Basın Kartı Yönetmeliği değişti, basın kartı verme ve iptal şartları yeniden belirlendi.
Hali hazırda “sarı-turkuaz” basın kartı almak, yani devletin onayladığı bir gazeteci olabilmek kaf dağının ardındaki elmayı alıp getirebilmek gibi zorluklar taşıyorken, Erdoğan’ın imzasıyla Basın Kartı Yönetmeliğine kart verme ve iptal etmede keyfiliği artırabilecek yoruma açık birçok madde eklendi.
İletişim Bakanlığı’nın en az 2 yıl basın kuruluşunda sigortalı çalışmış olmak, terör suçundan hüküm giymemiş olmak ve benzeri şartları ile verdiği “sarı” basın kartlarının, bu yetkinin Cumhurbaşkanlığı’na devredilmesi ile çoğu iptal edilmişti zaten. Verili koşullarda dahi freelance çalışan, yerel gazeteler yahut devrimci basın çalışanlarının basın kartına ulaşması hayal iken, bu defa da şartlara “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, üyesi olmak veya yardım etmek” ibaresi eklendi. Evet, yeteri kadar biat etmeyen herkese yapıştırılan şu etiketlere sahip olmamak gerekli diye özetleyebiliriz kısaca.
Yönetmeliğe eklenen bazı maddeler şöyle:
-Taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumlar sergilemek suretiyle basın meslek onurunu zedeleyecek şekilde faaliyette bulunması,
-Şiddet ve terörü özendirecek, her türlü örgüt suçları ile mücadeleyi etkisiz kılacak içerik oluşturması,
-Suça tahrik veya teşvik edecek ve suç ile mücadeleyi etkisiz kılacak faaliyetlerde bulunması hallerinde komisyon tarafından yapılacak inceleme ve değerlendirme sonucunda, bu kişilerin sürekli nitelikte basın kartlarının iptaline karar verilebilir…
Daha kısa süre önce polisin saldırılarını “görüntü altına almak” suç haline getirilmişken, devletin verdiği “basın kartı” olmayan herkes potansiyel suçlu, terörist, terör propagandası ile suçlanırken, bu değişiklik, sadece gerçekte yaşananın yasalara uyumlu hale getirilmesinden başka bir şey değil.
Bizlerin, sosyalist ve devrimci basının, elinde görüntüleme aygıtı olan her vatandaşın yaşananları, gerçekleri halka duyurmak için ne devletin-hükümetin iznine, ne de kartına ihtiyacımız var. Haber görüntülemek, yazmak duyurmak suç olmadığı gibi, gazeteciler de suçlu değil. Basın ve gerçekler bir karta sığdırılamaz.