Deniz Poyraz'ın katili Onur Gencer'in yargılandığı davanın iki gün önce Şakran Hapishanesi Kampüsüne taşınması kararının ardından duruşmaya bugün devam edildi. Bu konuda bir karar alınmamasına rağmen, duruşma basına ve izleyicilere kapatıldı; yetki belgesi bulunan avukatlar da duruşma salonuna alınmadı.
Duruma tepki göstererek duruşma salonuna girmeye çalışan kitleye polis ve jandarma gaz bombası ve tazyikli suyla saldırdı. Aralarında İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel'in de bulunduğu çok sayıda kişi yaralandı ve fenalaştı.
Duruşma öncesi Şakran Hapishanesi Kampüsü önünde bir araya gelen HDP'liler "Katillerden hesap soracağız. Faşizm yenilecek biz kazanacağız" pankartı ve Deniz Poyraz'ın fotoğrafları ile bir eylem yaptı, "Deniz Poyraz isyanımızdır", "Deniz'e sözümüz barış olacak" sloganları atıldı.
Eylemde söz alan HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, duruşmaların Şakran Hapishanesi kampüsüne taşınmasını katil Onur Gencer'in istediğini ve mahkeme heyetinin de tetikçinin isteğine biat ettiğini söyledi, "Bu mahkemeyi nereye kaçırırsanız kaçırın Deniz Poyraz için adalet demeye devam edeceğiz. Faşistlerin, katillerin yakasına yapışmaya devam edeceğiz. Adalet mücadelesini yükseltmeye devam edeceğiz. Cinayetin arkasındaki siyasi güçten hesap sormaya devam edeceğiz" dedi.
HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay'ın da söz aldığı eylemde, Kadınlar Birlikte Güçlü adına da Deniz Uslu konuştu. İlk duruşmadan itibaren davanın taşınması için özel çaba gösterildiğini belirten Uslu, dördüncü duruşmada bir kişinin silahlı saldırı girişiminde bulunduğunu, iki gün önce görülen duruşmada salona gaz bombası sıkılarak kapıların kapatıldığını hatırlattı.
"Bir zaten bu katliam göz göre göre gelen bir katliamdı. İki karşımızda bir oyun oynamaya çalışıyorlar, ismine 'adalet' diyorlar, ismine 'saray' diyorlar. Bu oyunla birlikte katil Onur Gencer'i daha fazla korumak ve arkasındaki güçlerin ortaya çıkmamasını sağlamaya çalışıyorlar. Aynı zamanda davanın başladığı andan itibaren hem hakimin hem polisin hem jandarmanın provokasyonlarıyla orayı dağıtmaya çalışıyorlar. İstiyorlar ki kadınlar gelmesin, istiyorlar ki Kürtler gelmesin, ezilenler gelmesin bu davaya sahip çıkılmasın." dedi.
Davanın İzmir merkezinden kaçırılarak gündemden düşürülmeye çalışıldığını söyleyen Uslu, "irademizden, gücümüzden, öfkemizden vazgeçmeyeceğiz" dedi.
Açıklamanın ardından duruşma salonuna girmek isteyenlerin büyük bir kısmı salona alınmadı. İzleyicilerden sadece müdahil konumundaki HDP'li yöneticilerin salona alınacağını söyleyen heyet, milletvekilleri ve avukatların salona telefonla girmesini yasakladı. Böylece üst araması yapılamayacak olan avukatlar ve vekillerin üstlerinin aranması uygulamasının önünü açtı.
Açıklama yapan HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu, bu mahkemelerden tarafsız, bağımsız diye bahsetmenin mümkün olmadığını söyleyerek, asıl dezenformasyonun bu mahkemeler ve iktidar tarafından yapıldığına vurgu yapıldı.
HDP Milletvekili Murat Çepni de yetki belgesi bulunan avukatların duruşmaya alınmasının CMK'ye göre suç olduğuna dikkat çekti. Ardından avukatlar bir kez daha hapishane içine girmek için ısrarcı oldu. Avukatların önüne etten duvar ören jandarma, bariyerlerle avukatların girişini engellemeye çalıştı. Avukatlık kimliği bulunan ve yetki belgesi bulunanların duruşmaya alınmamasının yasaya aykırı olduğunu vurgulayan avukatlara polis ve jandarma kalkanlar, gaz ve tazyikli su ile saldırdı.
Polis saldırısında aralarında İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel'in de bulunduğu çok sayıda kişi fenalaştı.
Çok sayıda avukatın duruşmaya katılmasını engelleyen mahkeme heyeti, bir hukuksuzluğa daha imza attı ve avukatlar gelmeden tanıkların dinlenmesine başladı. Bir tanığın dinlenmesinin ardından salona gelen avukatlar tepki göstererek reddi hakim talebinde bulundu. Mahkeme avukatların talebini reddetti. Bunun üzerine duruşma salonunu terk eden avukatlar açıklama yaptılar.