10 Şubat günü Güney Kürdistan'ın Gare bölgesine TC ordusunun düzenlediği operasyonun sona erdiği, 13 Şubat günü geç saatlerde açıklandı.
Savunma Bakanı Hulusi Akar, operasyonda 48 HPG'linin yaşamını yitirdiğini söyleyerek, "Kontrol altına alınan mağarada yapılan aramalarda alıkonulan 13 vatandaşımızın naaşlarına ulaşılmıştır" dedi. 11 Şubat'ta da “operasyon planlandığı gibi sürüyor” denilerek açıklama yapılmıştı.
Operasyona dair 11 Şubat’ta açıklama yapan HPG de, çözüm sürecinin sonlandırılmasının ardından yaşanan çatışmalarda alıkonulan MİT mensupları, asker ve polislerin bulunduğu kampın savaş uçakları tarafından bombalandığını duyurmuştu.
Alıkonulan asker ve polislerin aileleri kaygılarını dile getirerek, operasyonun durdurulması için çağrı yapmıştı.
Halk Savunma Merkezi (HSM) Karargah Komutanlığı da esir askerlere ilişkin yazılı açıklama yaptı. Kalıcı bir biçimde Garê'ye yerleşmeyi amaçlayan TC'nin gerillanın tarihinin en büyük direnişlerinden birini sergileyerek sert bir biçimde yanıt verdiğini söyledi.
“İşgal saldırısının yapıldığı alan içinde bulunan ve Türk güvenlik kuvvetlerine mensup savaş esirlerinin tutulduğu kampa da hunharca bir saldırı gerçekleştirilmiştir. Bu kamp 10 Şubat günü saat 05:00’da önce havadan ağır bombardımana tabi tutulmuş, ardından karadan saldırı geliştirilerek her türlü savaş tekniği ile vurulmuştur. Bu kampta bulunan güçlerimiz kendilerini ve esirleri korumak için kampa girmek isteyen işgalcilere karşı ağır bombardıman altında gerekli cevabı vermiş, etkili bir şekilde vurmuştur. Darbe yiyerek bir kademe geri çekilen işgalci Türk ordusu bu kampın içinde esirlerin olduğunu bilmesine rağmen yine savaş uçaklarıyla yoğun bir şekilde bombalamıştır.
Üç gün boyunca gelişen ağır bombardımanlar, kamp dışında ve içinde gelişen yoğun çatışmalar elimizde esir olarak bulunan MİT mensubu, asker ve polislerin bir kısmının yaşamını yitirmesine yol açmıştır. Bu kampa yapılacak bu kadar saldırı sonucunda hiç kimsenin oradan sağ olarak kurtulamayacağı gerçeği en sıradan askeri bilgiye sahip bir kişi tarafından dahi bilinebilecek bir husus olmasına rağmen, bu kampa dönük yapılan saldırı hiçbir biçimde onların kurtarılmasına dönük olmayıp tamamen imha edilmeleri amaçlanarak yapılmıştır. Bu insanların katledilmiş olmasının asıl ve tek sorumlusunun böyle bir saldırıya karar veren ve hiçbir insani duyguya sahip olmayan Hulusi Akar olduğu açıktır.
Yapılan bu insanlık dışı saldırının, çirkefliğin ve derin başarısızlığın üstünü örtmek için şimdi büyük bir telaşla çarpıtmalara ve yalanlara başvurmaktadırlar. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar gerçeklerin üzerini asla örtemeyecekler. Hareket olarak şimdiye kadar elimizde esir bulunan hiç kimseye zarar vermediğimiz kamuoyu tarafından çok iyi bilinmektedir. Medya Savunma Alanları’na dönük yıllardır gerçekleşen bu kadar ağır bombardıman ve işgalci Türk ordusunun sürekli saldırılarına rağmen elimizdeki esirleri büyük bir titizlikle bugüne kadar korumuş olmamız bunun en büyük kanıtıdır.
İşgal saldırısı başladığında kamuoyuna açıklama yaparak elimizdeki esirlerin içinde tutulduğu kamp da dahil olmak üzere Garê alanının yoğun bombardıman ve ağır saldırılara maruz kaldığını belirtmiştik. Esir aileleri Türk devletine çağrı yapıp bu tehlikeli saldırı girişiminden vazgeçmesini belirtmiş olmasına rağmen saldırılar ısrarla devam ettirilmiştir. (...)”
Bu esnada sosyal medyada esirlerin tutulduğu kampa yönelik bombardımanın havadan çekilmiş görüntüleri paylaşılmaya başlandı. 5-6 yıldır esir olarak tutulanların defalarca röportajları yayımlandığı, çağrı yaptıkları hatırlatıldı. Ve Garê bombardımanında ölen MİT elemanları, asker ve polislerden 10’unun kimliği açıklandı.