Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla çocuklardan “güvenlik”, “istihbarat” ve “gizli ajan” kelimelerini resimle ya da mektupla kağıda dökmelerini istedi.
Devletin istihbarat teşkilatı MİT’in “23 Nisan” dolayısıyla “güvenlik”, “istihbarat” ve “gizli ajan” gibi bir etkinlik düzenlemesi, çocukların zihinsel süreçlerinde olumsuz etkiler yaratabileceği gibi MİT’in yeni nesillere “ajanlık” aşılamaya çalıştığını da gözler önüne seriyor.
Daha önce toplumu muhbirleştirmenin çeşitli yollarını arayan, buna dönük yasa ve yönetmelikler çıkaran devlet, istediği karşılığı bulamayınca bu kez de çocuklarımıza ajanlık aşılamaya çalışıyor.
Bir yandan da Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, okullarda ÇEDES ve benzeri etkinlikler üzerinden çocuklara yönelik faaliyetleri sürüyor, okulların kapıları cemaatlere sonuna kadar açılıyor. İktidar kendi dünya görüşüne uygun nesiller yetiştirebilmek için eğitim sistemini kendi hegemonya aracı olarak kullanmakta sınır tanımıyor. İdeolojik yanı ile ele alınan eğitim, tek dil, tek millet, tek bayrak temeline dayanan ve toplumsal dokuyla taban tabana zıt şekilde sistemleştirilmeye çalışılıyor.
Eğitimdeki ticarileşme ile birlikte, emekçi ailelerin çocukları için eğitim bir hayale dönüşüyor. Anadilde eğitimin önünde ise yine iktidarın inkarcı ve tekçi dayatmaları boy gösterirken, Alevi çocuklarına, aksi yöndeki taleplerine rağmen, zorunlu olarak din dersi verilmeye devam ediliyor.
Eğitimin giderek ticarileştirildiği ve gericileştirildiği su götürmez bir gerçekken, MİT'in çocukları hedef alan ve onları muhbirliğe, ajanlığa, silaha ve çatışmaya sürüklemeye çalışması bu bütünün bir parçasıdır.
Eğitimde ticarileşmeye, gericileşmeye, tekçileşmeye ve ajanlaştırmaya karşı, geleceğimizi korumaya karşı, en çok da çocuklarımız için, mücadeleye bugünden başlamaktan başka çaremiz yok.