Birleşik Mücadele Güçleri (BMG), “Sömürüye, Açlığa, İşsizliğe, Yoksulluğa Ve Geleceksizliğe Karşı Tek Yol Devrim!” şiarlı kampanyası kapsamında çalışma ve etkinliklerini sürdürüyor. Bugün Sarıgazi’de kampanya kapsamında “Devrim Mümkün ve Günceldir” konulu panel düzenlendi.
Birleşik Mücadele Güçleri’nin (BMG) kasım ayında başlatmış olduğu “Sömürüye, Açlığa, İşsizliğe, Yoksulluğa Ve Geleceksizliğe Karşı Tek Yol Devrim!” şiarlı kampanyası kapsamında etkinlikleri ve çalışmaları devam ediyor.
Kampanya kapsamında İstanbul Sarıgazi’de bulunan Ovacıklılar Kültür ve Dayanışma Derneği’nde “Devrim Güncel ve Mümkündür” konulu panel düzenlendi.
Etkinliğin yapıldığı salona“Devrim Güncel ve Mümkündür”, “19 Aralık, Maraş, Roboski Katliamların Hesabını Soracağız” yazılı ozalitler asıldı.
Panelde Demokratik Bölgeler Partisi adına Nevzat Kılıç, Devrimci Parti adına Burcugül Çubuk, Mücadele Birliği Platformu adına Muhammet Hizmetçi konuşmacı olarak katıldı.
Kürtçe ve Türkçe selamlama konuşmasının ardından devrim ve özgürlük mücadelesinde ölümsüzleşenler anısına Nazım Hikmet’in şiiri eşliğinde bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
Açılış konuşmasında Birlelşik Mücadele Güçleri’nin “Sömürüye, Açlığa, İşsizliğe, Yoksulluğa Ve Geleceksizliğe Karşı Tek Yol Devrim!” şiarlı kampanyası ve bu kapsamda yapılan çalışmalar aktarıldı. Önümüzdeki süreçte gerçekleştirilmesi planlanan çalışmalar ve etkinliklere değinilerek tarihi belirlenmiş etkinliklere çağrı yapıldı.
“Devrim Deneyimleri Birlikte Mücadele Edildiğinde Kazanıldığını Gösteriyor”
Panelde ilk sözü Devrimci Parti adına Burcugül Çubuk aldı. Günümüzde yönetimin el değiştirmesinin emekçilerin geleceği açısından hiçbir şey vaad etmediği ama devrimci mücadelenin daha güzel bir geleceği vaade ettiğini bunun en güzel örneğinin Rojava’da yaşandığını ifade etti. Rojava halklarının işgalciliğe karşı kendi mücadelesini vermesi, kendi özörgütlenmelerini kurmasının, kendi ordusunu kurmasının başarıyla sonuçlandığını ve bugün yine bir işgalci saldırıyla karşı karşıya olduğuna işaret etti. Rojava Devrimi ve dünya devrim deneyimlerinin yol gösterici olduğunu, devrimci güçlerin ve halkların birlikte mücadele ettiğinde kazandığını gösterdiğini belirten Çubuk, BMG’nin de hedefinin birleşik devrim mücadelesi olduğunu söyledi.
Türkiye ve Kürdistan’da sömürgecilik, işgal ve Ortadoğu’nun tamamında emperyalistler tarafından bir savaş politikası yürütüldüğünü belirten Çubuk “Ve bu savaş politikasını canı gönülden destekleyen, işçi ve emekçilerin haklarını tırpanlayan, işten atan, emeklerinin üstüne çöken bir burjuvaziyle karşı karşıyayız. Daha birkaç gün önce Eczacıbaşı direnen işçilerin elektiriğini kesti, onu bu gücü sağlayan faşizm ve içinde yaşadığımız sistem”dir dedi.
“Güzel Bir Gelecek Devrimci Güçlerin Birlikte Mücadelesiyle Gelecek”
Varolan sistemde seçimlerin bir kurtuluş olmayacağını ve emekçilere bir gelecek vadetmediğini belirten Çubuk, güzel bir geleceği, BMG ve varolan diğer devrimci güçlerin birleşik mücadele hattını örmesiyle sağlanabileceğini ifade ederek "Türkiye ve Kürdistan'da sömürüyü-sömürgeciliği derinleştiren, bölgenin tamamında savaş politikaları izleyen, kadın düşmanı bir AKP-MHP faşizmi ile karşı karşıyayız. Onu yıkma görevi düzen muhalefetinin değil devrimcilerin görevidir, devrime dairdir”dedi.
