HBDH Yürütme Kurulu, “Hepimiz Hrant’ız Hepimiz Ermeni’yiz” diyerek Hrant Dink’in katledilmesinin 15. yılında bir açıklama yayınladı.
“Ermeni halkının onurlu evlatlarından biri olan Hrant Dink’in devlet suikastıyla katledilmesinin üzerinden 15 yıl geçti. Ölümsüzlüğünün 15. yılında Hrant’ı saygı ve sevgiyle anıyor başta Dink ailesi olmak üzere, dostlarının ve Ermeni halkının dinmeyen acısını paylaşıyoruz.” denilen açıklamayı paylaşıyoruz:
Hrant Dink, doğduğu topraklarda ezilen tüm halklar, emekçiler için eşit, özgür bir yaşamı isteyen, istekle kalmayıp bunu kendine amaç edinen, devrimci aydınlardandı. Hrant; halkların kanıyla sulanmış Mezopotamya’nın kadim topraklarında eşitlik ve kardeşliğin mümkün olduğuna, bunun da ancak halkların birleşik mücadelesiyle gerçekleşebileceğine yürekten inanmıştı. Aklı ve yüreğiyle bağlı olduğu bu fikrin her durumda kararlı savunucusu oldu. Bu fikre bağlılığını, inancını son nefesine kadar sürdürdü. O alçak ve hain kurşun ırkçı, faşist tetikçinin elinden çıkana dek bu mücadelesinden geri adım atmadı.
Hrant’ın katledilmesinin nedeni Ermeni olmasıdır. Evet o, AGOS gazetesinin sorumlusudur, emekçisidir ama ondan öte o bir eylemcidir, devrimcidir. Ermeni halkının kökleri bu topraklardadır ve o da bu topraklara sımsıkı bağlıdır. Bu topraklara bağlanarak halkların eşitliği için mücadele vermektedir. O, Ermeni halkının demokratik aydınlanması mücadelesinin öncülerindendir. O, Ermeni soykırım gerçekliğinin uluslararası düzeyde gündemleştirilmesinde toplumsal yüzleşmenin sağlanması mücadelesinde cüretli, kararlı, yılmaz entelektüel bir devrimcidir. Komünizmin fikrini komünist parti anlayışına taşıyan ve Anadolu’da onun inşasına girişen Paramazların soyundandır. Paramazları astılar, Hrant’ı katlettiler ama halkların eşit ve özgür bir dünya arayışlarını durduramadılar. Durduramazlar!
Hrant Dink katledildi fakat faşist Türk devleti amacına ulaşamadı. Hrant’ı uğurlayan yüzbinlerin ağzında “Hepimiz Ermeniyiz” şiarıyla ezilen halkları, emekçileri düşmanlaştıran ırkçı, şoven politikalar dumura uğratıldı. Yüzbinlerin Hrant’ı bu sahiplenişi emekçilerin, ezilenlerin birleşebileceği en doğru zemini oluşturdu. 19 Ocak 2007’den itibaren Hrant Dink Ermeni, Kürt, Süryani, Çerkes, Roman, Türk tüm ezilen halkların faşizm karşısında birleşik mücadelesinin sembollerinden, mücadelede direnç kaynaklarından biri oldu.
Faşist Türk devletinin mazisi sayısız katliam, soykırıma dayalı kanla yazılmış bir tarihtir. Ermeni halkının 1915 İttihat Ve Terakki’den bu yana yaşadıkları zulüm ise bu kanlı tarih içinde çok daha özel bir yer tutuyor. 24 Nisan’da önce Ermeni halkının dili kesildi, susturuldu. Aydınları yok edilerek sesini yükseltmesi, örgütlenmesi ve direnme imkanları ortadan kaldırıldı. Silahsızlandırıldı. Soykırım cinayeti amacına ulaştı. Dün milyonlar olan Ermeni halkı bugün Anadolu topraklarında bir avuç kaldılar. Soykırımdan sağ kurtulanlar nar taneleri gibi dünyanın dört bir yanına dağıldılar. Ermeni ulusu kadim yurdunda yok edildi ve katil devlet, ulus devleti kurma amacına ulaştı.
Bu nedenle, Hrant Dink’in katledilmesi 1915 Ermeni Soykırımı’nın burjuva faşist Türk devleti eliyle sürdürülmesinden başka bir şey değildir. Ermeni halkına dönük düşmanlık, nefret, kin politikası egemen Türk ulusu fikrinin yapı taşı olarak kullanılagelmiştir.
Faşist Türk burjuva devleti bugün de bu ırkçı demagojileri geniş kitleleri, yeni kuşakları zehirlemek için kullanmaya, Türk şovenizmini güçlendirmeye devam etmektedir. Irkçı, şoven, milliyetçi demagoji burjuva Türk devletinin elinde ezilen ulus, halk ve inançları sindirmek, ezmek, yok etmek için kullanmaya, suç işlemeye devam ediyor. Hala Ermeniler, Aleviler, Kürtler, Araplar ırkçı, milliyetçi saldırılar, linçler, katliamlar için hedef haline getiriliyor. Faşist burjuva Türk devleti, yönetme krizinden çıkabilmek için ırkçılıktan, şovenizmden nemalanıyor, bu gerici ideolojilere sıkı sıkı sarılıyor.
Bunu bozacak olan halkların birleşik mücadelesi olacaktır. Türkiye ve Kuzey Kürdistan topraklarında yaşayan emekçi halkların, ezilenlerin kurtuluşu birbirine bağlıdır. Faşizme karşı mücadele şovenizme, ırkçılığa karşı mücadele ile iç içe yürütülmek zorundadır. Bu nedenle Hrant’ı sonsuzluğa uğurlarken yüzbinlerin sahiplenerek birlikte haykırdığı ‘hepimiz Ermeni’yiz’ şiarı sahiplenilmeden, soykırım gerçeği sahiplenilmeden, Ermeni halkının taleplerinin savunucusu olmadan Türkiye ve Kürdistan’da ne ırkçılığa karşı durula bilinir ne de antifaşist oluna bilinir. Türk uluslaşma tarihi, yalan, çarpıtma, demagoji üzerine kuruludur ve bu toplumsal bilince empoze edilmiştir. Bu, emekçi halklarının öncüleri, ilericiler, devrimci ve sosyalistlerin önce yüzleşme sonra hesaplaşması gereken kanlı bir tarihtir. Bu tarihsel gerçekle yüzleşme sağlanarak halkların kardeşlik köprüsünü inşa edile bilinir.
Ölümsüzlüğünün 15. yılında, halkların eşitlik ve kardeşlik mücadelesinin yılmaz neferlerinden, o büyük yürekli sevgi dolu insanı sevgi ve özlem ile anıyoruz. Hrant’a ve onun şahsında Ermeni halkımıza söz veriyoruz. Faşizmi, ırkçılığı yerle bir edecek bu zehirli ideolojiyi kadim topraklardan söküp atacak, özgürlüğü kazanacağız. Bu amacımızı gerçek kılana dek mücadelemizi yükseltecek, Mezopotamya’da halkların eşit ve kardeşçe yaşayacağı bir toplumsal sistemi inşa edeceğiz.
Faşizmi yıkalım özgürlüğü kazanalım. İleri daha ileri.
Hepimiz Hrant’ız Hepimiz Ermeni’yiz!