Kamuoyunda “Sansür Yasası” olarak bilinen internet medyası ve sanal medyaya yeni yaptırımlar öngören kanun teklifinin görüşmeleri, dün sona erdi. Kanun teklifi, Meclis Genel Kurulu'nda AKP ve MHP'nin oyları ile kabul edilerek, yasalaştı.
Yasalaşan maddelere göre, internet haber siteleri “süreli yayın” kapsamına alınıp, Basın Kanunu’na tabi tutulacak. Basın kartı başvurusu İletişim Başkanlığına yapılacak, resmi nitelikte kimlik belgesi olarak kabul edilecek. Basın kartı talep edenlerde, 18 yaşını bitirmesi, en az lise veya dengi bir eğitim kurumundan mezun olması, kısıtlı veya kamu hizmetlerinden yasaklı olmaması şartı aranacak.
Tüm haber siteleri, yayınladıkları içerikleri saklamak zorunda. Bir içerik için verilen kaldırma kararı, tüm site ve platformlarını kapsayacak. Sosyal ağlara Türkiye ofisi açma ve Türkiye temsilcisi bulundurma zorunluluğu getirilecek. Temsilcinin gerçek kişi olması halinde bu kişinin Türkiye'de ikamet etmesi ve Türkiye vatandaşı olması gerekli... Whatsapp, Signal gibi yoğun kullanılan anlık mesajlaşma uygulamaları için Türkiye’de şirket kurarak Türk hukukuna tabi olunması istenecek...
Haber siteleri faaliyet gösterdiği işyeri adresi, ticari unvanı, elektronik posta adresi, elektronik tebligat adresi, iletişim bilgileri ile yer sağlayıcısının adını, kendi sitelerinden ilan etmek zorunda olacak.
TCK’da yer alan, ‘çocukların cinsel istismarı’, ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’, ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma’, ‘anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar’, ‘devlet sırlarına karşı suçlar’ ve ‘casusluk’ suçlarına konu internet içeriklerini oluşturan veya yayan faillere ulaşmak için gerekli olan bilgileri, soruşturma aşamasında savcısı, kovuşturma aşamasında yargılamanın yürütüldüğü mahkemece talep edilmesi üzerine ilgili sosyal ağ sağlayıcının Türkiye’deki temsilcisi, adli mercilere verecek. Sosyal ağ sağlayıcı, ‘kişilerin can ve mal güvenliğini tehlikeye sokan içerikleri öğrenmesi ve gecikmesinde sakınca bulunması’ halinde, bu içeriği ve içeriği oluşturana ilişkin bilgileri yetkili güvenlik birimleriyle paylaşacak. BTK, sosyal ağ sağlayıcısından kurumsal yapı, bilişim sistemleri, algoritmalar, veri işleme mekanizmaları ve ticari tutumlar dahil her türlü açıklamayı talep edebilecek.
Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne, kendisine gelen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesine yönelik mahkeme kararlarını, elektronik posta yoluyla ilgili içerik veya yer sağlayıcılarına bildirme yetkisi verilecek.
Haber siteleri için de ‘tekzip’ süreci uygulamasına başlanacak. Bugüne kadar erişim engeli veya içerik çıkarma kararlarıyla karşı karşıya kalan siteler, artık tekzip yazılarını da değiştirmeden 1 hafta süreyle yayımlamak zorunda kalacak.
40 maddelik yasanın en çok tartışılan maddelerinden biri, 29'uncu madde... 29. maddeye göre "Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak." Ve suç, gerçek kimliğini gizleyerek veya ‘bir örgütün faaliyeti çerçevesinde’ işlenmesi halinde söz konusu ceza yarı oranında artırılacak.
Türkiye’de 500 binden fazla web sitesinin erişime engelli olmasını, sosyal medya paylaşımlarının 2020’den bu yana belirli yasalarla çeşitli suçlar kapsamında değerlendirildiği, dijital yayın platformlarının Türk kanunlarına uygun hareket etmesi konusunda ciddi yaptırımlar olduğu hesaba katılırsa, bu çıkarılan kanunla sosyal medya, haber siteleri tamamen kıskaca alınmış olacak. Anlık gelişen bir olaya ilişkin son durumu aktarmak veya yorum yapmak, bunları paylaşan hesaplardan retweet etmek de suç olarak değerlendirilebilecek.
Örneğin, orman yangınları sürecinde #HelpTurkey adıyla açılan hastagler de halkta paniğe yol açacağı düşüncesiyle suç konusu sayılabilecek, bu taglerin toplu olarak paylaşılması nedeniyle örgütlü suç da sayılabilecek... Bu örnekleri sayısız şekilde çoğaltmak mümkün. Basın ekmekçileri ve basın örgütleri, yasa gündeme geldiğinden beri yaşanacak baskı ortamını dile getiriyor ve eylemler yapıyor.