< “Biz Kazanacağız!”

İzmir Kırıklar Zindanı’nda kalan Leninist Tutsaklar adına Hüseyin Durmaz, gazetemize bir mektup yazarak yaşadıkları sorunları anlattı.

Merhaba. Bulunduğumuz İzmir Kırıklar 2 Nolu F Tipi Zindanında son aylarda saldırılar ve baskılar artmaya başladı ve her gün yeni bir saldırı ile karşılaşıyoruz. Burada yaşanan saldırıları paylaşmak, aktarmak istiyorum.

Yayınlar üzerindeki yasaklar sürüyor:

-Günlük gazeteler bir sonra veriliyor.

-Mücadele Birliği ve bazı gazeteler Basın İlan Kurumu ilanı verilmediği gerekçesiyle bir buçuk yıldır verilmiyor.

-Dergilere yönelik kısıtlama ve yasaklar sürüyor.


Yeni baskı ve saldırılar yapılıyor:

-Havalandırmalardaki kameraların önünü kapatıyoruz. Her gün açmaya ve cezalar vermeye başladılar.

-Tutsaklar bulundukları hücrelerden alınıp başka yerlere götürülüyor.

-Önceden haber vermeden ve kabul edilmemesine rağmen süreklileşen yer değiştirmeler yaşanıyor.

-Yıllardır kullanılan 120 cm olan çekpas sapları kısaltılıyor, 75 cm yapılıyor. Açık bir işkence yöntemi haline gelmiş durumda.

-Hastane sevkleri ayları buluyor. 5 ayda gerçekleşen sevk var.

-Cezaevine gelen eşyalar değişik bahaneler yaratılarak verilmiyor.

-Kapşonlu olduğu için verilmeyen giysiler var.

-Her gün bazen sayımda bazen gün içinde kaldığımız yarlerde arama yapılıyor. Bir baskı yöntemi olarak artık psikolojik işkenceye dönüştü.

-Telefon görüşmelerimiz yeni bahanelerle engellenmeye, kısıtlanmaya başlandı.


Kısaca maddelediğim bu sorunları bütün olarak yazıyorum.

Günlük gazeteler bir gün sonra ve öğle saatlerinde veriliyor. Gazete haberleri eskimiş gündem değişmiş oluyor biz okurken.

2020 Nisan ayından başlayarak Mücadele Birliği, Yeni Yaşam ve bazı gazeteler B.İ.K ilanı verilmediği bahanesiyle engelleniyor. Daha önce 2018’de OHAL kaldırılana kadar engellenen yayınların bir kısmı, şimdi farklı bahane ile yasaklanıyor.

Dergilere yönelik yasak ve kısıtlamalar sürüyor. Bayide (cezaevi idaresinin alım yaptığı) satılmayan dergiler için (6 aya yakın bir süre önce) ailelerin adımıza abone yaptırması istendi. Şimdi yönetimdeki değişiklikler bahane edilerek, yapılan abonelikler kabul edilmiyor. İdare tarafından, parası tarafımızdan ödenerek yeniden abone yapılacağı söyleniyor. Sürekli yeni bahanelerle yasaklar sürüyor. Son olarak Dünyaya Başkaldırıyoruz dergisi “abonelik idarece yapılacak” denilerek engellendi. Postayla gelen Partizan Dergisi verilmedi. Leninist Teori’nin 2. sayısı aylardır bayiden (kitapçıdan) alınmıyor. Yayınlar üzerindeki engeller değişik bahane ve biçimlerle sürüyor.

Havalandırmalara konulan kameraların önünü kapatarak görüntü alınmasını engelliyorduk. Yıllardır kameraların önünü kapattık. Havalandırmalar bizlerin günlük yaşam alanıdır. Sadece birlikte kalan üç kişinin kullandığı alandır. Personel ya da başka yerlerde kalanlar buralarda bulunmuyor, buraları kullanamıyor. İdare bizim yaşam alanlarımızı sanki ortak alanlar gibi göstermeye çalışarak “güvenlik” bahanesiyle kamera ile izlemeyi savunmaya çalışıyor. Her gün önleri kapatılan kameralar ben gün içinde tekrar açılırken, her gün akşam açılıyor. Bizler sabah ve tekrar açıldığında gün içinde yine kapatıyoruz. Daha önce idarenin “kamera kapatmayı suç sayan madde yok” denilerek karar almasına rağmen, son aylarda sürekli olarak hakkımızda ceza kararları alınıyor. Disiplin kurulu kimi arkadaşlara, hücre cezasına varan cezalar veriyor.

Birçok arkadaşımız bulundukları hücrelerden alınarak başka hücrelere götürülüyor. 19 Aralık 2000 yılındaki katliam saldırısıyla açılan F Tipi zindanlarında çok sayıda saldırı ve işkence yöntemi uygulanmıştı. O zaman F Tiplerindeki tutsaklar önceden haber verilmeden ve istemedikleri halde başka hücrelere götürülüyordu. Bu değişiklikler ilk dönem yaygın olarak uygulandı. Şimdi bulunduğumuz zindanda aynı uygulama yapılıyor. A Blokta bulunan PKK davasından tutsak arkadaşlar cezaevinde birbirinden uzak yerlere dağıtıldılar. F Tipi tecrit politikası daha da ağırlaştırılmakta.

