Siyasi iktidar bugüne kadar yaptığı her şeyde başarılı olmuş gibi bir algı yaratmak için, o kadar üst perdeden attı tuttu ki, nihayetinde gerçeklikle tüm bağını kopardı.
“Pandemiyle mücadelede dünyanın önde gelen ülkelerinden biriyiz” dediler; onlar bu açıklamayı yaparken vaka sayıları en üst noktaya çıktı. “Artık normalleşebiliriz” dediler; işler çığrından çıktı. “Salgın kontrolümüz altında” diyorlar; ipin ucunu bütünüyle kaçırdılar. “Ekonominin çarklarının dönmesi gerekiyor” diyorlar; ardından “bundan sonra minübüs ve otobüslere ayakta yolcu alınmayacak” diyorlar. Doğal olarak ilk akla gelen de sabah işe gitmek için evinden çıkan insanların ezici çoğunluğunun kendine ait bir arabasının olmadığı düşünüldüğünde sıkış tıkış otobüs, minibüs ve metrobüslere binmek zorunda olduğu...
İnsanlara “bırakın artık şu düğün vs’yi” derken, kendi milletvekillerinin çocuklarının kalabalık davetli sayısıyla “ihtişamlı” düğünler yapması... “Sosyal mesafeyi koruyalım” denilirken, miting havasında topladıkları insanlara otobüslerin üzerinden çay atılması... vb vb. Örnekler o kadar çoğaltılabilir ki!
Bu, açıkça siyasi iktidarın halkın karşı karşıya olduğu sorunlardan ya bîhaber olduğunu ya da haberdar olduğunu ama kulak arkası ettiğini gösteriyor.
Gerçeklikten kopanlar er ya da geç gerçekliğin kendisine çarpmak zorunda kalacaklardır. Bu sınıflar savaşının kaçınılmaz yazgısıdır!