31 Mart'ta Gazi Mahallesi'nde gözaltına alınarak iki gün işkence gören Mücadele Birliği okurları Sezer Çakmak ve Süleyman Çakmak İHD İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı gerçekleştirdi.
"İnsanlık Onuru İşkenceyi Yenecek" dövizi açılan basın toplantısına Mücadeleyi Birliği Gazetesi’nden Özlem Oral, Gazi Mücadele Birliği’nden Hıdır Devrim ve gözaltına alınan Sezer - Süleyman Çakmak katıldı.
Özlem Oral, 31 Mart günü Gazi Mahallesi Sekizevler'de oturan okurları Sezer ve Süleyman Çakmak'ın yolda gözaltına alınarak iki gün Gazi Karakolu'nda işkence gördüğünü anlattı.
Sezer ve Süleyman Çakmak kardeşlerin gözaltına alınma sebeplerinin civarda bir grup gencin astığı Kızıldere anma pankartı olarak gösterildiğini, pankart astığı söylenen gençlerin de gözaltına alındığını ve Sezer ile Süleyman'ın kendileriyle ve olayla bir ilgileri olmadığını karakoldaki polislere defalarca söylemelerine rağmen Sezer ve Süleyman’ın serbest bırakılmadığını aksine 2 gün boyunca sistematik olarak işkenceye maruz kaldıklarını belirten Oral "Bu gözaltı süresince avukatları ile görüşmek isteseler de avukatlarına haber verilmemiştir.
Sezer ve Süleyman ancak 2 gün sonra serbest bırakıldıklarında avukatlarına ve ailelerine ulaşabildiler. Nasıl darp edilerek polis aracına bindirildiklerini, araçta bibergazı sıkıldığını, karakolda da saatlerce işkence gördüklerini anlattılar" dedi.
Karakolda sırtlarına tekmeler yumruklar atıldığını, kafalarına silah dayanarak ölümle tehdit edildiklerini, yiyecek verilmediğini, tuvalete dahi çıkarılmadıklarını, kendilerine alakası olmayan sorular sorulduğunu, işbirliği teklif edildiğini, götürüldükleri hastanede de polisin doktor muayenesine girdiğini ve yaralanma-darp izlerini kayda geçirmediklerini ancak 2 gün sonra serbest kaldıklarında öğrenebildiklerini aktaran Oral, "Okurlarımız ancak serbest bırakıldıktan sonra kendi çabalarıyla THİV'e giderek darp raporu alabildiler" dedi.
Süleyman Çakmak'ın gözünde ve vücudunun diğer bölgelerinde darp nedeniyle morluk ve ekimozların olduğunu, Sezer Çakmak'ın ise darp ve ekimozların yanı sıra kolunun kırıldığını raporlarla tespit edildiğini söyleyen Oral, Çakmak kardeşler özel eğitime ihtiyaç duydukları çeşitli raporlarla belgelenmiş iki genç olduklarını, ancak ilgi yerine şiddet ve işkencesiyle karşılaştıklarını, devletin iki gencin karşısına çıkardığı şeyin uyuşturucu, işkence ve ajanlaştırma girişimleri olduğunu söyledi.
Kürt ve Alevilerin, işçilerin yoğunlukla yaşadığı yoksul mahallelerde devletin ve polisin bu saldırıları “olağanlaştı” denebilecek kadar sık yaşanan bir durum haline geldiğini ifade eden Oral, "Mahallelerde terör estirerek, devrimcilerden uzak tutulmak istenen, her fırsatta baskın, gözaltı ve saldırılarla yıldırılmaya çalışılan gençler, onların baskıcı ve saldırgan terörüne karşı onurlu bir yaşamı seçiyor ve böyle yaşıyorlar" dedi.
Yaşanan bu saldırılara sessiz kalmayacağız. İnsanlık Onuru İşkenceyi Yenecek diyerek her alanda mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha vurguluyoruz" dedi.
Gazi Mahallesi'nde oturan Mücadele Birliği Temsilcisi Hıdır Devrim ise semtlerinde devrimcilere ve gençlere yönelik polis saldırılarının, gözaltı ve işkencenin çok sık yaşandığını, bunun devrim mücadelesini engellemeye yönelik, gözdağı vermek amacıyla yapılan saldırılar olduğunu ifade ederek "Biz komünistler devrimciler asla mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz" dedi.
İşkencede kolu kırılan Sezer Çakmak, “ağabeyimle eve doğru yürüyorduk. Çevremizde 5 tane polis aracı durdu. Hemen bana saldırarak arabanın içine almaya çalıştılar. Ben karşı koymaya çalışınca boynumu sıkarak arabaya sürüklediler. Bağırmam üzerine çevreden tepki gösterenler oldu ama polis saldırarak onları uzaklaştırıldı” diye yaşadıklarını anlattı.
Kendilerine direk saldırıldığını, kimlik ya da herhangi bir soru sorulmadığını söyleyen Sezer, gözaltı aracında da gaz sıkıldığını, ağabeyinin bu nedenle baygınlık geçirdiğini anlattı. Gözaltı aracında ve karakolda sürekli işkence gördüklerini ve kolunun kırıldığını ve vücudunda darp izleri morluklar olduğunu belirtti.
Avukatları ve ailelerine haber vermelerinin de engellendiğini ve ancak serbest bırakıldıktan sonra ailelerine ve avukatlarına haber verebildiklerini söyledi.
Bu saldırının sadece kendisine devrim halka ve devrimci gençlere yönelik bir saldırı olduğunu ifade eden Çakmak, bu tür saldırılarla ve gözaltı ve işkencelerin kendilerini yıldıramayacağını vurgulayarak "insanca ve onurlu bir yaşamı ve mücadelemizden vazgeçmeyeceğim" dedi.
Süleyman ise “Onların yaptıkları hiçbir şeyden yılmayacağız, korkmuyoruz” derken, 2 gün sonra savcılığa çıkarıldıklarında dahi yanlarında polis olduğunu, CMK’dan son anda getirilen bir avukatın kendilerine yardımcı olmaya çalıştığını aktardı.
İzleyenlerin sorularına da cevap vererek olayın detaylarını anlatan Çakmak kardeşlerin anlatımları, baskılardan korkmayacakları kararlılıklarını vurgulamalarıyla sona erdi.