24 Ocak günü pandemi nedeniyle güneşe uğurladığımız yoldaşımız Vefa Serdar için Şişli Ayışığı Sanat Merkezi'nde buluştuk.
Her ne kadar “dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını” desek de “kesilmiş kol gibi omuzbaşımızda hala yokluğu” yoldaşımızın. Yasımızı, diğer pek çok yoldaşımızın yası gibi çıkınımıza koyup yürümeye devam ettik. Küçük bir grupla küçük bir anma yaptık yoldaşımız için ve duygularımızı paylaştık.
Herkes toplanıncaya kadar O'nun yer aldığı videolar, O'nun için hazırlanan videolar izlendi, söylemeyi sevdiği marş ve türküler dinlendi.
Vefa ve ölümsüzleşen tüm devrim savaşçıları için saygı duruşu ile başladı anma. O'nu ilk mücadele yıllarından beri tanıyan yoldaşı mücadelesini, azmini ve inadını anlattı. Artık onun yerine de mücadele etmemiz gerektiğini hatırlattı. O'nunla bir şekilde tanışmış, yolları kesişmiş insanların bugünkü duygu ve üzüntülerini dile getirdiğinde, söz alan, Vefa hakkında birşeyler söyleyen herkesin ortak söylemi, Vefa ile bir defa karşılaşmış ya da farklı siyasi görüşlere sahip olan insanların dahi O'nun için ne kadar üzüldüğü ve duygularını dile getirdiği idi. Dokunduğu her insanda nasıl izler bıraktığını anlatıyordu herkes.
Vefa'nın yoldaşları ard arda söz alırken, kimi onunla tanışmalarını, anılarını, kendisinde bıraktığı izleri anlattı, kimisi duygularını ifade edecek sözler bulamadığı için O'nun yazdığı şiirlere sığınarak duyguları şiirlerle dile getirdi.
Evet, çok yönlü bir yoldaşımızı, pek çok konuda derin bilgi ve deneyim sahibi yoldaşımızı kaybettik. Ona görevimiz, daha fazla çalışmak, bir kendimiz, bir de O'nun için çalışmamız gerek dedik.
Beklediğimiz gibi, duygusal saatlerdi. Olabildiğinde soğukkanlı kalarak, hep bir ağızdan okunan Enternasyonal Marşı ile bitirildi anma.
Birisi seslendi oradan... “Vefa burada olsa idi 'Güneşin Sofrasındayız' diye şarkı söylerdi” deyince, parçayı dinlemek şart oldu. Ancak tabi ki parçayı çoğunlukla Vefa'dan dinlemeye alışkın olanlar, Timur Selçuk yorumunu beğenmedi ve videolarından Vefa'nın sesinden dinledik şarkıyı hep birlikte: “Heey.. hoopp heey hoopp... Dostların arasındayız laylaylay... Güneşin Sofrasındayız...”