10 Ekim 2015'te Ankara Garı'nda yapılacak olan Emek Barış Demokrasi Mitingi'nde 104 emekçinin İŞID çetesinin canlı bomba saldırıyla katledilmesi, İstanbul Emek Ve Demokrasi Güçleri tarafından Kadıköy'de Beşiktaş İskele Meydanı'nda protesto edildi.
10 Ekim 2015'de DİSK-KESK-TMMOB ve TTB’nin çağrısı ile Ankara'da “Emek - Barış -Demokrasi” talepli mitingin başlamadan İŞID çetesinin canlı bomba saldırısı sonucu 104 emekçinin katledilmesi İstanbul'da Emek Ve Demokrasi Güçleri tarafından Kadıköy'de protesto edildi.
Kadıköy'de Beşiktaş İskele Meydanı'nda yapılan eylemde Emek Ve Demokrasi Güçleri (DİSK KESK TMMOB TTB) "10 Ekim Ankara Katliamını 7 Yıldır Unutmadık Unutmayacağız" yazılı pankart açtı. 10 Ekim Derneği ise katliamda yaşamını yitiren emekçilerin fotoğraflarının bulunduğu pankart açtı.
Alanda 10 Ekim Katliamı'nda yaşamını yitiren emekçilerin fotoğrafları ve katliamı protesto eden dövizler taşındı.
Gençlik Örgütleri ise "10 Ekim Katliamını Unutmayacağız Hesap Soracağız" yazılı pankart açarak katliamı protesto eden sloganlarla kitlesel olarak alana geldi.
Anmada ilk olarak katliamda yaşamını yitiren Dicle Deli'nin babası Faik Deli konuştu. Ankara'da daha önce de bir çok eylem ve mitinge katıldığını normalde eylem ve mitinglerde yoğun polis ablukası olduğunu belirten Deli, o gün meydanda iki trafik polisinden başka bir görevliye rastlamadıklarını söyledi.
"Polis Yaralılara Saldırdı"
Deli, "O alanda bir tane bile güvenlik görevlisi göremedik. Ne zaman ki içimizde bombalar patladı, o zaman gördük. Süpürün talimatıyla karşılaştık, o alanda güvenliğimizi sağlaması gerekenler yaralı arkadaşlarımızın üzerine plastik mermilerle, biber gazlarıyla saldırdılar" diyerek polisin katliamda yaralanlara da saldırdığını vurguladı.
"Bu yüzdendir ki onlar da aynı IŞİD katilleri gibi bu katliamdan sorumludurlar" diyen Deli, bölgedeki pek çok hastanenin 600-700 metre ötede olmasına rağmen ambulansların yarım saat sonra geldiğini belirtti.
Ankara'da yaşanan katliamdan sonra ise polisin cenaze törenlerinde saldırdığını, yıllardır anmalarda da saldırmaya devam ettiğini belirten Deli buna karşın, tüm çabalarına rağmen tek bir sorumlunun, tek bir işbirlikçinin yargılanmadığını belirtti.
"Mücadele Bayrağınızı Bizler Göğüsledik"
10 Ekim'de yaşamını yitiren emekçileri unutmayacaklarını, katledenleri ve katillerin koruyanları affetmeyeceklerini ifade eden Deli, "Size sözümüz mücadele bayrağınız yerde değil asla ve asla yere düşmeyecek. Mücadele bayrağınızı bizler göğüsledik" dedi.
Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını İstanbul Tabip Odası Genel Sekteri Ertuğrul Oruç okudu.
"Vahşi Katliamın Üzerinden 7 Yıl Geçti Unutmadık"
10 Ekim 2015 Günü Ankara Gar’ı önünde 104 emekçinin katledildiğini belirten Ertuğrul Oruç, atılan her twiti, söylenen her sözü, atılan her adımı izleyen, devletin, üniversitelerden işyerlerine kadar her yerde basın açıklamalarını engelleyip, konserleri yasaklayarak herkese ve her şeye müdahale ederken ülke tarihinin tarihinin en vahşi katliamının, 2015 yılı 10 Ekim Ankara Katliamını'nın üzerinden yedi yıl geçtiğini belirtti
"AKP İktidarını Kaybetmemek İçin Katliamı Gerçekleştirdi"
Oruç "Bugün 10 Ekim; yıllar geçse de mücadelelerine sahip çıkacağımız, adlarını tek tek anmaktan vazgeçmeyeceğimiz arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin, yoldaşlarımızın ölümlerinin yıl dönümü… Bugün 10 Ekim; seçim sonuçlarını, halkın oy tercihini beğenmeyenlerin kontrgerilla yöntemlerini devreye sokarak seçim öncesi toplumdaki korkuyu yayma ve muhalifleri sindirme amaçlı bir katliamı Ankara’nın ortasında gerçekleştirebildiğinin, AKP’nin iktidarı kaybetmemek için katliam dâhil her şeyi göze alabileceğinin açığa çıktığı kanlı gün" dedi.
