Ekonomik sıkıntılardan ve bunalımlardan kaynaklı toplu intiharlar gözle görülür şekilde artıp gündeme gelmeye başladı. Bu sabah bir haber de İstanbul Bakırköy’den geldi.
Bakırköy’de bir apartman dairesinde biri çocuk 3 kişinin cansız bedeni bulundu, dairedeki kokudan, olayın “siyanürle intihar” olduğu sonucuna ulaşıldı. Apartman sakinleri, dairenin kapısının açık olduğunu ve kadının cansız bedeninin kapının önünde bulunduğunu söylüyorlar.
Olay yerine gelen belediye başkanı ve kaymakamlık yetkilileri dairede siyanür bulunduğunu doğrularken, yaşananları da şu şekilde aktarıyor: Kuyumculuk yapan Bahattin Delen, aşırı borçlanma nedeniyle siyanürle intihar ediyor. 6 yaşındaki oğlu Ali ve eşi Zübeyde Delen de siyanürün kokusundan etkilenerek zehirlendi. Zübeyde Delen kapıyı açarak dışarı çıkmaya çalışsa da hayatını kaybetti. İnceleme yapan AFAD ekipleri evde siyanüre rastladı, bina karantinaya alındı. Ancak kesin bilgi otopsi sonrasında öğrenilebilecek.
Haberi duyar duymaz Fatih ve Antalya’da yaşanan toplu intiharlarla kıyasladık hepimiz ister istemez. Ekonomik krizlerin, işsizliğin, borçların, geçim sıkıntısının yarattığı bunalım nedeniyle uzun süredir ve azımsanamayacak oranda intiharlar yaşanıyor. Ancak bu son üç olayın ortak noktası artık insanların ailece yaşamdan ayrılması… Geride bıraktıkları-bırakacaklarını daha büyük sorunlarla yüzleşmesine izin vermemek…
Yaşanan bu vahşetler duyulduğunda ilk sorgulanan, “siyanüre ulaşmak bu kadar kolay mı?” oldu ve varılan sonuç da “madem öyle siyanür yasaklansın”… Bunun kadın cinayetlerini, katliamları önlemek için “bireysel silahlanmaya son” çağrılarından farklı olmadığı bir gerçek. En açık ve kesin olan şey bu intiharların sebebinin ekonomik kriz olduğu. Siyanür intiharları, KHK ile ihraç edilenlerin, atanamayanların, işten atılanların intiharları… Hiçbirisi birbirinden bağımsız değil. Ve bataklık kurutulmadan sivrisineklerden kurtulamayacağımız da çok açık. Ekonomik krizler bitmeden, yoksulluk, işsizlik ortadan kaldırılmadan intiharlar ve toplumsal sorunlar bitmeyecek.
Dediğimiz gibi: “Kendinizi Değil Kapitalizmi Öldürün”