Aybel Gül

Devrimci Politika İçin Koşulların Bilinci

Politika, “toplumsal düzen ile ilgili olan” anlamına gelir. Toplumsal düzen, toplumsal yaşayış ile ilgili her şey politikanın içine girer. “Ben politika yapmıyorum” diyen biri bile toplumsal yaşayış içinde kurduğu ilişki ve bağları verili halleriyle kabul ederek, var olan toplumsal düzenin devam etmesi yönünde, egemen sınıfların çıkarları doğrultusunda hareket etmiş olur. Kişi kendi sınıfsal çıkarları doğrultusunda hareket etmiyor ise, başka sınıfların çıkarına hareket ediyor demektir.

Devamını oku...

Bir Oda Dolusu Cips!

 

Sosyalizm, yani şu demek ki dayı kızı

Kırmızı elmalar gibi gülüşüdür çocukların...

Sosyalizmin en sade, en güzel tanımını sorarsanız işte Nazım'ın bu dizeleridir derim. Bana bu dizeleri hatırlatan ise önümdeki manzara oluyor.

Devamını oku...

Korku-Umut Ve Ferhat Danışman

Korku ve umut, harekete geçirici iki önemli duygudur. Burjuvazi tarihsel gelişme sürecinde gerici konuma düştüğü andan beri, emekçileri kendi sınırları içinde tutma çabasını korku üzerinden şekillendiriyor. İşini kaybetme korkusu, hayatın düzenini kaybetme korkusu, daha iyisini istediğinde yaralanma, ölüm yahut hapsedilme korkusu. Başka bir geleceğin olmadığı korkusu, kaos ve anarşi korkusu. “Daha iyisi olacak” umudunun tükendiği toplumsal koşullarda, daha beteri olacak korkusunun işçi ve emekçilerin yüreğine türlü yollarla salınması çabası, burjuva sınıfın kesintisiz bir propagandası olarak boca ediliyor toplumun üzerine.

Devamını oku...

Marksizmi Aşma Sanatı

 

Marksizmi dünyayı değiştirme eyleminin bilimi olarak görmesek, marksizmi aşan küçük burjuva teorisyenlerin emekçilerin mücadelelerine yaptıkları katkılara bakıp da keyiflenebilirdik. Ne de olsa tüm insanlığı böyle derhal kurtaracak katkılar en son 17. yüzyıl ve 18. yüzyıl ütopiklerinin yaptıkları şeylerdi.

Devamını oku...

Dünyaya Açık Kafa İle Bakmak

 

İngiliz kapitalist sınıfının serbest rekabet döneminin parlak günlerine ait “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” sözleriyle ünlenen liberalizmi öleli çok oldu. Dev dünya tekellerinin egemenliğine giren dünyada, kapitalist üretim içindeki üretici güçler, en sonunda kapitalist üretim tarzıyla daha fazla ilerleyemeyecekleri bir sınıra geldiler. Toplumsal gelişmenin ekonomik yasalarından bihaber olanlar, bugün kapitalist üretimin geldiği bu düzeyi anlamakta zorlanıyor ve tarihe hep aynı kriz döngüsü çerçevesinde bakmayı sürdürüyorlar.

Devamını oku...