Feministlerin en önemli ajitasyonu; “Kadın sorunu sınıflar-siyasetler üstüdür. Biz sorunu ertelemiyoruz, bugünden çözmek istiyoruz” söylemidir.
On yıllarca Ortadoğu’da devrimlere karşı emperyalizmin jandarmalığını yapan işbirlikçi tekelci devlet, görevini ifa ederken, on bir yıl önce emperyalizmin çıkarları adına Suriye’yi kendisinin yöneteceği hayalini kurdu. Nesnelliğin ona başarısızlık çarklarını çevirdiğini ise yalnız kendisi bilmiyordu. Siyasi literatürde buna öngörüsüzlük dense de, burnunun ucunu görememek de denebilir.
Emperyalist-kapitalist sistemin politik temsilcileri, dünya çapında başgösteren salgını, “Made in God” ilan etme peşinde. Oklahoma eyalet valisi, tüm dünya kapitalist ülkelerinin şu veya bu biçimde zaten yaptığı şeyi açıktan dile getirerek, Trumpa’a biı mesaj gönderdi, “salgını mücbir sebep ya da Tanrı işi olarak” ilan etmesini istedi.
1992-1996 Yılları
-Afganistan üzerine 2008 yılında yapılmaya başlanan geniş bir çalışmanın bir bölümüdür-
Kadınların özgürlüğü konusunda ısrarla üzerinde durmamız gereken iki öge vardır. Birincisi, işçi-emekçi, ezilen kadınların toplumsal mücadeleye çekilmesi ve örgütlenmesi; ikincisi, kadınların toplumsal eşitliğinin ve özgürlüğünün biricik yolunun devrim ve sosyalizm olduğudur.