Devrimci Parti üyesi Muharrem Sungurhen iki kez kaçırılmış, darp edilerek otoban kenarına bırakılmıştı. Serhat Öztemel ise 3 günlük gözaltı süresinde polisler tarafından "mülakat" adı altında, yasa dışı sorguya tabi tutulup, ajanlık dayatmasına maruz kalmıştı. Bu dayatmayı reddeden Serhat Öztemel, daha sonra telefonla aranarak sistematik bir şekilde taciz edildi, görüşmeye zorlandı.
Devrimci Parti, üyelerine yönelik kaçırma ve ajanlık dayatmalarını protesto için İHD İstanbul Şubesi'nde bir basın toplantısı düzenledi.
Burada konuşan Serhat Öztemel, gözaltından çıktıktan 3 gün sonra whatsapp üzerinden yapılan aramalarla sistematik tacize maruz kaldığını söyledi. Görüşmeyi her defasında reddeden Öztemel, "6 Ekim'de tekrar bir arama geldi. Bu aramaların hepsi whatsapp üzerinden yapılıyor. Görüşmeyi reddedince, 'buraya kadar geldik seninle görüşmeden gitmeyeceğiz' dediler. Motokurye olarak çalışıyorum, kendimi güvende hissetmediğim için siparişimi teslim ettim, eve gittim ailemle, Devrimci Partiyle paylaştım, avukatlara ilettim. Bir sonraki telefonda İHD'ye başvuracağımı ve basın açıklaması yapacağımızı söyledikten sonra aramalar kesildi" dedi. Öztemel, "Sert bir dil kullanmadılar, 'Toroslarla gelmiyoruz. Transportlar var onlarla da gelmiyoruz. Güzelce geliyoruz' diyerek tehdit ettiler" dedi.
Devrimci Parti MYK üyesi Burcugül Çubuk da sağlık sorunları nedeniyle basın toplantısına gelemeyen üyeleri Muharrem Sungurhan'ın daha önce de iki kez kaçırıldığını söyledi. İlk olarak 15 Eylül'de bir saat tuttuktan sonra darp edilip otobanda bırakılan Sungurhan'ın, daha sonra 22 Eylül'de sigara almak için çıktığı evinden 23.30'da kaçırıldığını belirtti. Kendisinin “istihbarattan” olduğunu söyleyen kişilerin Sungurhan'ın telefonunu gasp ettiğini ve daha sonra da darp ederek otobanın kenarına bıraktığını anlatan Çubuk, "Yoldaşlarımıza özel bir saldırı var. Emek sömürüsünün en çok gerçekleştiği alanda moto kurye olarak çalışan yoldaşlarımıza saldırıyorlar" diye konuştu, devrimcilerin bu saldırılar karşısında boyun eğmeden mücadeleye devam edeceğini söyledi.
HDP Milletvekili Dilşat Canbaz da söz alarak "Bekçinin, polisin, savcının hakimin en alttan en yukarıya kadar bir hiyerarşinin bakanlığın da dahil olduğu bir korku politikası yaratıyorlar" dedi.
Saldırıların özel olarak gençlere yönelik olduğunu vurgulayan Canbaz, bu saldırılara karşı birleşik mücadeleyle hareket edeceklerini kaydetti.