Mültecilik, dünyanın en can alıcı sorunlarından birisi. Ve “can alıcı” kavramı ne yazık ki sadece mecaz değil... Daha birkaç hafta önce Belarus-Polonya sınırında donarak ölen mültecilerin durumu gündemde iken, bugün Edirne-Yunanistan sınırında 19 göçmenin donarak ölmesi haberleri duyuldu.
Edirne-Yunanistan sınırı, Ortadoğu ve Anadolu’nun Avrupa’ya açılan kapısı durumunda göçmenler için. Ve özellikle son yıllarda sık sık Meriç nehrinde boğulanlar, Yunan-Türk askeri işkencesi ile karşılaşanlar, nehre atılanlar... Sürekli ölen ya da işkenceye uğrayan göçmenlerin haberleri ile karşılaşır olduk. Bu defa gelen haberse, Türkiye'den Avrupa'ya geçmeye çalışan 19 göçmenin Edirne'nin İpsala ilçesinde donarak yaşamını yitirdiği oldu...
Edirne Valiliği, “İpsala ilçemizde Yunanlılar tarafından geri itilen ve donarak hayatını kaybeden göçmenlerin bulunduğu bölgede dün ve bugün devam eden arama ve kurtarma faaliyetlerinde cansız bedenine ulaştığımız göçmen sayısı maalesef 19’a ulaşmıştır.” derken, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, Yunanistan sınırında donarak ölen göçmenler için acil soruşturma çağrısı yaptı.
Emperyalist-kapitalist devletler milyonlarca insanı bir taraftan halkları evlerinden topraklarından göçmek zorunda bırakırken, diğer taraftan aralarındaki çıkar çatışmaları ve diplomatik krizlerle sınırlarda, denizlerde trajedi üzerine trajedi yaşanmasına neden oluyor.
Sınırsız ve sınıfsız bir dünya düşünü gerçekleştirmeden mülteci sorununu çözemeyeceğiz.