6 Şubat depremlerinin üzerinden 1,5 yıl geçmiş olmasına rağmen, depremden en çok etkilenen Antakyalı emekçilerin yaşamlarında gerçek anlamda bir şey değişmiş veya düzelmiş değil.
Kesif bir koku sarmış ortalığı, her yandan cüruf kokuyor, her yerinden tel tel dökülüyor bu düzen. Sermaye egemenliği insanlığın geleceğini yıkım savaşlarıyla, ekolojik tahribatla, hayvan katliamlarıyla, insan emeğinin acımasızca sömürülmesiyle, kadınların bedenine yönelik her türlü saldırıyla, yabancılaşma ve toplumsal çürüme ile yok oluşa sürüklüyor.
İnsanlık sınıflı toplumlardan bu yana korkunç savaşlar, yıkımlar, katliamlar ve yok oluşlara tanıklık etti. Sınıflı toplumlar ortaya çıktığı andan itibaren bir tarafta ezilen sınıflar egemenlerin kendi savaşlarında, kendi ordularında savaşmak zorunda bırakıldı; diğer tarafta ise ezilen sınıflar her defasında savaş sanatını öğrenerek egemen sınıflara karşı isyanlara girişti.
2024 1 Mayıs’ını Türkiye, Kürdistan ve dünya genelinde işçi sınıfı ve emekçi halklar kitlesel bir şekilde sokakta karşıladı.
Geçtiğimiz yıl 7 Ekim’de Filistin halkının ve örgütlerinin İsrail’e karşı Gazze’de başlattığı devrimci savaş yedinci ayına girmiş durumda. 7 Ekim’de başlayan ve aylardır dünyayı derinden sarsan bu savaş, başta emperyalist başkentler olmak üzere, dünya halklarını ve işçi sınıfını sermaye egemenliğine karşı harekete geçirmiş durumda.