“Devrimciler Güzel Bir Geleceğin Birleşik Devrim Mücadelesiyle Geleceğini Anlatır”
Siyasal alanda giderek artan reformist, düzen içi siyaset tarzına değinen Çubuk, sömürülen, ezilen, yarımcılığa ve şiddete uğruyan tüm kesimlerin içindeki öfkeyi dışa vurmamalarını, ayaklanmamalarını, sokağa çıkmamalarını ve düzen içinde kalarak seçimleri beklemelerini sağlamaya çalıştığını, devrimcilerin ise güzel günlerin ancak bir devrim mücadelesiyle geleceğini anlatır, bu sistemden kurtuluşun yolunu gösterdiğini belirtti.
Devrimcilerin emekçilere, halklara “Birlikte mücadele edeceğiz ve biz kazanacağız” diyerek anlattığını belirten Çubuk, “BMG için bu ideolojik ayrımı ortaya koymak zaruri hale gelmiştir. Sistemin çizdiği sınırlarda bizim nerede durduğumuzu biz açıklamak durumundayız. Biz sistem içine yedeklenmeyen, hedeflerini burjuva demokrasisine sabitlememiş, geleceğini birilerinin vaad ettiği güzel günlere endekslememiş, geleceğini kendi ellerine almak isteyen bir mücadelenin özneleriyiz ve buradan bir mücadele hattı oluşturuyoruz.Bu nedenle de bu paneli düzenledik, aynı zamanda “Sömürüye, Açlığa, İşsizliğe, Yoksulluğa Ve Geleceksizliğe Karşı Tek Yol Devrim!” şiarıyla bir mücadele süreci yürütüyoruz” dedi.
Faşizm Mecliste Değil BMG Gibi Sokağı Esas Alan Güçlerin Mücadelesiyle Yıkılacak”
Türkiye, Kürdistan’da saldırılara değinen ve “Faşizmi çöpe atmak zorundayız” diyen Çubuk seçimlerin bir çözüm gibi gösterildiğin ancak seçimlerin bir kurtuluş olmadığını belirterek, “Meclisteki çalışmayla faşizm yenilmeyecek, BMG gibi fiili-meşru mücadeleyi, sokağı esas alan güçlerle yıkılacak. Kendi mücadelemiz geleceğimizi kuracak. Rojava devriminde olan buydu, halklar Rojava’da birlikte kendi geleceğini ellerine aldı. Reformistlerin bu kadar restorasyoncu olmalarının nedeni devrimin mümkün olduğuna olan inancın kırılmasından geliyor. Devrimin güncelliğini mümkünlüğüyle birleştirmek gerekiyor.” dedi.
“Devrim Dediğimiz Olgu İnsanların Yoksulluğundan, Huzursuzluğundan Başlayacak”
Mücadele Birliği Platformu adına konuşan Muhammet Hizmetçi sözlerine BMG’nin kampanya kapsamında yürüttüğü çalışmalara değinerek Adana’da başlayan panellerin devam ettiğini aktardı.
Türkiye ve Kürdistan’da faşizmin yıkılabileceği konusunda devrimci, sosyalist olduğunu iddia eden bir çok siyasetin bu konuda muğlak olduğunu, devrimci bir politika ortaya koymadığını ifade eden Hizmetçi, BMG’nin ise faşizmin ancak birleşik bir devrim mücadelesiyle yıkılabileceğini ve bunun mümkün olduğunu net bir şekilde ifade ettiğini vurguladı.
Faşizmin büyük bir ekonomik ve siyasi kriz içinde olduğunu ifade eden Hizmetçi “İlkokul çağında çocukların açlıktan bayılması, insanların çöpten ekmek toplamak zorunda kaldığı bir otobüse bindiğinizde insanlarda gördüğümüz huzursuzluk, işte devrim dediğimiz olgu tam da bu huzursuzluklardan başlayacak. Çünkü ekonomik ve siyasal krizin olmadığı, ruhsal çöküntünün olmadığı, kitlelerin huzursuzluğunun olmadığı bir yerde devrimden de bahsedemeyiz” diyerek dünyanın pek çok ülkesinde de bu durumun varolduğuna işaret etti.
“Devrimcilerin Görevi Varolan Durumu Tahlil Edip Doğru Politikalar Ortaya Koymaktır”
Türkiye emperyalizme bağımlı olduğu için krizi daha ağır yaşadığını ve bu ekonomik krize siyasal krizin eşlik ettiğini belirten Hizmetçi “Devrimcilerin görevi de varolan ekonomik ve siyasi krizin tahlilini doğru olarak yapıp bunlardan çıkardığımız sonuçlarla doğru politikaları ortaya koymaktır” dedi.
