Değerli yoldaşımız, yazarımız Vefa Serdar tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.
Vefa Serdar 1 Ocak'tan bu yana eşi ile birlikte koronavirüs ile mücadele ediyordu. 11 Ocak gününden itibaren solunum zorlukları nedeni ile hastaneye yoğun bakıma kaldırılmıştı.
2004 yılında Taksim'de katıldığı bir basın açıklaması sırasında polis saldırısı ile yaralanan Vefa Serdar'ın akciğer zarında yırtılma olmuştu. Hastalığı ağır geçirmesine sebep olan bu pnömatoraksi nedeni ile 20 Ocak günü entübe edilmişti. Virüs her geçen gün organlarına daha fazla zarar vermeye devam etti. Ve bugün (24 Ocak) akşam saatlerinde yaşam savaşını kaybetti.
Yaklaşık 10 aydır her geçen gün sevdiklerimizi bizden alan bu salgın, Vefa yoldaşımızı da bizden aldı. Vefa yoldaş, Türkiye devrimci hareketine damga vuran isimlerdendi. 4 Nisan 1969'da Sivas'ta dokuz çocuklu işçi bir ailenin en küçük çocuğuydu ve küçük bir köyden ODTÜ İşletmeyi kazanacak zekaya sahipti. Bir işçi çocuğu olarak yolu devrime düşmüş, DÖB'de örgütlenmiş ve 1993'te de yolu zindanlara düşmüştü. 1996'da Ölüm Orucu eyleminde ve ardından 19 Aralık 2000'de Çanakkale Cezaevi'nde zindan savaşlarında en önde yerini almış, burada bir gaz bombası ile kolunu kaybetmişti.
2002'de tahliye oldu. İyi bir devrimci, iyi bir yazar, iyi bir şairdi. İstanbul'un yoksul semtleri, işçi mahallelerinde, işçi eylemlerinde, şehrin meydanlarında, her yerde idi. Mitinglerde ajitasyon konuşmalarıyla, eylemlerde şiirleriyle, panellerde konferanslarda konuşmaları, dergi ve gazetelerde makaleleri ile aranan bir devrimci idi. 2008'de, bu defa daha kısa bir süre zindanlara düştü yolu. Ve sonra Çukurova'ya...
Ne hastalığın, ne ölümün yakışmadığı bir insandı. “Devrim” dendiğinde, “devrimci” dendiğinde akla gelecek isimdi o. Hiçbir katliamın, işkencenin, güçlüğün yıldıramadığı Vefa yoldaşımızı son yolculuğuna uğurlamak, yapacağımız en zor işlerden biri olacak.
Cenaze ve anma için detayları ayrıca paylaşacağız.