla taranan kahvehaneler ve pastanelerin bulunduğu noktalara karanfiller bırakıldı.
Taranan kahvehanenin önüne doğru yürüyerek katliamın yapıldığı yere karanfiller bırakıldı. "Katil Devlet Hesap Verecek", "Yaşasın Gazi Ayaklanmamız" sloganlarıyla Gazi Mezarlığı’na gelindi önce, yaşamını yitirenlerin aileleri mezarlara karanfil bırakarak andı. Alevi inancına uygun dini ritüeller yerine getirildi. Aileler Gazi Katliamı'nın sorumluları cezalandırılıncaya kadar mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti.
Ardından devrimci örgütlerden oluşan 12 Mart Platformu saygı duruşunda bulunarak basın açıklaması gerçekleştirdi.
"Devletin Gözdağı Vermek İçin Yaptığı Katliam Ayaklanmaya Dönüştü"
Açıklamada, Gazi Mahallesi'ndeki katliamın Aleviler üzerinde devrimci, demokrat kitlelere gözdağı vermek için yapıldığını, fakat devletin hesaplarının tersine Gazi Mahallesi ve 1 Mayıs Mahallesi halkının örgütlü mücadelesiyle devletin durduramadığı bir ayaklanma ve direnişe dönüştüğü bu nedenle de tarihte önemli bir yeri olduğu belirtildi. Gazi Mahallesi'nden diğer semtlere yayılan ayaklanmanın yayılmasından korkan devletin şiddet ve baskısının işe yaramaması üzerine dönemin yazar ve sanatçılarında olduğu tanınmış kişilerin arabuluculuğuna başvurmak zorunda kaldığı hatırlatılarak "Devlet son olarak Gazi Mahallesi ve 1 Mayıs Mahallesi halkının tüm taleplerini kabul etmek zorunda kalmıştır" diye vurgulandı.
Sermaye ve devletin baskılarına şiddetine karşı örgütlenen halkın gücünü göstermesi açısından Gazi ayaklanmasının örnek tarihi bir olay olduğu ifade edildi. Gazi ve 1 Mayıs Mahallesi'nde yapılan katliamın unutulmayacağını ve hesabının sorulacağı ifade edilerek 15 Mart günü 1 Mayıs Mahallesi'nde yapılacak anmaya çağrıda bulunuldu.