Emperyalistlerin Türkiye’ye ayakta kalabilmesi açısından sürekli para aktardığın diğer yandan savaş, işgal, Kürt halkına ve emekçilere yönelik saldırılar nedeniyle devletin ayakta kalamayacak duruma doğru ilerlediğine değinen Hizmetçi, bu koşullarda emekçilerin harekete geçeceğini belirtti.
Devletin hiçbir şekilde emekçilerin sokağa çıkmamasını, bir araya gelmemesini sağlamaya, Kürt halkını ezmeye çalıştığını, faşizmin tepeden tırnağa kurumsallaştığını, işçi sınıfını, komünistleri, yoksulları, Kürt halkını, onun öncü güçlerini yok etmeye çalıştığını belirtti.
Emekçilerin ‘İktidara Kim Gelecek?’ Sorusuna Devrimci Hükümet Yanıtını Vermemiz Gerek”
Hizmetçi “Devletin çatırdaması, halkın büyüyen mücadelesi, sokak eylemlerinin büyümesi, pandemide en sessiz geçeceği sanılan süreçte işçi eylemleri yükseldi, işçilerin tabandan komite örgütlenmeleri arttı. Biz de devrime bu somut durum üzerinden bakacağız. Büyüyen hareketten, derinleşen ekonomik krizden bakacağız, yoksullaşan insanlardan bakacağız. Onların ruh hallerinden, bilinçlerinden bakacağız. Sokağa çıkın hiç kimse burjuva partilerden çözüm beklemiyor. Ama şunu söylüyorlar ‘Kim gelecek?’ İşte burada bu boşluğu dolduracak olan biz devrimcilerdir. Devrim güçleri, bu devrime öncülük edecek güçler. Eğer bizler bu boşluğu dolduramazsak sermaye o örgütlü devlet gücüyle, emperyalizmin desteğiyle bu boşluğu dolduracaktır.” diyerek tarihsel örneklerine de değindi.
“Sermayenin Yıkılışını Hızlandıracak Olan Örgütlü Devrimci Güçlerdir”
Sermayenin devrimi engellemenin tek yolunun ağır bir faşist terör uygulamak olduğunu çok iyi bildiğini ve böylece sermayenin yıkılış sürecini uzatmaya çalıştığını ifade eden Hizmetçi “Bu yıkılış sürecini hızlandıracak olan bizim örgütlü devrimci gücümüzü arttırmamızdır” diyerek ayaklanma ve devrim ve özgürlük mücadelesi süren ülkelere değindi.
Reformist siyasetlerin politikalarına da değinen Hizmetçi, “Reformizm bu ülkede devrimden çok bahsedip, sosyalizmi övüp bunun için hiçbir şey yapmamaktır. Bu ülkede böyle bir hastalıkla karşı karşıyayız. Faşizmden, devrimden bahsediyorlar ama halka ne bilinç veriyorlar? Buna dair ne hazırlık yapıyorlar? Komiteleri, anti-faşist mücadeleyi anlatıyorlar mı? İşçi sınıfının hükümetini anlatıyorlar mı? Anlatmıyorlar. Bu nedenle onlar reformistler, biz devrimciyiz. Ancak bunu bizim anlatmamız da yetmiyor. Bunun için aynı zamanda pratik adımlar atmamız da gerekiyor” dedi.
“Gerçek Çözümün Devrimci Hükümet Olduğunu Emekçilere Anlatmamız Gerek”
Seçim süreci ve ittifaklara değinen Hizmetçi, “Gerçek anlamdaki çözüm nedir bunu öne çıkartmak gerekiyor. Bu ülkedeki acılarımızı, yoksulluğumuzu Kürt halkının ezilmişliğini ancak ancak bir devrim sonlandırabilir. Kürt halkının kendi kaderini tayin etmesini ancak bir devrimci hükümet sağlayabilir. İşçilere ekonominin, sanayinin, yönetimini, madenlerin, ticaretin yöneimini ancak devrimci hükümet verebilir. İşsizliği ancak o hükümet bitirebilir” dedi.
Devrimci hükümetin ise reformist partilerin ifade ettiği ‘kamulaştırma’ politikalarıyla aynı şey olmadığına dikkat çeken Hizmetçi “Devrimci hükümet, faşizmi yıkmak için en sert en etkili devrimci mücadeleyle kurulabilir” dedi.