Üç kişilik hücrelerde iki ya da üç kişi olarak tecrit edilen ağırlaştırılmış müebbet hapis verilen arkadaşlar tekli hücrelere götürüldü ya da üç kişilik hücrelerde tek olarak tecrit ediliyorlar. Kırıkkale zindanından sürgün getirilen bazı arkadaşlar, üstü tel ile kapalı hücrede kalıyor.

Çekpas sapları kısaltılıyor. 120 cm olan standart çekpas sapları, fırça-paspas içinde kullanılan saplar 75 cm olarak kesiliyor. İnsanları eğilerek çalışmaya zorlayarak rencide etmeye, aşağılamaya çalışıyorlar. Ayrıca cezaevlerinde kalanların çoğunluğunda bel fıtığı ya da bel rahatsızlıkları var. eğilerek çalışmaya zorlamak, bel rahatsızlıkları nedeniyle fiziksel işkence uygulamasıdır.

Hastane sevkleri de kimi zaman 5 aya varan süre bekletiliyor. Muayene sırasında askerlerin muayene odasında bulunması nedeniyle tedaviler aksıyor. Son yıllarda hastanelerde doktorlara yönelik saldırıların çoğalmış olması, askerlerin muayene sırasında hasta ve doktorun yanında durması için bahane olarak kullanılmaya başlandı.

Son yeni uygulamalardan birisi de önceden haber vermeksizin, daha önce kullandığımız kapüşonlu giysiler cezaevine geldiğinde engellenip yasaklanıyor, içeri alınmıyor.

F Tipi zindanların ilk dönemlerinde sayımlarda üç kişilik hücrelerde üst kata çıkılıp arama yapılıyordu. Ancak ilk yıllarda bu uygulama kalkmıştı. Şimdi yirmi yıl kadar sonra, sürekli aramalar yapılarak baskı oluşturuluyor. Sayımlarda üst kata çıkmalarını protesto ediyor ve çıkmıyoruz, sayımda oturuyoruz. Biz olmadan üst kata çıkılması, arama yapılması provokasyon ve komplolar için zemin oluşturuyor.

Pandemi yasakları sürüyor. Diğer hücrelerdeki arkadaşlarla spor, sohbet gibi faaliyetler yasak. Açık görüş yasağı sürüyor.

Saldırılara her geçen gün yenisi ekleniyor. 14 Kasım’da telefon görüşmemiz kesilerek engellendi. Daha önceleri gürültü ve yüksek ses olduğunda ara verip yeniden devam edilerek 10 dakikalık konuşma süresi tamamlanıyordu. Şimdi yeni saldırılardan birisi, telefon kapanınca tekrar açıp konuşmamız engellenmesi... Kapı dövme eylemlerine misilleme olarak, bu uygulama ve saldırıyı başlattılar.

Türkiye ve Kürdistan’da halklarımızın devrim ve kurtuluş mücadelesinin yükselmeye başlaması karşısında devrimci tutsaklara saldırarak hem işçi sınıfına, emekçilere, Kürt halkına gözdağı vermek istiyorlar, hem de onları devrimci tutsaklardan koparmaya çalışıyorlar.

Son yıllarda devrimci tutsaklarla dayanışma içinde olan ailelere yönelik saldırı ve tutuklamalar ile avukatlara yönelik tutuklama ve saldırılar artıyordu. Devrimci tutsakları zindanlarda tam tecrit etmek, halktan da tamamen tecrit etmek, yalnızlaştırmak için ailelere, avukatlara ve dayanışma içinde olanlara saldırılar gerçekleşmişti.

Son aylarda zindanlarda artan saldırılar devrimci tutsaklara yönelik onlarca yıl boyunca süren saldırıların, sonuçsuz kalması, tam teslimiyet için yapılan saldırıların boşa çıkması nedeniyle yeniden denenmesidir.

Kırıkkale F Tipi zindanındaki devrimci özgürlük eylemi hazırlıkları bahane edilerek zindanlardaki sürgün ve saldırılar artırılmıştır.

Bulunduğumuz zindanda Eylül ayı başlarında yönetim değişmesi ve yeni yöneticilerin, personelin göreve gelmesiyle yeniden arttırılan saldırılar, Kırıkkale F Tipi zindanındaki özgürlük eylemi hazırlıklarının açığa çıkmasıyla başlatılan saldırılar ve son aylarda zindanda yaygın olarak başlatılmış olan baskı ve saldırıların bir araya gelmesi sonucu, bulunduğumuz zindanda koşullar ağırlaşmaktadır. Bu zindan, geçmiş yıllarda da baskıların yoğunluğu ve koşulların ağır olmasıyla bilinen zindanlardan biriydi.

Bu süreç devrimci tutsaklar için mücadele kararlılığının artması, mücadele birikimlerinin geliştirilmesi, halklarımıza, işçi sınıfına örnek olmanın yeni fırsatlarını sunacaktır.

Devrimci kararlılıkla her türlü baskı, saldırı ve engellemeleri aşacağız.

Saldırılar devrimci irademiz karşısında boşa çıkacak.

Biz kazanacağız.

16.11.2021