İzmir’de ÇHD, ÖHD, TİHV ve İHD Diyarbakır’da sabah yapılan ev baskınları ve gözaltılara ilişkin 20 Kasım günü saat 12:30’da İzmir Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamada okunan metinde Diyarbakır‘da bu sabah aralarında Özgürlük İçin Hukukçular Derneği’nin Eş Genel Başkanı Av.Bünyamin Şeker’in de bulunduğu 24 avukat ve birçok meslek grubundan 100’den fazla kişinin evlerine yapılan baskın ile gözaltına alındığı söylendi.
“Ülkeyi politik, ekonomik ve hukuki olarak yönetemeyenler içine girdikleri yönetememe krizini yine Kürt Halkını ve demokratik kurumlarını terörize ederek ve düşmanlaştırarak, milliyetçi damara tutunarak aşmaya çalışmaktadır. Mafyaların siyasetçileri alenen tehdit ettiği yerde bu mafyalar haklarında ancak tepkiler üzerine göstermelik bir operasyon düzenleyen hükümet, Kürt siyasetçileri, avukatları, sağlıkçıları hiçbir somut delil olmadan sabah operasyonu ile gözaltına almaktadır.” denilen açıklamada AKP-MHP iktidarının öteden beri, baskıcı ve faşizan yöntemlerle savunma hakkına saldırdığı, avukatların adalet talebini, kendi çıkarlarına ve varlığına yönelik bir tehdit olarak algıladığı söylendi.
Yargının, iktidar tarafından ele geçirilip, bir zor aygıtı olarak kullanıldığı, siyasi iktidar karşısında bağımsızlığını ve mesleki onurunu koruyabilmiş tek yargısal öznenin avukatlar olduğu söylenen açıklamada “Avukatlara ve savunma hakkına tahammülsüzlük; demokrasiye, hak ve özgürlüklere, eşitlik, barış ve kardeşlik değerlerine, bu değerlerin hukuk ve adalet zemininde savunulmasına tahammülsüzlüktür. Avukat arkadaşlarımız hakkında gözaltı ve yasaklama kararı alan hakim ve savcılara hatırlatmak isteriz ki, adalet arayışçısı meslektaşlarımıza baskı ve zorla geri adım attıramazsınız. Mesleki faaliyetleri nedeniyle hukuksuzca gözaltına alınan meslektaşlarımız bir an önce serbest bırakılmalıdır.” denildi.
İktidarın, yargı reformu açıklamalarının piyasaları rahatlattığının farkında olduğu, bazı bakanlarına göstermelik açıklamalar yaptırarak topu hakim ve savcılara attığı söylenen açıklama “Ancak biz çok iyi biliyoruz ki bu iktidar Kürtlere göstermelik olarak dahi bir adil yargılama yapamamaktadır. Hakimler savcılar bugün hukuku iktidarın isteği yönde uyguluyor olabilirler. Oysa ki bilmeliler ki gemi battığında ilk suçlanacak kişiler onlar olacaktır. Bu sebeple Kürtlere, sosyalistlere, demokratlara yapılan bu siyasi soykırım operasyonlarından vazgeçmelidirler. Mevcut İktidar ve bağımsızlığını yitirmiş yargı bilmeliler ki bu ülkede Kürtler bedeli ne olursa olsun barış, adalet ve demokrasi istemekten hiçbir zaman vazgeçmediler vazgeçmeyecekler. Bitmiyoruz buradayız!” sözleriyle sona erdi.