“BMG Kürt Ve Türk Halklarının Birleşik Devrimci Odağıdır”
Faşizm koşullarında devrimin gerçekleşmesinin zorluklarına işaret eden Hizmetçi bu nedenle, devrimci mücadele tarihi bulunan siyasetlerin, Kürt ve Türk halkının birleşik devrimi hedefiyle devrimci bir odak olarak BMG’yi oluşturduklarını, diğer yandan pratik bir devrimci mücadelenin sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.
Devrimi gerçekleştirmenin büyük bir iddia olduğunu ve bunun altını dolduracak devrimci politikaları işçi sınıfına, emekçilere, Kürt halkına ve tüm ezilenlere taşımak gerektiğini, ifade eden Hizmetçi onların en basit sorunlarının çözümünü bile devrimci politikalara bağlayabilecekleri bir pratik adımlar atılması gerektiğini, bu politikaların her yerde yayılmasını sağlayacak yürekli ve yoğun bir çaba gerektiğini belirtti.
“Devrimci Hükümet Hedefiyle Yürekli Pratik Adımlar Atılması Gerek”
Mahallelerde, fabrikalarda komitelerin oluşturulması, pratik devrimci faaliyetler yürütülmesiyle devrimci hükümet politikasının emekçilere taşınmasının bir zorunluluk olduğunu ifade eden Hizmetçi, yoksul emekçilerin, Kürt halkının, kadınların, gençlerin devrimcileri takdir ettiğini bir çok pratik çalışmada da gördüklerini belirterek, devrimin güncel olduğunu ve devrimci hükümeti kurma hedefiyle kitlelere gidildiğinde mümkün olduğunu vurguladı.
Demokratik Bölgeler Partisi adına konuşan Nevzat Kılıç, çocuk istismarının, kadınların katledilmesinin, sistematik taciz ve tecavüzün uygulandığı, işçilerin acımısızca sömürüldüğü, Kürt halkının üzerine bombaların yağdırıldı, işgal ve saldırılarının olduğu bir yerde faşizmin kurumsallaşmış olduğunu ifade ederek “Böyle bir süreçte devrim günceldir ve mümkündür” dedi.
“Ütopya Rojava’da Devrimi Gerçekleştirdi”
Geçmişte sosyalizmin ve devrimi bir ütopya olarak gördüklerini ifade eden Kılıç “Kürt özgürlük hareketinin çıkışı, Öcalan’ın sözleriyle bir ütopyadır. Kemal Pir, Haki Karer tek kelime Kürtçe bilmezler ama Kürdistan’da örgütlenmiiş ve örgütlemişlerdir. Bu ütopya bugün Rojava’da devrimi gerçekleştirmiştir” dedi.
Türkiye ve Kürdistan’da uzun bir mücadele tarihi olduğunu hatırlatan Kılıç, bedeller ödenerek, çok büyük emekler verilerek yürütülmüş devrim mücadelesi verilmiştir. Deniz’i, Mahir’i İbo’yu Mazlum’u, Sakine’yi onların mücadele mirasını sürdürmeliyiz. Bunca çelişki karşısında devrimi savunarak sahaya daha güçlü inmeliyiz. Kapitalist modernitenin yaşadığı kaos aralığını doğru bir şekilde değerlendiremediğimiz için devrimi gerçekleştiremedik” dedi.
“Devrimler Toplumsal Çürümüşlüğün İçinden Doğar”
İran’da kadınların verdiği mücadeleye değinen Kılıç, “İran’dan dünyaya yükselen bir slogan; Jin, Jiyan, Azadi sloganı bize direnişin ne kadar hızlı yayılabileceğini gösterdi. Devrimler toplumsal çürümüşlüğün içinden doğar. Restorasyon başarılı olursa yeşil Türkçülükten beyaz Türkçülüğe geçiş yapılmış olacak. Bunun karşısında duracak olan ise devrimci irade, devrimci mücadele olacaktır” dedi.
Konuşmaların ardından salonda bulunanlara söz verilerek panel söyleşi-forum şeklinde devam etti.
Etkinlik konuşmacılar ve etkinliğe katılanlar BMG’nin etkinliklerine ve çalışmalarına daha etkin katılarak, mahallelerde, fabrikalarda, ulaşılabilen her yerde insanlara kurtuluşun ancak birleşik bir devrimle mümkün olduğunu anlatmak gerektiği ortak görüşü ifade etti.