10 Ekim 2015'de DİSK-KESK-TMMOB ve TTB’nin çağrısı ve demokratik kurum, dernek, sendika, siyasi parti ve inisiyatiflerin katılımı ile gerçekleştirilen “Emek - Barış -Demokrasi” talepli mitingin daha başlamadan kana bulandığını hatırlatan Oruç "Bayrakları ve flamaları ile halay çekenlerin bedenlerinin parçalandığı; insanlık düşmanlarının iktidarlarını sürdürebilmek için herkese kıyabileceklerini bir kez daha gösterdiğini vurguladı.
"Ölüm Ve Dehşet Saçan Politikalara Karşı Mücadelemizi Sürdüreceğiz"
Ülkenin işçileri, emekçileri, kadınları gençleri, emek, özgürlük, demokrasi ve barış talebinin ısrarlı savunucusu sendikaları, meslek odaları ve siyasi partileri olarak, bir yönetme biçimi halini almış olan bu devlet “destekli-onaylı” şiddet sarmalını on yıllardır her gün yaşadıklarını belirten Oruç "Darbe dönemlerinde pervasızlaşan, işkencelerden, cezaevi katliamlarına uzanan, seçim dönemi bombalı katliamlarla olağan günlerde ve tevekkülle karşılanması beklenen işçi ölümleriyle, kadın cinayetleriyle ölüm ve dehşet saçan tüm bu politikalara karşı mücadeleye devam edeceğimizi ilan ediyoruz" dedi.
"Katillerden, Azmettiren Ve Koruyanlardan Hesap Soracağız"
Oruç"Ülkemiz yeni bir seçim sürecine yine siyasal ve ekonomik krizle girmiş durumda. Sermaye sınıfının çıkarını önceleyen partilerin, yandaş medyanın, partili polis ve yargı sisteminin, dinin siyasallaştırılmasının ve ırkçı milliyetçi söylemlerin yetmediği dönemlerde siyasi suikastlara, katliamlara başvurmayı, ülkemizin değerli aydınlarını, gazetecilerini, sendikacılarını, gençlerini katletmeyi alışkanlık haline getirenleri uyarıyoruz. Arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin yoldaşlarımızın hayatını sizin algı yaratma provokasyonlarınıza alet etmeyecek, sadece fail olarak kullanılan IŞİD’lilerden değil, azmettiren, planlayan, koruyan ve kollayanlardan da hesap soracağız" dedi.
1977 1 Mayıs Taksim katliamını, Sivas Madımak, Suruç Katliamı, 10 Ekim Katliamı'nın birçok aydın, gazeteci, yazar ve siyasetçinin ölümü ile sonuçlanan siyasi suikastların da, o dönem siyasi krizlerini atlatma ve iktidar paylaşımı için toplumsal atmosfer yaratma amaçlı olduğunu ifade eden Oruç, 10 Ekim 2015 yılında katledilen emekçilere sahip çıkmanın en güzel ve en anlamlı yolunun bir daha bu ülkede böylesi katliamların yaşanmasını engellemekten geçtiğini ve bunun için kararlı bir mücadele verilmesi gerektiğini söyledi.
"Sınıf Kavgasını Öne Çıkarmalıyız"
Oruç "Aydınların, gençlerin, işçilerin ölü bedenleri üzerinden toplumdaki korku, kaygı ve otoriteye sığınma eğilimini körükleyerek amacına ulaşmaya çalışan bu anlayışa karşı, yoksulluğun, emek sömürüsünün, eril ayrımcılığın güncel sonuçlarını ve daha fazla özgürlük, demokrasi ve barış taleplerini içeren sınıf kavgasını öne çıkarabilmeliyiz" dedi.
"Toplumu Kaos Ve Şiddet Sarmalına Sürükleyenleri Affetmeyeceğiz"
İnsanlığa karşı işlenen katliamların faillerini gizleyenlerin, bu suçların ortağı olduğunu belirten "Oruç DİSK-KESK-TMMOB ve TTB’nin çağrısı ve İstanbul Emek, Barış, Demokrasi Güçlerinin de katılımıyla bugün burada bir araya gelen bizler ve ülkemizin dört bir yanında meydanlara çıkan arkadaşlarımız Saray rejimini sürdürebilmek için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri affetmeyecek, 10 Ekim’de Ankara’da kaybettiğimiz arkadaşlarımızın değerli anısına sahip çıkmaya devam edeceğiz" dedi.